Yaz mevsimini, güneşli günleri seviyoruz fakat bir de şu bunaltan sıcaklar olmasa. Sıcak havada ortama uyum sağlarken vücudumuzda bazı değişiklikler olur. Bu değişiklikler dolaylı yolla kalp damar sistemimizi de etkiler. Örneğin sıcak havada vücut, ısı dengesini korumak için birtakım tedbirler alır. Bu nedenle ortam ısısı arttıkça terlemeye başlarız. Ciltteki ter buharlaştıkça da bir miktar ısı kaybı olur. Böylece sıcağa tahammülümüz bir miktar kolaylaşır. Evet terleyerek bir yandan serinleyebiliriz. Fakat bunun bedelini de terle birlikte kaybettiğimiz ama bizim için çok değerli bazı minerallerle öderiz. Sodyum, potasyum, magnezyum gibi minerallerin bu yolla olan kayıpları sonucunda halsizlik, tansiyon düşüklüğü, birden ayağa kalkınca baş dönmesi, göz kararması oluşabilir. Hatta kalpte çarpıntılar, ritim bozuklukları görülebilir.
Sıcak hava aynı zamanda ciltte kırmızılaşmaya da sebep olur. Bunun sebebi ısının artmasına bağlı olarak ciltteki damarların genişlemesidir. Genişleyen damarlara kanı pompalama işi de kalbe ait olduğundan sonuçta kalbin iş yükü artar.
Terleme ile oluşan sıvı kaybı nedeniyle yoğunluğu artan kan pıhtılaşmaya daha yatkın hale gelir. Bu nedenle kolayca oluşan pıhtı sebebiyle damar tıkanıklıklarında artış gözlenir.
Gördüğünüz gibi sıcak sadece bizi bunaltmakla kalmıyor kalbimizi de fena etkiliyor. Özellikle de kalp hastalarının, kalp yetersizliği ya da yüksek tansiyonu olan hastaların sıcak havalarda daha dikkatli olmaları gerekir.
Soğuk denize atlamak, soğuk duş almak sakıncalı
Soğuktan bunalınca insan haliyle serinlemek için hemen soğuk bir duşun altına girmek istiyor. Hele bir de soğuk bir deniz bulmuşsa güneşin altında iyice piştikten sonra balıklama atlamak pek cazip gelebilir. Ancak bunu özellikle de kalp sağlığı açısından hiç önermiyoruz. Özellikle de çok sıcaktan aniden soğuğa geçiş kalpte şok etkisi yaratarak son derece zararlı olabilir. Aniden soğuğa geçince vücuttaki damarlarda tıpta vazokonstrüksiyon dediğimiz büzülme ve daralma ortaya çıkar. Bu tepki, vücudun ısısını sabit tutmaya çalışması, hayati işlevleri olan iç organları korumaya çalışması sebebiyle gerçekleşir. Ortaya çıkan bu damar daralması neticesinde kan basıncıyla beraber kalp atım sayısı da yükselir. Kalp bu yüksek basınca karşı daha büyük güç harcayarak çalışır. Bu olay kalbi yorar.
Soğuk havanın bir başka etkisi de kanın pıhtılaşma özelliğini artırmasıdır. Kandaki pıhtılaşma faktörleri ve kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücrelerin (trombositlerin) sayısı artar, damarlardaki daralmayı takiben dolaşım da yavaşladığı için pıhtılaşmalar daha kolay oluşur. Hele bir de damarlarda önceden bilinen ya da bilinmeyen birtakım darlıklar da mevcut ise felç, kalp krizi ve ani ölüm daha kolay ortaya çıkar.
Bu nedenle yağmurdan kaçayım derken doluya tutulmamak için sıcaktan kurtulmak amacıyla soğuk suya atlamamak gerekiyor. Evet çok sıcak hava kalbe iyi gelmiyor ancak çok soğuk da kendine göre zararlı bunu unutmamak gerek.
Ne yapmalı?
Sıcak havada en önemli konu su ve mineral kaybını dengede tutmaya çalışmaktır. Bu nedenle günlük su ihtiyacımızı mutlaka doğru bir şekilde karşılamalıyız. Çay, kahve elektrolit kaybına yol açar. Bu nedenle özelikle idrarın rengi su gibi berrak olana kadar su içmeye dikkat etmeliyiz. Mineraller için bol sebze, meyve, salata tüketmeye gayret etmeliyiz. Kimi zaman kanda bu mineralleri kontrol ettirip ağızdan ya da damardan takviyesini yapmamız da gerekebilir. Terlemeyi azaltan açık renk, ince pamuklu giysiler tercih edilmeli, çok sıcak saatlerde gölge ve serin yerlerde kalmaya çalışmalı, sindirimi kolay, hafif yiyecekler tüketmeye özen gösterilmelidir.