Dr. Ümit Aktaş

Dr. Ümit Aktaş

umit.aktas@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Farklı ülkeler, farklı teknolojiler, basın açıklamalarında yüzde 90’ları aşan başarı oranları... Aşıların koruyuculukları hakkında gerçekte ne biliyoruz? Peki, hangi aşı daha etkili? Bu sorulara en iyi cevabı verecek olan tabii ki aşı çalışmalarının ta kendisi.

Pandemi hız kesmeden devam ederken, farklı aşı seçenekleri gündeme geliyor. Son günlerde bana yöneltilen sorular da hep bu konuyla ilgili. “Hocam hangisini yaptırmalı? “ “Ne kadar koruyor bu aşılar?” “Çin aşısı mı, yoksa Alman aşısı mı daha etkili?

Bugün bu soruların cevaplarını bulmak için aşıları ve etkilerini ortaya koyan bilimsel yayınları tarayacağız. Taraf tutmadan, objektif ve bilimsel bir bakış açısıyla bugün itibarıyla öne çıkan aşıları incelemeye çalışacağız.

CORONAVAC

Çin menşeli olduğu için halk arasında Çin aşısı olarak bilinen CoronaVac, inaktive edilmiş virüs aşısıdır. Yani, aşı cansız virüs parçacıklarıyla vücudun bağışıklık sistemini aktive ederek etki ediyor Aşılama protokolü iki dozdan oluşuyor. CoronaVac aşısının Brezilya, Türkiye ve Endonezya’daki faz 3 çalışmaları devam ediyor, henüz sonuçlanmadı. 

Haberin Devamı

Peki, aşı hakkında ne biliyoruz? Dilerseniz, aşının faz 1 ve faz 2 çalışmalarından elde edilen bulguların yayımlandığı çalışmaya bakalım. (1)Yayından bazı alıntılar yaparak, tam olarak ne kast edildiğini daha az bilimsel bir dille kaleme almaya çalışacağım.

YAYINDA NE YAZIYOR? “Sadece sağlıklı olan 60 yaş altı yetişkinlerin bağışıklık cevabı verilerine sahibiz. Daha yaşlı bireylerin ve kronik hastalıkları bulunanların bağışıklık cevabı hakkında şimdilik herhangi bir veriye sahip değiliz, bunların araştırılması gerekiyor.”

BU NE DEMEK? Hastalığa karşı esas risk altında olan grup (60 yaş üstü ve kronik hastalıkları bulunanlar) denekler arasında yer almadığı için çalışma buna dair herhangi bir veri sağlamıyor. Sağlıklı erişkinler zaten hastalığı %95 oranında bağışıklık geliştirerek atlatıyor, hatta hastalık belirtisi bile vermiyorlar. Aşının etkisi asıl olarak 60 yaş üstünde gösterilmeli; oysa bu aşı için gösterilmemiş.

Haberin Devamı

YAYINDA NE YAZIYOR? “Çalışmada hesaplanan p değerleri güçlü bir istatistiksel sonucu destekleyemez ve sadece bir referans olarak ve dikkatle yorumlanmalıdır.” 

BU NE DEMEK? Verilerinin istatistiksel olarak anlamlı olmadığını söylüyorlar. Biraz daha açarsak; kendi elde ettikleri verilerin aşının koruyuculuğunu ispatlamadığını kabul ediyorlar.

YAYINDA NE YAZIYOR? “Aşılanan katılımcılardaki ELISPot tarafından ölçülen T-hücresi cevapları düşüktü. Bu da aşının T-hücresi cevaplarına neden olduğuna dair açık bir kanıt bulunmadığını gösteriyor.” 

BU NE DEMEK? COVID’19’a karşı antikor bağışıklığından daha önemli olanın T hücre bağışıklığı olduğunu biliyoruz. Uzun süre kalıcı olan T hücre bağışıklığıdır. Ama buna dair herhangi bir kanıt yok! Faz 3 çalışmasında bakacaklarını söylüyorlar.

YAYINDA NE YAZIYOR? “Faz 2 çalışmasında kullanılan aşının üretimindeki değişiklik aşının içindeki spike antijen proteinin faz 1’de kullanılandan daha yüksek olmasına neden oldu. Üretim aşamasındaki bu değişiklik planlı olsa da, aşıların arasındaki antijenisite değişikliği beklenmiyordu ve bu aşı yapılan bireylerde potansiyel olarak daha fazla risk anlamına geliyor.”

