Prof. Dr. Faruk Şen kimdir?
1948’de Ankara’da doğan Faruk Şen, Almanya’nın WWU Münster Üniversi-tesi’nde işletme ekonomisi okuduktan sonra aynı üniversitede doktora yaptı. Faruk Şen, 1985’te Bonn’da Türkiye Araştırmalar Merkezi’ni kurdu. 1991’de Essen Üniversitesi’nde profesör oldu. 2008’in sonuna kadar Türkiye Araştırmalar Merkezi’ni yöneten Şen 2009’da Türkiye - Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı’nın kurucusu olarak çalışmalarına devam etti. TAVAK Vakfı’nın yönetim kurulu başkanlığını sürdüren Faruk Şen, REMA kuruluşunun da sahibi.
Yunanistan’daki olaylara bir bakalım... Ülkenin şartları ağırlaştı, iflası önlemek ve euro’da kalmak için Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras Avrupa Birliği’nin getirdiği bütün ağır şartları kabul etmek zorunda kaldı.
Fakat burada çok dikkatli olalım... Yunanistan’ın bugüne kadar kabul edip de, sonra uygulamadan kaldırdığı birçok şart var. Yunanistan, kemer sıkma politikasında ilk önce KDV oranlarının artırımı, yeni vergi düzenlemesi, istihdam piyasasında özellikle kamu kuruluşlarında insan gücünün azaltılmasından tutun da, emeklilere bol keseden verdiği emekli maaşlarına kadar herşeyde Avrupa Birliği’nin şartlarını kabul etti.
Bir adım daha gidersek, artık Yunanistan 715 euro olarak öngörülen taban ücretini de aynı şekilde veremeyecek. Yunanistan bu son görüşmelerden sonra bütçede kesintilerini öngören mali bir kurala geçecek ve geçmişte verilerin yanlış açıklanmasından dolayı istatistik kurumunun bağımsızlığını güçlendirecek. Böylece Yunanistan’daki işsizlik kurumu hükümetin istediği gibi istatistikleri çarpıtamayacak.
Yeni drahmi gelir...
Borçlu olarak Yunanistan’ın bu alışkanlığını sürdürmesi halinde borç krizinin önümüzdeki yıllarda tekrarlanma potansiyeli olduğunu AB ülkeleri görüyor. Bugüne kadar hiçbir reformu tam olarak gerçekleştirmeyen Yunanistan bakalım bundan sonra ne yapacak? Galiba sonunda Avrupa Birliği son kurtarma paketinden sonra reformlarını yerine getiremeyen Yunanistan’ı euro’dan çıkarmak zorunda kalacak.
Böylece Yunanistan en geç yıl sonuna kadar euro’dan çıkacak ve yeni drahmi’ye geçecek. Bu, Yunanistan için de bir kurtuluş olacak. İki hafta önce bankalarında 125 milyar euro mevduat kalan ve 45 milyar euro’nun tedavülde bulunduğu ülkede bankalar kapanmadan evvel mevduat 100 milyar euro’ya düşmüş, tedavüldeki para da 35 milyar euro civarında kalmıştı. Bu paralar euro’dan çıkacak Yunanistan için, Avrupa Birliği açısından çok büyük ve korkutucu bir boyutta değil.
% 60 devalüasyon
Düşünün ki, Türkiye’deki euro mevduatına ve yastık altı paralarına baktığımız zaman 78 milyonluk Türkiye’de de en azından 200 milyar euro bulunmakta. Bu açıdan Yunan ekonomisinin düzelmesi için yeni drahmi’ye geçilmesi, basılan yeni parayla insanların tekrar satın alma gücüne sahip olmaları, her ne kadar bu işe gerek olan yüzde 60 devalüasyon sorun getirse de, yüzde 45’lik bir enflasyonla Yunan halkının yaşamasını da kolaylaştıracaktır.
Yunan krizi nasıl doğdu?
