Çarpıntı

11 Ekim 2022

Kalp atışınızı normalden daha fazla ve hızlı bir şekilde hissediyorsanız kalp çarpıntınız olabilir. Bu  durum, ‘Kalbimde bir sorun mu var?’ sorusunu akıllara getirir.

Çarpıntı, kalp atışınızın normalden daha hızlı veya rahatsızlık verici bir şekilde hissedilmesidir. Kalp hızının üst sınır olan 100’den 140 üstü değerlere çıkması olarak görülen kalp çarpıntısında (taşikardi) en kısa zamanda uzman doktora başvurmalısınız.

Neden olur?

Kalp hızının 140 üstü değerlere çıkması olarak görülen kalp çarpıntısının nedenlerinin doğru tespiti için EKO testi, tiroid testlerinin yapılması ve kansızlık olup olmadığının araştırılması gerekir. Bu testlerle kalp çarpıntısının heyecan, stres, hızlı koşma ya da aşırı kafein tüketimi kaynaklı fizyolojik (sinus taşikardi) ya da kalp ritim bozukluğu (aritmik taşikardi) olup olmadığını anlaşılabilir.

Sanılanın aksine her çarpıntının nedeni kalpteki bir sorundan kaynaklanmıyor. Kalbimiz hızlı çarparak aslında vücudumuz için bize sinyal göndermeye çalışıyor. Bu nedenle çarpıntıya

Yazının Devamı

Kalp krizi

4 Ekim 2022

Kalp krizi, dünyada ölüm nedenleri arasında hâlâ ilk sırada yer almaktadır. Stresli yaşam, büyük şehirlerdeki ağır hayat koşullarının yanı sıra, kalıtım, kötü alışkanlıklar (beslenme, sigara vs.), şeker hastalığı, yüksek tansiyon, aşırı kilo, yüksek kolesterol ve hareketsiz yaşam da kalp krizine zemin hazırlamaktadır.

Nedir, nasıl gelişir?

Kalp krizi, ‘miyokard enfarktüsü’ olarak adlandırılır. Eğer koroner arter aniden tıkanırsa, kalbin o bölgesine kan akımı tamamen kesilir. Bu durumda bir miktar kalp kası kalıcı olarak zarara uğrar. Bu durum çoğunlukla geçmeyip, uzun süre devam eden göğüs ağrısıyla birlikte olur ve miyokard enfarktüsü veya kalp krizi olarak adlandırılır.

Kalp krizi, damar sertliğinin koroner kalp damarlarını tutması sonucu ortaya çıkar. Vücuda kan pompalayan kalbin kan beslenmesi, koroner kalp damarlarının taşıdığı kanla gerçekleşir. Koroner kalp damarlarında zaman içinde biriken yağlar, damar duvarında plaklar oluşturur. Bu plaklar damar boşluğunda yer tutarak kan akımını yavaşlatır ve bir süre sonra damarın

Yazının Devamı

Kalın bağırsak kanseri

27 Eylül 2022

Kolon ve rektum, sindirim sisteminin kalın bağırsak denen kısmını oluşturur. Son 20 cm.’lik kısmı rektum, buradan ince bağırsaklara kadar olan kısmı ise kolon olarak adlandırılır. Toplam yaklaşık 1.5 m uzunluğundadır. Kolonun rektumla birleştiği yer sigmoid kolondur. Kolonun ince bağırsakla birleştiği yere çekum adı verilir. Kısmen sindirilmiş gıdalar ince bağırsaktan kolona gelir. Kolon su ve mineralleri besinden ayırır, geri kalanı anüsten atılmak üzere depolar.

Kolondan başlayan kansere kolon kanseri, rektumdan başlayan kansere rektal kanser denir. Kolon ve rektum kanserleri bu organların iç yüzeyini örten tabakayı oluşturan hücrelerden gelişir. En sık 50 yaşından sonra gözlenmektedir. Ortalama görülme yaşı 60 tır. Kadın-erkek arasında görüme sıklığı açısından pek bir fark yoktur.

Risk faktörleri

Kolorektal kanserin kesin sebebi bilinmemektedir. Kolorektal kanser için bazı risk faktörleri vardır:

Yaş: Kolorektal kanser, genelde yaşlılarda görülür.

Polipler:

Yazının Devamı

AKCİĞER KANSERİ

20 Eylül 2022

Akciğer kanseri, yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasıdır. Kitle öncelikle bulunduğu ortamda büyür, daha ileriki aşamalarda ise çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak oranlara yayılarak (karaciğer, kemik, beyin vb.) hasara yol açar. Bu yayılmaya metastaz adı verilir.

Küçük hücreli dışı akciğer kanseri: Tüm akciğer kanserlerinin yüzde 75’ini oluşturur. Yassı epitel hücreli, büyük hücreli ve adeno kanser olarak üç gruptan oluşur.

Küçük hücreli akciğer kanseri: Daha nadir görülen bu tür, hızlı seyirlidir ve tanı konduğu zaman çoğunlukla vücudun başka bölümlerine yayılmış olarak karşımıza çıkar.

Risk faktörleri nelerdir?

Akciğerde kanserin oluşumu tek bir sebebe bağlanmaz. Çeşitli faktörler akciğer kanser oluşumunda rol oynayabilir.