Haberin Devamı

BU NE DEMEK? Aşı enfeksiyon riskini artırabilir.

YAYINDA NE YAZIYOR? “CoronaVac aşısı iyi tolere edilmiş olsa da, aşının koruyucu özelliği henüz ortaya konmamıştır.”

BU NE DEMEK? Yani aşının işe yaradığına dair henüz bir kanıt yok.

BNT162b2

BNT162b2 (Alman aşısı) Pfizer ilaç firması ile Almanya merkezli bir Biontech şirketinin ortak çalışması. Bu mRNA bazlı bir aşı. Dilerseniz önce mRNA bazlı aşının ne olduğunu kısaca bir hatırlayalım: mRNA daha önce hiç kullanılmamış yeni bir teknoloji. Bu aşıda diğer aşılarda olduğu gibi vücuda güçten düşürülmüş virüs enjekte edilmiyor. Onun yerine vücuda bir ulak görevi gören mRNA enjekte ediliyor. İçeri giren mRNA, bizim kendi vücut hücrelerimize virüse ait bir proteini üretme emri veriyor. Böylece bağışıklık sistemi virüse maruz kalmadan onu tanımaya, ona karşı antikor üretmeye başlıyor.

mRNA aşıların bir özelliği, çabuk ve çok fazla miktarda üretilebilmeleri. Ancak aşının etkinliği sadece soğuk zincirle korunabiliyor. Şimdi aşının faz 1 ve faz 2 çalışmalarıyla ilgili yayımlanan makalede yazanlara, bunların ne anlama geldiğine bakıyoruz. (2)

YAYINDA NE YAZIYOR? “COVID-19’dan korunmak için ihtiyaç duyulan nötralize edici antikor seviyesi bilinmiyor. Bu yüzden elde edilen veriler aşının etkinliği konusunda bir kanıt sunmuyor. Aşının etkinliği faz 3 çalışmasından elde edilecek verilerle ortaya konacaktır.”

BU NE DEMEK? Aşının işe yarayıp yaramadığını henüz bilmiyoruz.

YAYINDA NE YAZIYOR? “Elimizde ikinci dozdan iki hafta sonranın bağışıklık tepkisini ya da güvenliğini gösteren veriler bulunmuyor. Her ikisi de toplum sağlığı açısından aşının güvenliği adına önemli. Klinik çalışmada yer alanlar yan etkiler için 6 ay, COVID-19 ve bağışıklık değerlerinin ölçümü için 2 yıl daha izleneceklerdir.”

BU NE DEMEK? Yine aynı şey; aşının etkili ve güvenilir olup olmadığı henüz bilinmiyor. Aşının yan etkilerinin ve işe yarayıp yaramadığının anlaşılması için zaman gerekiyor.

YAYINDA NE YAZIYOR? “Yaşları 55’e kadar olan sağlıklı yetişkinler faz 1 ve faz 2 çalışmaları için uygun olsalar da, bunlar COVID-19 için en büyük risk grubunda olan nüfusu yansıtmıyorlar.” 

BU NE DEMEK? Aşının asıl 60 yaş üstündeki etkisinin gösterilmesi gerekiyor, ancak aynı Çin menşeli CoronaVac aşısında olduğu gibi, bu çalışmanın da böyle bir bilgi, böyle bir veri sağlamadığı görülüyor.

Moderna aşısı

Biliyorsunuz, bir üçüncü aşı daha var çok konuşulan, Amerika Birleşik Devletleri’nde uygulanmaya da başlanan Moderna aşısı. Bu aşı da bir mRNA aşısı. Ancak aşıyla ilgili yayını incelediğimizde gördük ki Moderna aşısıyla ilgili ön raporlarda çok az sayıda insan üzerinde yapılmış klinik çalışmalar var. Üstelik sonuçlar da güvenilir değil. Bunun üzerine bir hafta daha bekleyerek Moderna aşısıyla ilgili yeni verilerin yayımlanıp yayımlanmayacağını incelemeye karar verdik. Size daha sağlıklı bilgiler verebilmek adına bu aşıyı önümüzdeki hafta inceleyeceğiz.

