İki ülke arasında mega projeler üzerindeki işbirlikleri meyve vermeye başladı. Çinli şirketler, Tuz Gölü Doğalgaz Yer Altı Depolama Tesisi, Emba Hunutlu Termik Santrali, Ankara ve İstanbul’un metro araçları, Kumport Limanı gibi birçok mega projenin inşaatına katılarak Türkiye toplumu ve şirketlerinin işletme maliyetlerinin azaltılmasına ve Türkiye ekonomisinin daha kaliteli ve sürdürülebilir bir şekilde gelişmesine katkıda bulunuyor.
İhracatta hızlı artış
Türkiye’nin Çin’e ihracatında hızlı bir artış bekleniyor. Sadece geçen kasım ayında yapılan ilk Çin Uluslararası İthalat Fuarı sırasında Çinli Suning Holding, Türk tarafı ile 500 milyon euro’luk mal alımına dair sözleşme yaptı. Çin’de orta gelir grubuna ait vatandaşların sayısı 450 milyona ulaştı, çeşitli konulardaki talepler tamamen değişti. Özellikle Türkiye’nin kiraz, Antep fıstığı ve zeytinyağı gibi kaliteli tarım ürünleri Çin piyasasındaki payını artırmaya devam ediyor. Türk ihracatçıları piyasada ciddi fırsatlar bekliyor.
İki tarafın bilim, teknoloji ve internet alanındaki iş birliğinde olumlu gelişmeler sağlandı. Huawei, İstanbul’da yurt dışındaki en büyük ikinci araştırma-geliştirme merkezini kurdu. ZTE, Netaş’ın yüzde 48’lik hissesini satın aldı. Alibaba, Türk e-ticaret platformu Trendyol’un çoğunluk hissesini satın aldı.
Çin ve Türkiye’nin finans alanındaki işbirliği yeni bir parlak nokta haline geldi. İki ülkenin merkez bankaları arasında para takası anlaşması imzalandı. ICBC, 2015 yılında Tekstilbank’ı satın aldıktan sonra Türkiye’de birçok proje için 10 milyar dolara yakın finansman ve kredi sağlayarak iki ülkenin ticaret ve yatırım işlerini kolaylaştırmak için güçlü bir garanti sağladı. 2017 yılında Bank of China Türkiye’de şubesini resmen açarak iki tarafın ekonomik ve ticari iş birliği için yeni bir finans kaynağı oluşturdu.
10 bin kişiye istihdam
Çin ve Türkiye’nin gerçekleştirdiği somut işbirlikleri her geçen gün daha fazla Türk vatandaşlarına somut yarar sağlıyor. Huawei’nin Türkiye’de 3000’den fazla ücra veya dağlık bölgelerde bulunan köy için sunduğu haberleşme ve veri hizmetlerinden 500 bini aşkın köylü yararlanıyor. NUCTECH’in güvenlik kontrolü konusunda sağladığı çözümler ve ekipmanlar, İstanbul’un yeni havalimanının güvenli bir şekilde işlemesini sağlam bir güvence altına aldı. Bazı istatistiklere göre Çinli şirketler, Türkiye’de 10 bine yakın yerel personel istihdam etmektedir.
İki ülke arasındaki mesafe giderek azalıyor. Türk Hava Yolları’nın İstanbul’dan Beijing, Shanghai, Guangzhou ve Hong Kong’a her hafta düzenlediği 27 seferin dışında Sichuan Airlines ve China Southern Airlines, nisan ve mayıs aylarında Chengdu ve Wuhan’dan İstanbul’a aktarmasız seferlere başlayacaklardır. Türkiye’ye gelen Çinli turistin sayısında büyük bir artış öngörülüyor, mevcut büyüme hızı devam ederse bu rakamın 2023 yılında 1 milyona ulaşması bekleniyor.
Çin ve Türkiye, Bir Kuşak Bir Yol’un ortak inşası sürecinde kapsamlı ve etkin bir biçimde politika, altyapı, ticaret, sermaye ve beşeri ilişkiler gibi konularda birbirine bağlanmayı sürdürüyor. Gelecekte Türkiye halkı, hem Çin-Türkiye iş birliğinden hem de Avrasya’da Bir Kuşak Bir Yol’un inşasından faydalanacaktır.
Uluslararası iş birliği
Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan bir ülke olarak, Türkiye’nin önemli coğrafi avantajları daha iyi bir şekilde değerlendirilecektir. Aynı zamanda, Çin ve Türkiye’nin Bir Kuşak Bir Yol konusundaki işbirliği için istikrarlı ikili ilişkiler, iyi bir ticaret ortamı ve dostane bir yaşama ortamı olmazsa olmaz unsurlardır. Umarım ikili siyasi ilişkilerimiz ve ticari işbirliğimiz olumlu bir etkileşim içine girebilir, böylelikle çeşitli alanlardaki iş birliğimizin hızla gelişmesini sağlayabilirler.
Halihazırda uluslararası düzen ve koşulların derin ve ciddi bir değişim sürecinde bulunduğu herkesin malumudur. Bir Kuşak Bir Yol Girişimi, çok taraflılığı koruyor, uluslararası ekonomik işbirliğine odaklanıyor, açıklık, kapsayıcılık, karşılıklı yarar ve kazan-kazan’ı savunuyor, güzergâhtaki ülkelerin ekonomilerini geliştirmeyi ve yerel halklarının yaşam seviyesini yükseltmeyi nihai amaç olarak görüyor. Günümüz dünyasının konjonktürü, Bir Kuşak Bir Yol’un inşasına daha büyük ve özel bir anlam yüklüyor.
Bir Kuşak Bir Yol Girişimi Çin’den kaynaklandığı hâlde Çin’e özgü bir “solo performans” değil, tüm ilgili tarafların beraber katıldığı bir “orkestra performansı”dır, onun sunduğu fırsatlar ve kazandırdığı sonuçlar tüm dünyaya aittir.
Bir jeoekonomik fırsat
Bir Kuşak Bir Yol, Çin’in “jeopolitik aracı” değil, ülkeler arasındaki nakliye süreci gibi ticaret maliyetlerini belirgin bir biçimde azaltacak olan bir jeoekonomik fırsattır. Bir Kuşak Bir Yol, bir “borç tuzağı” değil, halklara yarar getiren bir “turta”dır, üzerinde gerçekleşen işbirlikleri gözle görülür, elle tutulur pozitif sermayeler üretmektedir.
25 - 27 Nisan tarihleri arasında “İkinci Bir Kuşak Bir Yol Uluslararası İşbirliği Zirve Forumu” Beijing’de düzenlenecektir. 150’den fazla ülke ve 90’dan fazla uluslararası örgütten gelen 5000’e yakın yabancı misafir foruma katılımını teyit etti. Türkiye’nin farklı çevrelerinden gelen misafirler, Çin ve başka ülkelerden gelen katılımcılar ile birlikte “Bir Kuşak Bir Yol’u Beraber İnşa Edelim, Güzel Geleceklere İmza Atalım” başlığı altında işbirliği ve kalkınmanın yollarını arayacaktır. Türkiye’nin Bir Kuşak Bir Yol’un sunduğu değerli fırsatları değerlendirmeye devam edeceğini, Bir Kuşak Bir Yol seferli gelişme trenine binerek Çin-Türkiye işbirliğine yeni bir itici güç vereceğini ümit ediyoruz.