Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

AYBARS KUDAY- Son yıllarda Türk futbolunun büyük bir düşüşte olduğu hepimizin malumu. Avrupa’daki performansımız da aynı şekilde bu düşüşe paralel bir şekilde devam ediyor. Bu sene Avrupa kupalarında bütün takımlarımız elendi ve Avrupa’da yoluna devam eden tek kulüp olarak Galatasaray kaldı. Ligdeki performansı ile tarihinin belki de en kötü sezonunu yaşayan Galatasaray UEFA Avrupa Ligi'nde ise müthiş akılcı bir futbol ile grubunu yenilgisiz lider bitirmeyi başardı ve deplasmanda oynadığı hiçbir karşılaşmayı kaybetmeyerek son derece başarılı bir performans sergiledi.

Haberin Devamı

Galatasaray geçtiğimiz hafta herkesin farklı mağlup olacağını beklediği maçta Barcelona karşısında da yine son derece iyi bir performans sergiledi, Camp Nou Stadı’ndan beraberlik ile ayrıldı ve 17 Mart’ta oynanacak rövanş maçı için bir avantaj elde etmeyi başardı. Başardı kelimesini kullandım çünkü gerçekten herkes Galatasaray’ın ligdeki durumuna bakarak Barcelona’ya hele hele İspanya’da 65 bin Barcelona taraftarı önünde farklı kaybedeceğini bekliyordu.

Benim burada dikkat çekmek istediğim nokta ise başka. Artık günümüzün en önemli verilen kavramlarından biri de imaj. Bu sadece bir spor kulübü için değil; şirketler hatta ülkeler için bile geçerli.

2000 yılında UEFA Kupası'nı hem de hiç mağlubiyet görmeden kazanan Galatasaray. Hemen ertesi sene UEFA Süper Kupası'nı o dönem Los Galacticos denen Real Madrid gibi adeta bir yıldızlar karmasını mağlup ederek kazanan da yine Galatasaray. Fakat bugün görüyoruz ki deplasmanda alınan beraberlik sonrası spor kamuoyu, basın, taraftarlar sanki şampiyon olmuş gibi seviniyorlar. Hepimiz biliyoruz ki Galatasaray ve Barcelona kulüpleri arasında finansal güç, takıma ayrılan senelik bütçe vb. olarak büyük bir uçurum var. Doğru. Galatasaray tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşıyor ve deplasmanda dünyanın en büyük kulüplerinden biri olan Barcelona’ya yenilmiyor. Bu da doğru. Ama Galatasaray gibi Avrupa şampiyonu ve Süper Kupa şampiyonu apoletli bir kulübün taraftarlarının alınan bir beraberliğe bu kadar sevinmesini, basınının beraberlik sonrası methiyeler düzmesini iyi bir Galatasaray taraftarı ve bir kongre üyesi olarak çok yadırgadım. Avrupa şampiyonluğunu görmüş bir takımın taraftarı beraberlikte kutlama yapmaz, erkenden sevinmez, basını şampiyonluk kazanmışız gibi başlıklar atmaz ve maçı kazanmışız gibi “korksunlar bizden”, “iste Avrupa Fatih’ini gördüler” tarzı sözler eşliğinde maç yorumlanmaz. Yorumlanmamalı.

Haberin Devamı

Avrupa şampiyonluğu görmüş bir takımın oyuncusu ilk maçta alınmış olan bir beraberlik sonrası direkt soyunma odasına gider, kutlama yapmaz.

Eğer Avrupa şampiyonluğunu içselleştirdiysek daha mağrur durmalıyız, duramıyorsak da icabında mağrur gibi rol yapmalı ve daha “cool” bir imaj çizmeliyiz. Bu tarz tek maçlık “başarıları” gözümüzde büyütmemeliyiz. Günümüz dünyasında imaj artık çok daha önemli olduğu için imajımıza yakışır şekilde hareket etmeliyiz.

Başkan Burak Elmas’ın dediği gibi bu beraberlik ancak turu geçtikten sonra anlamlı hale gelir mantığıyla düşünmeli ve hareket etmeliyiz.

Haberin Devamı

Vizyonumuzu daima geniş tutmalıyız. Ancak bu şekilde eskilerin söylemi olan “amacımız Avrupa’da final oynamak” mantalitesini ‘den “amacımız Avrupa’da şampiyon olmak” mantalitesine geçeriz. Ancak bu şekilde kazanmış olduğumuz “Avrupa Şampiyonu” apoletini layıkıyla taşırız.