Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ebonie L. Cunningham Stringer

Ebonie L. Cunningham Stringer, ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinde bulunan Wingate Üniversitesi’nde Sosyoloji ve Ceza Adaleti bölümünde öğretim üyesi. Stringer, lisans eğitimini Sosyoloji, Siyaset Bilimi ve Siyahi Araştırmalar üzerine Missouri Üniversitesi’nde aldı. Yüksek lisansını Purdue Üniversitesi’nde sosyoloji üzerine yapan Stringer, doktorasını da aynı üniversitede Sosyoloji alanında yaptı. Stringer, ceza adaleti ve aile kriminolojisi; ırk, sınıf ve cinsiyet suçları; sosyal eşitsizlikler ve aile sosyolojisi üzerine ders veriyor. Stringer aynı zamanda üniversitede Ceza Adaleti Programı Koordinatörü.

Haberin Devamı


9 Ağustos tarihinde, Missouri, Ferguson’da, silahsız bir Afrikalı-Amerikalı genç olan Michael Brown, polis tarafından vurularak öldürüldü. Tanıklar beyaz bir adam olan memurun, Michael Brown’ın geri çekildiği halde, üst üste önce arkasından, teslim olmak için ellerini kaldırıp döndüğünde de göğsünden vurduğunu bildirdi. Vurulma olayının sonrasında Amerika’daki ırk problemi ön plana çıktı ve Ferguson’daki insanlar ile tüm dünya toplumlarının gündemine oturdu. Bu vurulma olayından önce dünyanın hatta Amerikalıların bile Ferguson’dan haberi yoktu. Önceleri önemsiz bir banliyö olan Ferguson’un tarihte yadsınamayacak izler bırakacak olan bir sosyal hareketin merkez üssü olmasını izlemek heyecan vericiydi.

Ölümcül kombinasyon
Amerikan kültürünün büyük bir çoğunluğu ırk temelinde toplanır, fakat bu birçoklarının inkar ettiği, hakkında konuşulması yasak bir takıntıdır. Bununla beraber sağlık, eğitim, iş olanakları göz önüne alındığında kişinin yaşadığı deneyimler ait olduğu ırk sayesinde tahmin edilebilir. Bu durum Ferguson gibi Afrikalı-Amerikalıların çoğunlukta olduğu bir topluluğun denetim altında tutulması görevinin neden çoğunlukla beyaz ırktan kişilere verildiğini açıklayabilir. Birçokları ‘bu tip devlet kurumlarında Afrikalı-Amerikalılar daha geniş temsile sahip olsaydı yine de emniyet güçleri tarafından bu kadar zulme maruz kalırlar mıydı?’ diye soruyor. Sınıf, cinsiyet tahsisi ve yaş gibi sosyal yapılar ırkla kesişerek, Michael Brown gibi siyahi gençlerin polis yetkilileriyle karşı karşıya gelme şansını artırıyor. Amerika’da siyahi, genç ve fakir olmak ölümcül bir kombinasyon. Amerikan kültürünün müzik, televizyon ve sinema gibi farklı açıları, şiddete meğilli hiperseksüel ve pervasız bir Afrikalı-Amerikan erkek profili çiziyor. Bu abartılmış ya da kurmaca olsa da, bir araya gelerek korku uyandıran ve hor görülmelerini haklı gösteren bir Afrikalı-Amerikalı imajı yaratıyor.

Ferguson bir sonuç
Amerika’nın ırk probleminin ortaya çıkışı yeni değil ve Ferguson hareketi de göründüğü kadar kendiliğinden gerçekleşmedi. Her yıl yüzlerce Afrikalı-Amerikalı erkek, beyaz polisler tarafından yaralanıyor ya da öldürülüyor. Ancak birçoğu ulusal ya da uluslararası haberlere çıkmıyor. Peki o zaman neden Michael Brown’un ölümü adalet için bir birleşme noktası oldu?
Çok benzer bir şey, bundan 60 yıl önce Money, Mississippi’de 14 yaşındaki silahsız Emmett Till kendine bunu görev biçen militanlar tarafından vahşice öldürüldüğünde gerçekleşmişti. Suçu: Beyaz bir kadına ıslık çalmak. Bu çok basit hareket, siyahi erkeklerin cinselliğinin etrafını saran korku kültürünü sarsmıştı. Bu korkular ancak Till’e işkence edilmesi, Till’in öldürülmesi ve cesedinin bir kanala bırakılmasıyla dindirilebildi. Till’in ölümünün ardından ulusal ırkçı gerilimler yüksek seyretmeye devam etti, tarihçiler bu gerilimi bugün yurttaşlık hakları hareketi olarak adlandırdığımız direniş stratejilerine bağladı. Till’in ölümünden üç ay sonra protestocular Alabama’daki toplu taşımayı boykot etmeye başladı, böylece yurttaşlık hakları hareketi başlamış oldu. Tarihçi Clenora Hudson Weems’e göre korkunç bir kaderi olan bu genç, bu ülkede Afrikalı Amerikalıların yaşadığı haksızlıkların kefaretinin ödenmesini sağlayan kurbanlık koyun oldu. Yine de çok sayıda haksızlık var, ABD’deki ırkçı eşitsizliğin giderilmesi için çok çaba sarf edilmesi gerek. Belki de Micheal Brown, ölümü, cevap, adalet ve değişiklik talep eden gücün ortaya çıkmasını sağlayan modern Emmett Till’dir.

