Koronavirüs tedbirleri kapsamında evde kalarak savaşı yavaş yavaş kazanıyoruz. Gün geçtikçe izlenen sayılar kazanan tarafta olduğumuzu bize göstermektedir. Ancak sağlığımız için yıkıcı sonuçlara yol açacak başka bir sağlık tehdidiyle karşı karşıyayız. Evet, fiziksel aktivite eksikliğinden bahsediyorum. Birçoğumuzun hayatı, iş gününde bir ofiste ve akşamları televizyonun önünde oturarak hareketsiz bir şekilde geçiyor. Hele ki bu korona günlerinde tamamen evde hareketsiz, muhtemelen salonla mutfak arasında geçmektedir. Gençler ise bilgisayar veya telefon ekranında, gerçek dünyadan daha fazla sanal dünyada zaman harcıyor. Bu hareketsizliğin sonucunda birçok ülkede aşırı kilolu veya obez insan sayısı artmaktadır. Ülkemiz ise obezitede Avrupa birincisidir. Yani her üç yetişkinden biri obezdir. Altı yaşında çocuklarımızın yüzde 17.9’u obez ve aşırı kiloludur. Kadınlardaki oran daha can sıkıcıdır. Erkeklere göre iki kat daha fazla kadın obezitesi gözlemlenmektedir. Çoğumuz şişman veya obez olduğumuzu kabul etmeyiz ve şeker, tansiyon gibi bir hastalıkla karşılaşmadan bir önlem almayız. Aslında yeme alışkanlıklarımızı değiştirerek ve daha fazla hareket ederek bu sorunla başa çıkabiliriz.
Fiziksel aktivite sağlığımız için iyidir. Dünyanın önde gelen ölüm nedenleri olan kalp krizlerini, felçleri ve bazı kanserleri önlemeye yardımcı olur. Ayrıca zihinsel ve psikolojik sağlık için de iyidir. Mutluluk hormonu yani endorfin salgılanmasını artırır; depresyonu engeller ve sosyal uyumu geliştirir. Bence gençler ve çocuklar için sporun en önemli faydası sağlıklı alışkanlıklar oluşturmasıdır. Yeme ve antrenman disiplini kazanan gençler, sporla sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklardan da uzak dururlar. Yaşlılarda ise bir faydası da el-ayak koordinasyonunu koruyarak düşmeleri önlemek; güç ve esnekliği sağlamaktır. Bu sebeplerle fiziksel aktivite alabileceğiniz en iyi ilaç olarak tanımlanmıştır. Ayrıca spor, düzgün bir fiziğe sahip olmamızı sağlar ve özgüvenimizi geliştirir. Spor, toplulukları ve hatta ulusları bir araya getirmeye bile yardımcı olabilir. Dünya Kupası bunun harika bir örneğidir.
Tüm bu sohbetten sonra hepimizin bahanesi ortaya çıkacaktır: Benim spor yapmaya vaktim mi var? Aslında aktif olabilmek için sporcu olmanıza hatta spor salonuna gitmenize bile gerek yoktur. Her gün yaptığımız küçük seçimler sağlıklı olmamıza ve sağlıklı kalmamıza yardımcı olabilir. Asansör yerine merdivenleri kullanmak; araba kullanmak yerine kısa mesafeleri yürümek; evde yapacağınız küçük egzersizler tüm hayatınıza hareket katabilir. Kaybetmeden sağlığımızın kıymetini bilmeli ve hareketli bir yaşam tarzını benimsemeliyiz.
Bazı besinler dişlerimizi seviyor
Diş sağlığınızı kötü yönde etkileyen gıdalar olduğu gibi faydalı gıdalar da bulunmaktadır. Ağızda mevcut olan bakteriler besinlerle reaksiyona girerek asit üretirler. Asit, diş minesine saldırmaya başlar. Dişteki mineralleri diş yüzeyinden çözerek çürüme sürecini başlatır. Bazı besinler ise asitleri nötralize ederek çürümenin oluşmasına engel olur. Örneğin süt, yoğurt ve peynir, diş ve diş eti sağlığını korumak için en iyi seçeneklerdendir. Bu besinler içerdikleri yüksek miktardaki kalsiyum ve fosforla mineral yapının korunmasına yardımcı olur. İçme suyu, yeşil çay ve diğer bitkisel çaylar diş sağlığı için faydalıdır. Şekersiz olmak üzere bu bitki çaylarını rahatlıkla yudumlayabilirsiniz. Bu çaylar bakteri plağının dişlere yapışmasını önleyen antioksidanlar içerir. Bu sayede, çürük ve diş eti hastalıklarıyla karşı karşıya kalma riskini azaltırlar. Ayrıca, yeşil çayda bulunan ‘kateşin’ maddesinin ağızdaki bakterilerin yok olmasına yardımcı olurken, aynı zamanda kansere karşı da etkili olduğu tespit edilmiştir. Havuç, kereviz, brokoli, havuç gibi gevrek sebzeler ekstra çiğnemeye ihtiyaç duyulması sebebiyle dişlerin temiz kalmasına yardımcı olur. Ancak her yemekten sonra dişlerin fırçalanması diş sağlığının korunmasının temelidir.
Süt dişleri ne zaman çıkar ve dökülür?
Süt dişleri, ağız sağlığı ve çıkacak daimi dişlerin dizilimi açısından oldukça önemlidir. Daimi dişler çene içinde büyüdükçe süt dişlerinin köklerini eritmeye başlar. Böylece süt dişleri sallanır ve düşer. Bazen süt dişlerinin altında daimi diş olmaz. Böyle durumlarda kökleri erimeyen süt dişi ağızda kalacaktır. Süt dişlerinin çıkma zamanları çocuğa göre altı ay önce veya sonra olarak değişiklik gösterebilir. Ancak bu zaman çok farklılık gösteriyorsa mutlaka doktor kontrolü gereklidir.
Süt dişlerinin çıkma ve düşme zamanları aşağıdaki gibidir:
Üst dişler
Orta kesici diş: 6 ile 12. ay arasında çıkar ve 6 ile 7 yaşı arasında düşer.
Yan kesici diş: 9 ile 13. ay arasında çıkar ve 7 ile 8 yaşı arasında düşer.
Köpek dişi: 13 ile 22. ay arasında çıkar ve 10 ile 12 yaşı arasında düşer.
Birinci azı dişi: 13 ile 19. ay arasında çıkar ve 9 ile 11 yaşı arasında düşer
İkinci azı dişi: 25 ile 33. ay arasında çıkar ve 10 ile 12 yaşı arasında düşer.
Alt dişler
Orta kesici diş: 6 ile 12. ay arasında çıkar ve 6 ile 7 yaşı arasında düşer.
Yan kesici diş: 9 ile 13. ay arasında çıkar ve 7 ile 8 yaşı arasında düşer.
Köpek dişi: 17 ile 23. ay arasında çıkar ve 9 ile 12 yaşı arasında düşer.
Birinci azı dişi: 14 ile 18. ay arasında çıkar ve 9 ile 11 yaşı arasında düşer.
İkinci azı dişi: 23 ile 31. ay arasında çıkar ve 10 ile 12 yaşı arasında düşer.