Yunanistan 1981’de Avrupa Birliği’ne girdiğinden beri krizlerden pek çıkamamış bir ülke. 1981 - 2008 yılları arasında Avrupa Birliği tarımsal garanti fonu, bölgesel ve sosyal biçim fonlarından 130 milyar euro’luk hibe yardımı alan Yunanistan, 2008 ve 2010’da çok büyük yardımlar alarak krizi atlatmak istemiş fakat kriz bugün daha büyük boyutlara gelmiştir. Yunanistan ekonomik krizinin en büyük nedenlerini sıralamamızda fayda var:
1. Yunanistan büyük ölçüde savunma harcamaları yapan bir ülke. Gayri safi milli hâsılasının (GSMH) büyük bir bölümü savunmaya gitmekte ve Yunanistan uzun bir zamandır Almanya’daki Krauss - Maffei firmasının en büyük müşterilerinden biri. Geçtiğimiz yıllarda 280 Leopar 2 tankı alan Yunanistan, Türkiye ile bu açıdan rekabet içinde ve büyük bütçe ayırmakta. Yunanistan’ın Avrupa Birliği büyük ülkesi olarak, gene NATO üyesi olan Türkiye’ye karşı bu kadar silahlanmasını anlamak güç.
Üretim yok, tüketim var
2. Kamudaki kadrolar 13 milyonluk Yunanistan için çok büyük boyutlara erişmiştir. Yunanistan kamu harcamalarını hiçbir şekilde kısmayı düşünmemekte.
3. Almanya gibi Avrupa Birliği’nin motoru olan bir ülke, büyük uğraşlardan sonra geçtiğimiz yıl tavan ücretini kabul etmiş ve 2016’dan itibaren Almanya’da 835 euro tavan ücreti uygulanmaya başlayacaktır. Buna karşılık Yunanistan 5 yıldır 715 euro’luk bir tavan ücreti ödemekte bu da çok az mal üreten bir ülke için büyük rakam.
4. Yunanistan’da üretim yok denecek kadar az. Bugüne kadar Yunan ekonomisini deniz taşımacılığı ve turizm taşımıştı. Üretimde hiçbir atılım yapılmaması Avrupa Birliği’nin tarımsal garanti fonundan alınan paraların da çar çur edilmesi nedeniyle Yunanistan’da kriz büyümekte. Eskiden GSMH’sinin yüzde 30’unu turizmden sağlayan, 1983’te yalnız Rodos adasında Türkiye’nin iki misli yatak sayısına sahip olan ülke bugün için turizmdeki önemini kaybetmiştir. GSMH’sinin ancak yüzde 17’sini turizmden sağlamaktadır.
5. Yunan halkı üretmeden çok tüketmeye açık bir halk. Bu nedenle giderinin çok üstünde bir yaşam içine girmiş ve Avrupa Birliği’nden aldıkları paraları da üretim olmayan sektörlere yönlendirmiştir. Bundan sonra bunların değişmesi zor olacaktır.
Az çalışılıyor...
6. Yunanistan’a baktığımız zaman kamu kuruluşlarında ve bankalarda pazartesi öğlene kadar, çarşamba öğleden sonra ve cuma öğleden sonra çalışılmamaktadır. Almanya’da haftalık çalışma saati 40, hatta bazı sektörlerde 42 - 44 saate ulaşırken Yunanistan’da kamu kuruluşlarına çalışma saatleri 32 - 34 saat arasında olmaktadır. Böyle bir ülkenin borçlarını ödemesi, sağlıklı bir şekilde gelişmesi güçtür. Avrupa Birliği’nin motoru olan Almanya’da insanların yüzde 22’si fakirlik sınırının altında yaşarken kendi ülkelerine ödedikleri vergi paralarından Yunanistan’ın her yıl yeni baştan kurtarılmasına olumlu bakmamakta.
email: dusunce@milliyet.com.tr