Prof. Dr. Faruk ŞEN
Faruk Şen ortaöğrenimine İstanbul Alman lisesinde devam etmiştir. 1971 yılında Almanya’nın WWU Münster Üniversitesi’nde işletme ekonomisi öğrenimine başlamış 1977 - 1979 yılları arasında aynı üniversitede iktisat bölümünde Türk işci şirketleri konusunda yaptığı doktora tezi ile doktorasını almıştır. 1980’de Bamberg Üniversitesi’ne öğretim üyesi olarak giden Şen daha sonra 1981-85 yılları arasında Duisburg Üniversitesi’nde ögretim üyesi olarak çalışmıştır. 1985’te Bonn’da Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin kuruluşuna öncülük etmiş, 2008’in sonuna kadar kurumda faaliyetler yürütmüştür. 1991’de Essen Üniversitesi’nde Profesör olan Şen Türkiye Araştırmalar Merkezi yönetimi sürecinde 180 farklı araştırmaya imza atmıştır. Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı’nın kurucusu olan Şen aynı zamanda bu vakfın yönetim kurulu başkanıdır. 2010’da Türkiye’ye dönen Şen’in Almanca, İngilizce, Fransızca ve Türkçe dillerinde birçok makale ve kitabı bulunmaktadır.
Türkiye’nin ve Türklerin dünyadaki imajı nasıl olduğu sorulursa herhalde Türklerin az olduğu Japonya’da iyi ama 3 milyon insanımızın yaşadığı Almanya’da imajımızın pek de iyi olmadığı ortaya çıkar. Şu anda bu araştırmayı Suriye’de yapsak Suriye halkının büyük bir bölümü Türkiye’ye karşı tepkili olacaktır. Aynı şeyi son zamanlarda Mısır için de söylememiz mümkün. AB ülkelerinde Türkiye’nin imajı incelenmeye başlandığı zaman negatif bir imaj ortaya çıkar. Buna karşılık Tayland, Vietnam, Güney Kore gibi ülkelerde imajımızın yüksek olduğunu görürüz.
Hizmet grubunun bir ölçüde aktif olduğu Afrika ülkelerinde yüksek bir imaja sahibiz. İslam dünyasına bakarsak 57 Müslüman ülkesinin büyük çoğunluğunda Türkiye’ye karşı şuur altında bir tepki olduğu ortaya çıkar. Bunun iki nedeni vardır.
GÖÇMEN İMAJI
Nedeni Osmanlı İmparatorluğu’na karşı olan tarihsel tepkileridir. Laik Türkiye’yi İslam dünyasının bir parçası olarak görmemelerinden kaynaklıdır.
Dünyada bir de göçmenlerimizden oluşan imajımız vardır. TAVAK’ın son hazırladığı araştırma kapsamında Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında 6,8 milyon Türk kökenli göçmenin yaşadığını görürüz. Bunlar Orta Asya’da yaşayanlar veya Eski Sovyetler Birliği’nde Dağıstan, Tataristan veya Başkurtlardaki Türkler değil Türkiye’yi 60’lı yıllarda terk edip başka ülkelere giden insanlardan oluşur. Bu 6 milyon 800 binlik kitlenin 5 milyon 300 Bini Avrupa Birliği sınırları içinde yaşarken 1,5 milyonluk bir kitle de başta 480 bin kişi ABD’de olmak üzere Kanada, Avustralya, Rusya ve Müslüman ülkelerde yaşamaktadırlar. Bu kişilerin yaşadıkları ülkeye uyumları ülkeden ülkeye değişmektedir.
AFRİKA’DA DURUM
Afrika ülkelere giden insanlarımız işlerini kurmuşlar okullarını açmışlar ve büyük ölçüde faaliyet göstermekteler.
Yurtdışında yaşayan Türkler oradaki ekonomiye katkıları ile Türkiye’deki ihracatının artmasında da büyük ölçüde rol oynamaktadır.
Bütün bu gelişmeleri Türkiye’de daha ciddi bir şekilde ele almak ve ortaya çıkarmak lazımdır.
Bu konuya Türkiye’de fazla gösterilmemiştir. TAVAK Vakfı’nın hazırladığı Dünya Türkleri araştırması büyük bir boşluğu dolduracaktır. Türkiye’deki insanlarımız bu konuda daha fazla bilgilenecektir. Türkiye’deki bankaların veya prestij kitabı yaptıran özel kuruluşların böyle konulara ilgi duymaması, Osmanlı padişahlarının bir bir prestij kitaplarını çıkarması da ilginçtir.
Bu prestij kitaplarını da Osmanlı hanedanlığının çocukları artık yaşamadığı için okuyanlar çok çok azdır. Bu eksikliğin kapatılması şarttır.
YÜZDE 9 DIŞARDA
Türkiye’nin 75 milyonluk nüfusundan hareket edersek yüzde 9’luk bir kitlesi de yurtdışında yaşamaktadır. 1,3 milyarlık Çin’in 55 milyonu yurtdışında yaşar, 1,1 milyarlık Hindistan’ın da 35 milyonu ki bunlar yüzde 3’lük bir oran anlamına gelir ve yurtdışında yaşamaktadır. Buna göre nüfusuna oranla en fazla yurtdışında insan yaşatan ülke Türkiye’dir. Bu ciddiye alınması gereken bir konumdur.
Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı bu alanda ciddi araştırmalar yapmış, ilk önce AB sınırları içerisinde yaşayan insanlarımızı tespit etmiş, ardından diğer ülkelerdeki Türkleri de araştırmıştır. Türkiye’de 3 yıl önce kurulan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı bu konuda ciddi bir atılım yapmamış ve yurtdışında yaşayan Türklerin bir dökümünü hazırlamamıştır. 300 kişinin çalıştığı bir kurumun böyle bir gelişmeye fazla ilgi göstermemesi ilginçtir. Türkiye Cumhuriyeti olarak 550 bin Suriye’den kaçan ve bize sığınan insanlara günde 13 milyonluk harcama yaparken acaba yurtdışında yaşayan Türklere ne kadar önem veriyoruz?
82 MİLYON NÜFUS
Esasında nüfusumuz yurtdışındaki Türkler ile birlikte 82 milyon sınırına gelmiş bulunmaktadır. Bu da Avrupa Birliği’nin dev ülkesi Almanya’nın bugünkü nüfusuna eşittir. Bu açıdan Dünya Türkleri araştırması gereken bir konudur. Türkiye Cumhuriyeti‘nde büyük bir açığı kapatacaktır. Başta Başbakan, Cumhurbaşkanı ve muhalefet parti liderleri olmak üzere bu konuda kafa yoran herkesin ilgisini çekecek olan bu kitapla Türkiye’nin dış dünyadaki gücü de ortaya çıkacaktır.
Dünyadaki Türk göçmenleri ve AB başta olmak üzere birçok ülkede faaliyet gösteren Türk SDK aktiviteleri dünyada Türk olgusunu büyük ölçüde ortaya çıkarmaktadır.