Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Nursel Ölmez Ateş - Borusan Holding İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Grup Başkanı-  Son iki yılda hayatımızda pek çok şey değişti. Rutinlerimizi, alışkanlıklarımızı bir bir geride bırakırken hayatın tüm katmanlarını dönüştüren bu süreç iş hayatında da önemli değişiklikleri beraberinde getirdi. İnsana verilen değer ve insanın iyi olma hali bu dönemde öne çıkarken iş liderlerinin odak noktaları da bu eksende yenilendi ve güncellendi.

Kurum içi iletişime öncelik veren ve kurum kültürünü sağlam temeller üzerine inşa eden şirketler bu zorlu dönemden başarıyla çıktı. Zira belirsizliklerle dolu olan bu süreçte şeffaflığa ve güvene dayalı bir iletişim kurabilmek en önemli ihtiyaçların arasında geldi. Bununla birlikte çalışanların sadece ofiste veya mesai saatleri içinde değil, genel olarak iyi olmalarını sağlayabilmek kıymetli oldu. Wellbeing kavramı sadece duygusal değil daha geniş kapsamlı olarak ele alınmaya başlarken çalışanlar için psikolojik, sosyal, ekonomik ve fiziksel olarak esenlik sağlamak öne çıktı.

Haberin Devamı

Çalışma şeklimizde önemli değişiklikler yaşanırken çalışanlarımızla güçlü bağlar kurmak ve bağlılığı korumanın son derece önemli olduğu bir dönemden geçtik. İş yapış şekillerimiz teknoloji ve dijitalleşmeyle birlikte yeni bir boyut kazanırken yıllar içinde yaşanacak değişiklikler birkaç ay içinde benimsendi. Hibrit veya uzaktan çalışma sistemi ister çalışan ister yönetici rollerinde olsun, çalışanların gündemine uzaktan liderlik kavramını soktu. Kendini, ekibini motive tutmak ve kuruma bağlı kılmak çalışan bağlılığını daha geniş bir perspektifle ele almaya yöneltti. Geçtiğimiz iki yılda uzaktan çalışırken ofisteymiş gibi birlik ve beraberliği, takımdaşlığı devam ettirmek önemli olurken verimliliği de korumak öne çıkan başlıklardan oldu.

Pandemiyle beraber dikkat çeken bir diğer başlık yetenek oldu. Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) araştırması, 2025 yılına kadar dünyadaki tüm çalışanların yarısının otomasyon ve yeni teknolojilerin yönlendirdiği sorumlulukları benimsemeleri için mevcut becerilerini geliştirmesi ya da yeni beceriler kazanması gerektiğini ortaya koydu. Dijitalleşme ve teknoloji hızla gelişip iş süreçlerine dahil olurken yeteneklerin de bu paralelde gelişmesi beklentisi doğdu. Reskilling ve upskilling bu aşamada devreye girerken artık bir tercih değil, önemli bir ihtiyaç haline geldi. İnsan kaynakları profesyonelleri için stratejik bir başlık olan yeteneklerin dönüşümünde sadece günümüz ihtiyaçlarını karşılamak yeterli olmazken gelecekte gerekli olabilecek her tür yetkinlik ve beceriyi çalışanlara kazandırmak da gündemimizde yerini aldı. Gelişen teknoloji sayesinde insanın üzerinden rutin işler alınmaya başlanırken çalışanları insani özelliklerini kullanabilecekleri alanlara yönlendirmek hem fayda odaklı bir iş süreci hem de daha verimli sonuçlar alınmasını sağladı.

Haberin Devamı

Tüm bu değişim ve dönüşüm içinde anlam arayışı ise bana göre en kritik başlık oldu. Bunun sonucu gelen büyük istifa dalgası, fayda yaratma, faydalı olma ihtiyacımız, hayatı derinden sorguluyor oluşumuz bu dönem her jenerasyondan insanın gündemine girdi. Yaptığımız işten mutlu olup olmadığımızdan gelecekten beklentimize, dünyaya olan etkimizden alışkanlıklarımıza kadar rutin olarak gördüğümüz pek çok sürece artık anlam arayan gözlerle bakıyoruz. Fayda sağlamak daha da kıymetli olurken bunun kitlelerce yapılmasını, faydanın etkisinin büyük olmasını önemsiyoruz. Future Workplace ve Blue Beyond Consulting'in yaptığı araştırma da bu bulguları destekliyor. Araştırmaya göre 10 çalışandan 8’i, şirketlerin değerlerinin kendileriyle uyumlu olmasının önemli olduğunu belirtirken, çalışanların %75'i işverenlerinin toplumsal fayda sağlama konusunda itici bir güç olmasını beklediğini söylüyor. 45 yaş altı çalışanlar için bu oran %80'e ulaşıyor.

Haberin Devamı

Yüzümüzü geleceğe döndüğümüzde amaç odaklı, toplumsal faydayı gözeten, insanı merkezine alan, dijitalleşme ve teknolojiyi kucaklayan kurumların ayakta kalacağını görüyoruz.

Sadece işe odaklanmayan, her anlamda fayda yaratarak yaşanabilir bir dünya için somut adımlar atan kurumlar artık öne çıkarken gerek çalışanlar gerek hitap ettiği kitleler tarafından sahiplenilmek ve sağlam bağlar kurabilmek de önemli olacak.