Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye her nedense mevcut termik santrallerinin doğa üzerinde oluşturduğu tahribatın etkilerini gideremediği, bu santrallerle baş edemediği halde; yerel halkın ve kamuoyunun tepkilerine yanıt vermemişken birkaç yıldan beri yepyeni bir termik santral atağına kalkıştı.
Devlet çoğu Karadeniz ve Ege’nin en güzel kıyı kasabalarında olmak üzere 46 yeni kömürlü termik santralın daha kurulması için harekete geçti. Bütün dünya yeni enerji kaynakları peşindeyken; mevcut 18 santralin doğa ve insan üzerine yaptığı onulmaz tahribatlar ortadayken ve Türkiye’nin başta güneş ve rüzgar gibi önemli enerji kaynaklarına sahipken, var olan bu alternatiflerin en sorunlusu olan kömüre dayalı termik santrallere yönelmesi düşündürücü. Son olarakta genellikle “en güzel” yerlerimize çöreklenen “termik santral”cılar, bu santrallerle ilgili işlenen onca çevre cinayetleri yetmiyormuş gibi şimdi de Amasra’ya göz koymuş ve 2640 megavat gücünde iki termik santralin Amasra’da yapılması için kollarını sıvamışlar.
Yapılması düşünülen santrallerin Türkiye coğrafyasına konuşlandırılmasıyla Türkiye, artık “üç tarafı termik santrallerle kuşatılmış” bir ülkeye dönüşecektir. Lisans verilen veya verilmesi beklenen illerimiz ve santral sayıları: İzmir dört, Adana yedi, Zonguldak altı,Çanakkale-Hatay beş, Çankırı, Sinop dört, Düzce Sakarya ve Bartın iki, Balıkesir, Kocaeli, Kütahya, Mersin, Bursa, Şırnak, Tekirdağ, Manisa, Edirne’de bir adet santral kurulması planlanmıştır.

AMASRA DÜNYA MİRASI
Yukarıda da değinildiği gibi Amasra’ya iki termik santral yapılmasına çalışılmaktadır. Bartın/Amasra Karadeniz’in hepsi birbirinden güzel olan Karadeniz sahil kasabalarının en güzelidir. Adını, Büyük İskender’in baldızı kraliçe Amastris’ten alan Karadeniz’in incisi olan Amasra ülkemizin gözbebeğidir. Fatih Sultan Mehmet’in şimdiki Bakacak Tepe’den denize doğru bakarken ilk gördüğünde “Çeşm-i Cihan (dünyanın gözü) bu m’ola” dediği efsanevi güzelliğin kentidir.
Amasra’nın yüzölçümünün yüzde 50’den fazlasını ormanlar oluşturmakta ve 600’den fazla bitki türü (5 adedi endemik) doğal olarak yaşamını sürdürmektedir.

KÖMÜR KENTİDİR
Bu doğal güzelliklerinin yanında aynı zamanda kömür kentidir Amasra ve Zonguldak kömür havzasının bir bölümüdür. Zonguldak Havzası, taşkömürü işletmeciliğinin günümüzde de sürdürüldüğü ve taş kömürü üretiminin güncel sorunlarının çok yoğun olduğu bir havzadır. Enerji piyasası denetleme kurulunun (EPDK) 2007 yılında çıkarılan bir yasayla 1200 MW’lık termik santrallerde yakıt olarak yerli kömür kullanılması koşuluyla devletin bazı olanaklar tanıması sonucunda Bartın-Amasra’da termik santral kurulması kararı alınmıştır. Bu özel olanaklar arasında, termik santral kurulacak alanın kamulaştırma bedellerinin devlet tarafından ödenmesi; bu firmaların termik santralın su gereksinimini gidermesi için kuracakları barajların kamulaştırma bedellerini ödemesi; devletin üretilen enerjiye 15 yıl alım garantisi vermesi ve bu enerjinin en yakın dağıtım merkezlerine gidebileceği iletim hatlarının masraflarının da devlet tarafından ödenmesi garanti edilmiştir.