Güven deneyimle kazanılır

Aşı karşıtı veyahut aşı taraftarı değiliz. İnsan sağlığıyla ilgili çok önemli bir konuyu bilimin ışığında değerlendirmeye çalışıyoruz. Hiç kimseyi yönlendirmek gibi bir amacımız yok. Ancak, hayati sonuçlar doğurabilecek bir karar almadan önce, bireylerin koronavirüs aşıları hakkında tam olarak bilgilendirilme hakları olduğuna inanıyoruz. Aşıyla ilgili tüm gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz.

Yazımı, tıp dünyasının en prestijli yayınlarından biri olan Lancet’ta 17 Kasım’da yayımlanan (Expecting the unexpected with COVID-19 vaccines /COVID-19 aşılarıyla ilgili beklenmeyeni beklemek) makaleden bir alıntıyla bitirmek istiyorum:

“Toplum açısından esas önemli olan bu aşıların güvenli olup olmadığı -ki bu da ancak zamanla ortaya çıkacaktır. Güven ancak zamanla ve devamlı tekrarlanan deneyimle kazanılır.” (3)

Bildiklerimizden çıkardığımız sonuç

Gündemde olan diğer aşılarla ilgili yapılan faz 1 ve faz 2 çalışmaları incelediğimizde de yukarıdakilere benzer sonuçlar çıkıyor. Nedir bunlar?
Elimizdeki veriler sadece sağlıklı yetişkinlere ait. Çalışmalarda hastalığa karşı esas risk altında olan grup (60 yaş üstü ve kronik hastalıkları bulunanlar) yer almadığı için buna dair herhangi bir veri yok. Hatta faz 1 ve faz 2 çalışmalarında yer alan yetişkin nüfusta bile aşının koruyuculuğunun ve yan etkilerinin anlaşılması için süre geçmesi gerektiği belirtiliyor.

Bu arada, aşı çalışması yapan firmaların yöneticileri, sürekli yeni açıklamalar yaparak, aşılarının %90’dan fazla koruyucu olduğunu, Faz 3 çalışmalarının devam ettiğini, on binlerce hasta üzerinde denendiğini söylüyorlar. Fakat bilimsel literatürü taradığımızda, maalesef bu iddiaları destekleyecek herhangi bir bilimsel yayın bulamadık. Bu aşıların işe yaradıklarına dair tek iddia, aşıyı üreten firmaların yöneticilerine ait. Ne koruyucu olduklarına dair ne de hastalık ve ölüm oranlarını azalttıklarına dair bir bilimsel kanıt henüz yok.

Peki, güvenlik riskleri ne olacak? Aşıların koruyuculuğundan vazgeçtik, olası yan etkilerinden haberdar mıyız? Aşılar enfeksiyon riskini artırabilir mi? Aşılara bağlı yan etkiler nelerdir? Aşıya bağlı ölüm olabilir mi? Dünyada ilk kez üretilen mRNA aşıları, kullanan insanlarda genetik problemlere yol açabilir mi? Orta ve uzun dönem yan etkilerini nasıl bileceğiz?

İlaçların ve aşıların tarihçesi firmaların “pardon”larıyla doludur. İnsanlık tarihinde ilk kez, dünya nüfusunun çoğunluğu, kısa bir zaman diliminde aşılanmaya çalışılıyor. Bu kadar büyük bir aşılama kampanyası yapılmadan önce, bu aşıların güvenilir olduğu ispatlanmalıdır. Aksi takdirde, olası yan etkiler nedeniyle ciddi anlamda toplum sağlığı problemleri yaşanabilir, hatta geri dönüşsüz genetik hasarlar ortaya çıkabilir. Bu şüpheler giderilmeden aşılama yapılmamalıdır.

1 “Safety, tolerability, and immunogenicity of an inactivated SARS-CoV-2 vaccine in healthy adults aged 18-59 years: a randomised, double-blind, placebo controlled, phase Ğ clinical trial” Prof Yanjun Zhang, Gang Zeng, Hongxing Pan, The Lancet Infectious Diseases, 17 Kasım 2020

2 “Phase I/II study of COVID-19 RNA vaccine BNT162b1 in adults” Mark J. Mulligan, Kirsten E. Lyke, Nicholas Kitchin, Judith Absalon, Nature, Volume 586; 589593(2020)”

3 Expecting the unexpected with COVID-19 vaccines, Naor Bar-Zeev, The Lancet, 17 Kasım 2020, https://doi.org/10.1016/S1473-3099(20)30870-7