Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Savaşta kazanılan her başarı bir zaferdir. Ve her zafer, kazanan için en büyüktür. Zaferin değeri neticeleriyle ölçülür. Kurtuluş Savaşı boyunca kazandığımız zaferleri böyle bir kıstasla mukayese edersek, 30 Ağustos Zaferi’nin bir zirve olduğunu görürüz.

Bu zaferi anma günlerinde, ben Türk’üm diyen herkesin duyması gereken heyecan, coşku, gurur çok büyüktür.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Başkomutanlığı’nda verilen mücadele, sadece vatanımızın kaderini belirleyip topraklarımızın düşman işgalinden kurtulmasını sağlamakla kalmamış, fiilen kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet payidar kalacağını da kanıtlamıştır.Kazanılan zaferin şifreleri, askeri ve siyasi arenada milletini, meclisini ve ordusunu harekete geçiren büyük önderin üstün deha ve zekasıyla, söz ve eylemlerinde saklıdır.

Haberin Devamı

İlk fitili ateşledi

Çanakkale Savaşları’nın Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal’in “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” ifadesi bir milletin makus talihinin dönüm noktası olduğu kadar verilen mücadelenin de yapı taşını oluşturmuştur.

Osmanlı Devleti’nin 30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalaması İstanbul’un işgaline uzanan süreci başlatmıştır. İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan harp gemilerinden oluşan İtilaf Devletleri Donanması 465 yıllık Osmanlı başkentini askeri bir işgal ve abluka altına almıştır.

O yıllarda galip devletlere meydan okumak umutsuz bir girişim olarak görülse de, düşman gemilerini gören Mustafa Kemal “Anadolu’ya dönmenin çaresine bakmalı, geldikleri gibi giderler” diyerek, bir milletin emperyalizme başkaldırışının ilk fitilini ateşlemiştir.

Bağımsız ve milli egemenliğe dayanan yeni bir devlet kurma düşüncesinde olan Mustafa Kemal “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolasıyla 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı.  Türk Milli Mücadele harekâtının en önemli dönüm noktası ise 25 Haziran tarihli Amasya Genelge’sinde yer alan “Vatanın bütünlüğü, Milletin istiklali tehlikededir. Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” maddesiyle tam bağımsızlığa vurgu yapılmasıydı.

Haberin Devamı

Ordu müfettişliğinden ve askerlik görevinden istifa eden Mustafa Kemal başkanlığında 23 Temmuz ve 4 Eylül 1919’da Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde kabul edilen maddeler, 28 Ocak 1920’de bir beyanname haline getirilen Misak-i Milli kararlarının esasını oluşturacaktır.

İşgal güçlerince kapatılan Meclis-i Mebusan’ın yerine kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 21 Ocak 1921 tarihli Anayasa’sında ortaya koyduğu “Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” ilkesiyle, milli mücadelenin başından itibaren egemenlik ilkesi hakim kılınmıştır.

Düzenli orduya geçişle birlikte İnönü Savaşları’nın kazanılmasından sonra Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’ya göndermiş olduğu telgrafta “Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin ters talihini de yendiniz” diyen Mustafa Kemal’in vatanın kurtuluşuna olan inancı daha da kuvvetlenmişti.

Kurtuluş Savaşı’nın savunma savaşı olarak devam ettiği ve bazı taktik yenilgilerin yaşandığı dönemde Mustafa Kemal “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, bu milletin kanıyla ıslanmadıkça, terk olunamaz” ifadesiyle Anadolu’nun zaptedilemez ve Türklerin tutsak edilemez olduğunu ilan ediyordu.

Haberin Devamı

Subaylar Savaşı olarak da bilinen Sakarya Meydan Muharebesi Türk ordusu için bir savunma savaşı olmasının yanı sıra Yunanlıların büyük ülküsü Megola İdeası’na da artık geçit verilmeyeceğinin bir göstergesi olmuş ve ardından Mustafa Kemal’e TBMM tarafından Mareşallik ve Gazilik ünvanı verilmiştir.

Bir Türk mucizesi

Kesin sonuç alıcı bir imha muharebesine gerçekten iyi bir şekilde hazırlanılması gerektiğini bilen Gazi Mustafa Kemal, Dumlupınar’da Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin kazanılmasıyla birlikte Türk ulusunun kaderini değiştiren “Ordular! ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri...” emrini vererek Büyük Taarruzu başlatmıştır.

Samsun’la başlayan ve Büyük Taarruz ile sonuçlanan 30 Ağustos Zaferi, Türklerin Lozan görüşmelerine eşit devlet olarak katılımını sağladığı gibi yeni bir devletin kurulmasına da olanak tanıyan, bir Türk mucizesidir.

Çok yüksek sevk ve idaresi ile Çanakkale’yi geçilmez yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu kez de istilacı ve işgalcileri yurdumuzdan atarak, vatanımızı kurtarmış ve milletimizi özgürlüğüne kavuşturmuştur.

Medeniyet denilen tek dişi kalmış canavarın Türk yurduna saldığı onca güçlü, modern ve acımasız ordu ve donanmalarına karşı verilen bu bağımsızlık mücadelesinin her anı şüphesiz Türk’ün yiğitlik, cesaret, fedakârlık ve vatan sevgisi ile gerçekleştirilmiştir.

Büyük Taarruz’un şifreleri

N. İSMET HERGÜNŞEN

Emekli Deniz Kurmay Albay

Kabataş Erkek Lisesi’ndeki eğitiminin ardından Deniz Harp Okulu’ndan mezun olup Donanma’ya katıldı. Muhrip, hücumbot ve fırkateyn sınıfı gemilerlerdeki görevlerinin ardından TCG Fatih Fırkateyni’nde komutanlık ve hücumbotlarda komodorluk yaptı. Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanlık görevi esnasında kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Bahçeşehir Üniversitesi ve Deniz Ticaret Enstitüsü’nde denizcilik dersleri verdi.