KORUNMASI GEREK
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yaptırılan Zonguldak, Bartın, Karabük 1/100.000’lik “Bölgesel Çevre Düzeni Planı”nda Bartın İlinin Amasra İlçesi turizm ve arkeolojik alan özelliğine sahip olması nedeniyle “Mutlak Korunması Gereken Alan” ilan edilmiştir. Bu karara uygun olarak Amasra’ya termik santral yapılması yasaklanmış ve durdurulmuştur. Bütün bu gelişmelere rağmen Amasra kömürlerini işletme hakkını alan firmanın Amasra’ya termik santral kurma inadı devam etmekte; mevcut planı görmezden gelerek usulsüz hukuk dışı uygulama ile yaptığı ÇED başvurusu dosyası bakanlıkça kabul edilmiş ve süreci başlatmıştır. Amasra’yı karalara boğacak herkesin nefret ettiği santrallere karşı yerel halk yaşam kaynaklarına sahip çıkma bilinciyle 30 bin imzayla Amasra Termik santrallerine karşı toplanan 30 bin imzayla karşı tepkisini çok açık bir şekilde göstermiştir.

EKO-TURİZM HAYAL
Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan 2023 Turizm Stratejisi’nde; “Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Bolu, Zonguldak, Bartın, Kastamonu ve Sinop illerini kapsayan bölge biyo-çeşitlilik açısından ve eko-turizm potansiyeli açısından Türkiye Turizm Stratejisinde öncelikle eko-turizmin geliştirileceği bölgeler” belirlenmiştir. Bu bölgede; “Bölge kültür, kıyı ve doğa turizmi çerçevesinde geliştirilecektir. Bu koridordaki Şile, Akçakoca, Amasra, Cide, Çaylıoğlu ve Sinop yerleşkelerinde yer alan balıkçı barınaklarının yatları kabul edebilecek şekilde yenilenerek marina/balıkçı köyü kavramı çerçevesinde turizm gelişimi sağlanacaktır” denmektedir. Ayrıca Türkiye 2007-2013 Turizm Eylem Planı’nda Amasra ve Kurucaşile ilçeleri “Eko-turizm Odaklı Gelişme Bölgesi” içinde gösterilmektedir. Her yıl binlerce kişi, yöreye Mugada, İnkumu, Amasra ve Çakraz’daki yazlıklara ve diğer konaklama yerlerinde kalmaya gelerek turizm etkinliğine katılmaktadır. Bu nüfus da termik santrallerden etkilenecektir. Tüm ulusal ve yerel planlarda öncelikli olan turizm potansiyelini ortadan kaldıracak olan termik santral yatırımı devletin kendisi ile çelişkisi değil midir?
Ayrıca “Kastamonu-Bartın Küre Dağları Milli Parkı”nın iki adet dev boyutlu termik santral kurulması durumunda çok yoğun şekilde zarar göreceği aşikardır.

GÜNLÜK 1150 TON
Bartın-Amasra Termik Santral Raporu’nda yer alan çevre boyutu ile ilgili yapılan incelemelerde termik santral için yıllık olarak yaklaşık üç milyon tondan daha fazla kömüre ihtiyaç olduğu ortaya konulmuştur. Bu kömürün yakılması sonucu oluşacak olan kül miktarı yaklaşık olarak 420 bin ton/yıldır. Günlük oluşacak kül miktarı da 1150 ton olarak gerçekleşecektir.
Bu külün Amasra ilçesi ve yakın çevresinde depolanmasını sağlayacak kül barajı yapmaya uygun bir alan bulunmamaktadır. Çünkü bu bölge dağlık ve havzalar dar ve kısadır. Külün taşıma ile başka bir yere depolanması durumunda günde en az 115 kamyonun bu bölgede sürekli hareket halinde olacağı ve bu kamyon trafiğinin yaratacağı çevre sorunları oluşacaktır.

Haberin Devamı

Prof. Dr. METİN SARIBAŞ
1946 yılında Hopa-Artvin’de doğdu. 1969 Yılında İ. Ü. Orman Fakültesini bitirdi. Orman Bakanlığı’na bağlı Kavak ve Hızlı Gelişen Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü’nde 1993 yılına değin araştırmacı olarak çalıştı. 1989 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Orman Botaniği Bilim Dalı’nda doktorasını tamamladı. 1994 Yılında Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Bartın Orman Fakültesi’ne yardımcı doçent olarak atandı. Aynı yılda doçent ve 1999 yılında profesör oldu. Bartın Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü ve Bartın Orman Fakültesi Dekanlığı görevini yaptı. Ulusal ve uluslararası yayın organlarında 150’den fazla yayını ve 6 kitabı bulunuyor.