MEHMET ŞAKİR ÖRS
1956 yılında Alaşehir’de doğdu. 1979 yılında E.Ü. İktisat Fakültesi Ekonomi Bölümü’nden mezun oldu. Uzun yıllar görev yaptığı Tariş’te yönetici olarak çeşitli görevlerde bulundu. Gazetecilik yaptı, iletişim ve halkla ilişkiler alanında çalıştı. İletişimevi’ni kurdu. Çeşitli ekonomik, sosyal ve kültürel konularda yayımlanmış çok sayıda kitabı ve kazanılmış ödülü var. CHP İzmir İl yöneticiliği yaptı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Danışmanlığı görevinde bulundu. Halen İZFAŞ Genel Müdürü olarak görev yapıyor. Aynı zamanda EXPO Yönlendirme Kurulu üyesi.
İzmir’in EXPO adaylığı sürecinde son dönemece girildi. 27 Kasım tarihinde Paris’te yapılacak oylamada, EXPO 2020’nin kaderi belli olacak ve hangi kentte yapılacağı açıklanacak.
EXPO 2020 adaylığında İzmir’in rakipleri Birleşik Arap Emirlikleri’nden Dubai, Rusya’dan Ekaterinburg ve Brezilya’dan Sao Paulo kentleri. İzmir, ‘Daha iyi bir dünya için yeni yollar ve herkes için sağlık’ temasıyla yarışıyor.
FUARCILIK GELENEĞİ
İzmir, fuarcılıkla özdeşleşmiş bir kentimiz. Türkiye’de fuarcılık denilince akla İzmir geliyor, İzmir’in özellikleri ya da simgeleri denilince de önce fuarcılık sayılıyor.
Bugünlerde cumhuriyetimizin 90’ıncı kuruluş yıldönümünü kutlarken, İzmir ile cumhuriyet arasındaki birlikteliğe, koşutluğa dikkat çekmek gerekiyor. Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte gündeme gelen ve ‘Cumhuriyetin Vitrini’ olarak tanımlanan İzmir Enternasyonal Fuarı ile fuarcılık İzmir’de bir geleneğe dönüşüyor.
Ülkemizde fuarcılık İzmir’de başlıyor. İşin tarihçesi cumhuriyetin ilk kuruluş dönemine uzanıyor. Türkiye’de fuarcılığın temeli Şubat 1923’te toplanan İzmir İktisat Kongresi’nde atılıyor. Mustafa Kemal Atatürk, “bu kentte kongreler düzenleyin, sergiler açın” diyerek İzmirlilere önemli bir görev yüklüyor. İzmir ve İzmirliler de bu yıl 82’ncisi düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı’yla bu geleneği o günlerden bugünlere taşıyorlar. Ayrıca İzmir’de çok sayıda başarılı sektörel ihtisas fuarı düzenleniyor.
Günümüzde İzmir, neredeyse cumhuriyetle yaşıt fuarcılığıyla, hem ülkemizde hem de tüm dünyada bir ‘fuarcılık kenti’ olarak biliniyor ve tanınıyor.
2015’E DE ADAYDI
Dünyanın en eski ve en büyük organizasyonlarından biri olarak kabul edilen ve kısaca ‘Dünya Sergisi’ olarak tanımlanan EXPO, 160 yıllık bir geçmişe sahip. İlk olarak 1851’de Londra’da yapılmış. EXPO, BIE (Uluslararası Sergiler Bürosu) tarafından beş yılda bir düzenleniyor. Altı ay süren organizasyona kentler aday oluyor ve gerçekleştiği kentlerin adıyla anılıyor. Ürünlerden çok fikirler, kültürler ve dünyanın geleceği için projeler sergileniyor.
İzmir daha önce 2015 EXPO’suna aday olmuştu. İtalya’nın Milano kenti ile yarışılan 2015 EXPO’su için 31 Mart 2008 tarihinde Paris’te yapılan oylamada, 21 oy farkıyla Milano kazanmıştı.
Bu kez İzmir çok daha zorlu bir yarışta 2020 EXPO’su için uğraş veriyor.
160 yıllık geçmişinde hep katılımcı olarak yer aldığımız ama bugüne kadar hiç evsahipliği yapamadığımız EXPO’yu İzmir’e getirmeye çalışıyoruz.
YEREL DİNAMİKLER
EXPO’lara kentler aday oluyor. Elbette merkezi yönetimlerin desteği ve katkısıyla...
EXPO’lar düzenlendikleri kentlerin adıyla anılıyor. Bu nedenle hem başvuru hem de adaylık süreci yerel yönetimlerin önderliğinde yürütülüyor. Dünyadaki örneklere baktığımızda, EXPO süreçlerinde kentlerin yerel dinamiklerinin önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz. Başta yerel yönetimler olmak üzere, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, yerel medya gibi kentlerin tüm bileşenleri, konunun her aşamasında ağırlık taşıyor. Yerel dinamiklerin sürece ağırlıklarını koymaları, kent halkının hep birlikte hedefe odaklanmasını ve konuyu sahiplenmesini kolaylaştırıyor.
Oysa bizde gelişmeler tam olarak bu temel yaklaşımlara koşut yaşanmıyor. Daha çok merkezi yönetimin ve onun bürokratik uzantılarının ağırlığında yürütülen EXPO 2020 adaylık sürecinde, yerel dinamiklerin olması gerektiği ölçüde süreçte yer alabildiklerini yazabilmek maalesef mümkün olmuyor.
EXPO SONRASI İZMİR
Ama biz her şeye karşın temasıyla, tarihi ve kültürel birikimiyle, o güzelim iklimi, coğrafyası ve insanıyla ve daha pek çok özellikleriyle, İzmir’imizin EXPO 2020’yi hak ettiğine yürekten inanıyoruz.
Bu yarışta İzmir’in en güçlü referansı, cumhuriyetle yaşıt olan fuarcılık geçmişidir, geleneğidir. Neredeyse 90 yıla yakın bir süredir kendi çapında EXPO olarak nitelendirilebilecek uluslararası fuarı başarıyla gerçekleştiren İzmir, EXPO 2020’yi de en iyi şekilde yapabilecek kenttir. Paris’teki sonuç ne olursa olsun, biz adaylık sürecinin, başta tanıtım olmak üzere birçok alanda kentimize yeni fırsatlar, yeni olanaklar yarattığını düşünüyoruz.
İzmir bütün bu artıları önümüzdeki süreçte değerlendirmelidir. Yarış kazanılsa da kaybedilse de, başta sağlık temasıyla ilgili hedefler olmak üzere, EXPO 2020 ile ilgili hedefler mutlaka hayata geçirilmelidir.