Güven sarsıldı
Son zamanlarda yaşanan birçok olay da Ferguson’da meydana gelenlere yol açtı. 2009’daki yılbaşında, Oscar Grant beyaz bir polis tarafından bir tren platformunda yüzükoyun yatarken vurularak öldürüldü. 2012’de Floridalı genç Trayvon Martin, gönüllü polis organizasyonunun lideri tarafından, evine silahsız bir şekilde yürürken öldürüldü. 2013’te silahsız Jonathan Ferrell, Charlotte, North Carolina’da arabası kaza yaptıktan sonra yardım isterken bir polis memuru tarafından 10 defa vurularak öldürüldü. Bu yıl temmuz ayında silahsız orta yaşlı bir baba olan Eric Garner, vergi ödemeden sigara sattığı iddiasıyla New York polisleri tarafından boğularak öldürüldü. Bunlar Afrikalı Amerikalı erkeklerin kaderinin, otorite sahibi beyazların eline düştüğü örneklerden sadece birkaçı. Bugüne kadar bunlardan hiçbiri kurbanlarının hayatlarından ötürü sorumlu tutulmadı. Sosyolojik analizler, yasa uygulayıcı mekanizmalar ile Afrikalı Amerikalı topluluklar arasındaki güvenin sarsıldığını ortaya koyuyor. Ne zaman ve nerede olduğunu kestirmek zor olsa da, bütün bu kanıtlar Ferguson’da yaşanan sosyal hareketin gerçekleşmesinin önlenemez olduğunu gösteriyor.

Birçok soru cevapsız
Ferguson’da birçok soru hâlâ cevapsız. Ferguson’a akan ulusal ve uluslararası destek ve dayanışmayı kim açıklayabilir? Ülkenin ve dünyanın farklı yerlerinden destekçiler gösterilerde yer almak için Ferguson’a gitti. Diğerleri, Brown’ın teslim olurken nasıl vurulduğunu gösteren dehşet verici ifadeyi hatırlatarak kendi yerel topluluklarında “Ellerim yukarıda, ateş etme” teması etrafında etkinlikler organize etti.
Yine de Amerika’nın hâlâ kendi içinde yanıtlaması gereken sorular var. Bunlardan biri, neden ülke benimsediği ideallere ve bazı vatandaşlarının hayatlarının gerçeklerine bu kadar tezat oluşturmaya devam ediyor? Demokrasi ve ifade özgürlüğü şampiyonu olan bir ülke nasıl olur da yalnızca Ferguson’da protesto düzenlemek adına anayasal haklarını kullandıkları için yas tutan vatandaşlarına tank, tabanca ve yarı otomatik silahları çevirebilir? Teröre karşı küresel savaşın ön cephelerinde savaşan bir ülke, nasıl olur da Afrikalı-Amerikalı halkını yumruklar, silahlar ve hapsederek terörize eden polisini destekleyip koruyabilir? Koruma ve hizmet etme sözü veren kişilerin böylesine güvenlerini ihlal etmeleri karşısında insanların nasıl yaşaması beklenebilir?
Polis ve diğer yetkililerin hata yaptıklarında ve ırkçı eylemlerde bulunduklarında sorumlu tutulmalıdırlar. Ameirka’daki siyahi çocuklara kendi adaletlerini uygulamak için kendilerini otorite ile kutsayanlar, yasanın tüm kapsamıyla yargılanmalıdır. Kalemle ya da yürüyerek, çatılardan bağırarak ya da dualarımızla çocuklarımızın özgürlükleri ve geleceğini korumak için savaşacağız. Eğer bunu yapmazsak, o zaman Amerika’nın ikilmelerine etki edemeyiz. Amerika’nın probleminin parçası olmayı reddetmeliyiz.