Dr. Emin Yeğinboy

Dr. Emin Yeğinboy

yeginboy@gmail.com

Tüm Yazıları

Bir kadının doğumu sırasında bebeğini kaybetmesinin yaşamında yol açtığı acıyı anlatan ‘Pieces of a Woman’ başroldeki Vanessa Kirby’nin performansıyla akıllara yerleşiyor. Evde doğum yapmayı tercih eden Martha, doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması sonucu bebeğini kaybeder. Ebe, ihmalden suçlu duruma düşer. Kadın, kayıp sonrası yaşamdan kopuk ve iletişimsiz bir dünyaya gömülür. Kocası Sean’den (Shia Le Boeuf) uzaklaşır, çevresindeki insanlardan sıkılır ve baskın annesinden kaçmaya çalışır. Martha’nın annesi Elizabeth (Ellen Burstyn), ebenin suçlu olduğunu iddia ederek hukuk yoluyla alınacak intikam duyguları içindedir.
Martha ile arasında sınıf farkı olan kocası Sean ise, ilişkinin soğumasından mutlu değildir ve kendi yoluna gitme niyetindedir.
20 dakikalık doğum sekansıyla hafızalara kazınan film, sonrasında bir kadının acılı iç dünyasını anlatmaya çalışıyor. Gittikçe yavaşlayan anlatım, Vanessa Kirby’nin mükemmel performansıyla ayakta kalıyor. Senarist ve yönetmen, Macar asıllı Kata Weber’in, kendi yaşam deneyiminden yola çıkarak yaptığı film fazlasıyla hüzünlü.

Haberin Devamı

Şarap mı, barbekü mü?

Baba-oğul çekişmesi, insanlık tarihi kadar eskidir. Bu kez baba-oğul, mutfak sanatları konusunda kapışıyor. Kapışmadan çok, oğlun kendi hayalinin peşinden gitmek istemesi ve babanın yaşadığı hayal kırıklığı söz konusu. Aileden gelen barbekü restoranın sorumluluğunu almak istemeyen Elijah, uzman bir Sommelier olmak için okula yazılır. Babası Louis (Courtney B. Vance), dedesinden kalma restoranı tırnaklarıyla kazıyarak bir yere getirmiş olmasını, kişisel başarısının yanında, oğluna örnek olması gereken bir durum olarak da görmektedir. Babanın beklentisi, aile geleneğinin devam etmesi, hatta kuruluş çalışmalarını yaptığı ikinci bir restoranla taçlanmasıdır. Bu restoranın başına geçmesini istediği kişi tabii ki oğludur. Tam bu dönemeçte Elijah (Mamoudou Athie), restoranın sorumluluğunu almak istemediğini, uzman bir Sommelier olmak için okula gitmek istediğini söyler. Gururla, “İçtiğim her şarap beni Fransa’da hissettiriyor” der. Babanın hayal kırıklığı çok büyük olur, hatta şarap konusunun fazlasıyla beyazlara ait olduğunu düşünmüş olmalı ki, “Bize tepeden bakıyorsun” der. Yanıt, baba için kalp kırıcıdır: “Barbekünün başında yaşlanmak istemiyorum.” Kibar ve duygusal bir genç olan Elijah, okula başlamadan önce de şarap konusunda bilgilidir. Çalıştığı markette şarap satın almak isteyenlere pratik çözümler sunar. Hip-hop yıldızlarını müzik dokularına göre şaraplarla eşleştirir. Chardonnay’ın her şeyle uyumunu Jay-Z’yle, Pinot Grigio’nun aromasının yüksekliğini Kenya West’in agresifliğiyle, Riesling’in aromasını da Drake’in duygusallığıyla eşleştirir. Bu merakını artık profesyonel alana dökmek arzusundadır. Barbeküye hayatını adamış baba arkasını döner, bir tek annesi Sylvia’nın (Niecy Nash) desteğini alır. Baba, oğlu için maddi yardımı reddeder; anne, oğluna destek olsun diye bir şarap tadımı organizasyonu bile yapar.
Afro Amerikalı yönetmen Prentice Penny, samimi, şarap kokan bir filme imza atmış.
Aile içi ilişkilere de yer açan anlatımı, beyazların çoğunlukta olduğu bir branşta siyah bir gencin mücadelesini, kıvamında veriyor. Elijah’ta, Mamoudou Athie kırılgan ve kibar duruşunu karakteristik bir Sommelier seçkinliğiyle gayet güzel özdeşleştirmiş. Otoriter babada Courtney Vance, annede Niecy Vance aile ilişkilerinde nüansları mükemmel yakalamış.