Sigara: Araştırmalar, akciğer kanserlerinin yaklaşık yüzde 87’si sigara kullanımı ve tütün dumanındaki kanserojenlerin

Yazının Devamı

DIŞKIDA KAN

13 Eylül 2022

Sindirim sistemi kanaması, nedeni ne olursa olsun ciddiyetle değerlendirilmesi gereken klinik bir tablodur. Sebebine yönelik değerlendirmeye geçmeden hastanın genel durumu düzeltilmeli, aktif kanama durdurulmalı ve tekrarından korunulmalıdır.

Sindirim sistemi kanamaları beş şekilde ortaya çıkar:

Hematemez (kanlı kusma), kırmızı veya kahverengi olabilir.

Melena (dışkının siyah gelmesi) parlak, yapışkan, siyah ve kötü kokuludur.

Hematoşeziya (makattan kırmızı kan gelmesi), dışkıyla karışık veya ayrı olabilir.

Dışkıda gizli kan, kimyasal reaksiyonla ortaya çıkarılabilir.

Belirgin bir bulgu olmaksızın, hastanın baş dönmesi, solunum güçlüğü, göğüs ağrısı veya tansiyon düşüklüğü gibi bulgularla gelmesi.

Dışkıda kan, belirgin ya da gizlidir. Belirgin kan, kişinin dışkının üzerinde kırmızı renkli kan görmesidir, buna ‘hematoşezi’ veya ‘kanlı dışkılama’ adı verilir. Mide ve onikiparmak bağırsağından olan yavaş kanamalarda, mide asidiyle kanın birleşmesi sonucunda kırmızı renkli yerine siyah veya katran renginde çok kötü kokulu bir dışkı gelir ve buna

Yazının Devamı

Andropoz

6 Eylül 2022

Yaşlanma sadece kadınlarda değil; erkeklerde de ciddi değişimlere neden oluyor. Eşiniz ya da babanızda aşırı terleme, sıcak basma, sürekli halsizlik, yorgunluk gibi menopozda görülen şikayetleri görmeye başladıysanız, yaşlanan adam sendromu olarak da bilinen andropoz dönemiyle karşı karşıya kalmış olabilirsiniz.

Yaşın ilerlemesiyle beraber erkeklik hormonu olan testosteronun kandaki seviyesinin azalması ve buna bağlı olarak ortaya çıkan şikayetlerin oluşturduğu duruma andropoz ya da yaşlanan adam sendromu denir. Andropozda kadınlarda görülen menopoza benzer şikayetler görülür. Çünkü bu dönemde aynı kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de hormon seviyelerinde değişiklikler görülmeye başlar. Her erkek 40’lı yaşlardan sonra 10 yılda bir, kanında bulunana testosteronun yüzde 10’unu, 50 yaşından sonra ise yüzde 25’ini kaybeder. Kesin bir yaş sınırı olmasa da, 50 yaşından sonra tüm erkeklerin ürolojik olarak takibe alınmaları gerekir. Bu takip, erkek sağlığı için önemli olan prostat hastalıkları ve yaşlanan adam sendromunun erken tanısı için

Yazının Devamı

Menopoz

30 Ağustos 2022

Menopoz kelimesi İngilizce; ‘ay (moon)’ve ‘sonlanma (pause)’ kelimelerinden oluşturulmuştur. Tam olarak kelime karşılığı adetten kesilme olup, ’menopoz yaşı’ kadının en son fizyolojik adet kanamasının olduğu zamanı ifade eder.

Kadınlarda menopoza bağlı adetten kesilme, yumurtalıkların işlevlerinin sona erdiğini ve artık buralardan kadınlık hormonlarının salgılanamadığını işaret eder.

Menopoz, genel bilinenin aksine rahimin değil yumurtalıkların işlevinin sona ermesidir. Yumurtalıklarda yeni yumurta oluşumu gerçekleşememekte ve hormon üretimi yapılamamaktadır. Yeterince östrojen ve progesteron hormonları üretiminin olmamasına bağlı olarak adetten kesilme gerçekleşmektedir.

Ortalama yaşı nedir?

Menopoz yaşı ortalama olarak 50 olarak kabul edilse de bu; 45 ile 52 yaş arası normal kabul edilir.

Menopoza girme yaşını belirleyen pek çok neden olmasına rağmen en önemli nedenler genetik özelliklerdir. Ayrıca aşırı sigara tüketimi de erken menopoza sebep olabilmektedir.

Yazının Devamı

Meme kanseri

23 Ağustos 2022

Meme kanseri, meme dokusu hücrelerinden gelişen kanserlerdir. Kadınlar arasında en sık karşılaşılan kanser türüdür ve sürekli artış göstermektedir. Türkiye’de kadınlarda görülen tüm kanser vakalarının yaklaşık dörtte birini oluşturan meme kanseridir

Yayılım göstermeden, erken dönemde tanı konması durumunda, hastaların yalnızca yüzde 5’i ilk beş yıl içinde yaşamını yitirmekte, yüzde 95’inden fazlası hayatta kalmaktadır. Tanı yöntemlerindeki hızlı ilerlemelere karşın meme kanseri özellikle 35-55 yaş grubu kadınlar arasında önde gelen ölüm nedeni olmaya devam etmektedir.

Diğer faktörler

Meme kanseri ile ilişkili bulunan diğer bazı faktörler de şunlardır:

Östrojen: Bilimsel kanıtlar, bir kadının östrojene maruz kalma süresi uzadıkça meme kanserine yakalanma olasılığının da artığını göstermektedir. Bu östrojen vücut kaynaklı olabileceği gibi, dışardan da veriliyor olabilir. Erken dönemde adet görmeye başlayan (12 yaşından önce), ya da 55 yaşından daha sonra adetten kesilen, çocuk sahibi olmayan,

Yazının Devamı