Otizmli bireyleri eğitmek, tartışmasız yaşamın en zor uğraşlarından biri. Devlet kurumlarının, annenin, babanın bile uzak durabildiği, sorunlu, saldırganlık sınırındaki çocuk ve genç ergenlerin eğitimleri evrensel bir sorun. Çözümü için uğraşan bireylerin emeğinin bu dünyada karşılığı bence yok. Bu zor engellilerle uğraşmak, inanılmaz özveri, sabır ve adanmışlık isteyen, yaşam tarzına dönüşen bir çaba. Hastane ve tıbbi yaklaşımların yatıştırıcı ilaçlarla sınırlı kaldığı 21. yy dünyasında, onların hayatına dokunmak, değiştirebilmek için çaba sarf eden, bir avuç gönüllü insan var. Onların da sorunları, bürokrasinin acımasız ağları içinde takılıp kalabiliyor. ‘Kural Dışı’ bizlere Fransa’dan böyle bir öyküyü anlatıyor. Otizmli ve engelli bireylerle ilgilenen iki eğitimcinin öyküsü, perdede Fransız sinemasının iki dev aktörü, Vincent Cassel ve Reda Kateb tarafından canlandırılıyor. Yönetmen koltuğunda ise Fransız sinemasının son yıllarda en fazla hasılat getiren komedi filmi ‘Intouchables’ın yönetmenleri Olivier Nakache ve Eric Toledano var. İlk filmlerinde de özürlü, zengin bir adamın yaşamı üzerinden sosyal eleştirili, mükemmel bir komediye imza atmışlardı, görmeyenlere (Netflix) tavsiye ederim. 2020 César Ödülleri’nde 8 dalda adaylık alan film, yer yer belgesel havasında akıyor, yine de mesajlarını ortaya net biçimde aktarıyor. Sorunların aşılması veya aşılamaması, seyircinin gözünü yaşartan, duygusal dalgalanmalara yol açıyor. Ki, film genel yapısıyla duygu sömürüsünden uzak durmak isteyen, rasyonel bir anlatımı tercih etmiş.
Düz bir öykü içinde, dramın ve komedinin dengelendiği bir film, öncelikle. Bruno (Cassel) ve Malik (Kateb), yıllardır farklı bir dünyanın içindedir. Otistik engelli çocukların yaşamlarını kolaylaştırma mücadelesi, özyaşamlarının hedefidir. Civciv Yuvası ve Sığınak isimli sivil kuruluşlarını yöneten iki arkadaş, tüm iyi niyetli çabalarına karşın resmi kurumlardan gerekli desteği alamamaktadır. Hatta bakanlığın denetimleri sorgulamalar, yaptıkları işlerde kusur arama, engelleme teşebbüsleri içinde geçmektedir. Uğraştıkları otistik çocuklar, işe mesai olarak bakan, mesafeli, diplomalı eğitimcilerin dayanabilecekleri gibi değildir. Dur durak bilmeyen, saati belli olmayan bir hayat akışıdır. Gecenin bir saatindeki acil durumlara koşturmaktan, kimsenin iletişim kurmayı başaramadığı engelli bireyleri toplum içine çıkabilecek duruma getirmeye kadar uzanan bir çalışma çeşitliliği... Kendi özel hayatlarına zaman ayıramayan, sonsuz sabır ve hoşgörü talep eden uğraşılarında toplumun görünmeyen kahramanlarıdır. Seçtikleri yardımcıları da sokaktan gençlerdir. Onlar da sorunludur, iş disiplinini öğrenmeleri gereklidir.
Oyuncu performansları, öyküye inanılmaz bir dinamizm ve inandırıcılık katıyor. Özürlü gençlerde, Joseph’de Benjamin Lesieur ve Valentin’de Marco Locatelli olağanüstü oyunculuklar sunuyor. Tabii ki, başrollerde farklı dini inanışların temsilcileri olan Bruno ve Malik karakterlerine can veren Cassel ve Kateb, filmin atardamarları. Cassel kadar farklı karakterleri bu kadar mükemmel oynayabilen oyuncu sayısı az.
Böylesine hassas bir konuyu bu kadar canlı ve gerçekçi sunmak, tüm duygusal yüklemeyi abartısız yapmak, gerçek bir yönetmenlik başarısı. Bu filmi izlemek, bence bir sosyal sorumluluk projesi kadar önemli.