Anti-aging ve PRP ilişkisi;
Cildin ışıklarla, lazerle veya kimyasal peelinglerle uyarılması aslında sınırlandırılmış hasarla ciltte onarımı ve gençleşmeyi tetiklemek anlamına gelir. Kısacası ciltte çok hafif hasar yaratır gibi yaparak cildi uyarıp; yara iyileşme mekanizmasını devreye sokmak; cildi gençleştirmek için bir tetiktir. Çünkü hücreler uyarı sonrası harekete geçer; yara iyileşmesini taklit edercesine üretim başlar, kollajen ve elastik lif üretilir, dolaşım artar, dokunun uyarılan bölgesi temizlenir, arınır; dolayısıyla rengi açılır, damarları iyileşir, cildin sağlığı eskisinden daha iyi olacak şekilde geri kazanılır.
Cilt uyarılmazsa yaşlanır; sloganım adeta, ancak burada vurgulamak istediğim şu, mekanik veya kimyasal, iğneli veya iğnesiz, cilde uygun olan doğru yöntemleri kullanarak cildi uyarmakla yılları geriye çevirmiş, anti-aging yapmış olabilmekteyiz.
PRP tek başına ne kadar etkilidir? Sonuçları nelerdir ve etkisi ne kadar sürer?
Hücresel tedavi yöntemi ile kastedilen, hücrelerin çalışmasını teşvik etmek ve ihtiyacı olan malzemeleri vermektir. Bu yöntem hücrelerin çalışmasını tetikleyen büyüme faktörlerine ortam sağladığı için, anti-aging tedavide
Konumuz estetik tıp olduğuna göre sağlıklı ve daha güzel olmak veya mevcut durumunu korumak isteyen danışanlarımıza önerim iyi yönlendirilmeleri doğru uygulamalar yaptırmalarının önemli olduğunu bilmeleridir. Çünkü özellikle yüz uygulamaları bence neştersiz uygulamalar bile olsa çok önemlidir. Bir insanın bakışı, gülüşü, bazen bol çizgili kırışık hali bile daha çekici olabilir. Örneğin Clint Eastwood kırışıklıkları ile ne kadar karizmatiktir düşünürsek eğer…Nicole Kidman Avustralya’lı sarışın, çok güzel, ama; dudakları inceyken ne kadar da masumdu ya da botoksu biraz daha doğal olsa, dediğimiz güzellerden; bu medyatik örneklere kadar gitmeye de gerek yok bazen komşumuz bile işlem sonrası bize aykırı gelebilir; işte o zaman yapılan uygulama biraz daha düşünülebilir demektir.
Bu konuda gündemden düşmeyen bilimsel makalelerde de en fazla uygulanan yöntem olan botox enjeksiyonu, doğru alanlara gerektiği dozlarda uygulandığında yüz güldürücü sonuçlar elde edilen, yıllardır güvenli olduğu ile ilişkili olarak kendini kanıtlamış bir yöntemdir.
Kas gevşetici özelliği sayesinde kırışıklıkların giderilmesinde kullanılmaya başlamasından bu yana 24 yıl geçti. Ancak öncesinde bazı başka
Hamilelerde en sık rastlanan sorunlar ciltte lekelenme, kılcal damarlarda belirginleşme, vücutta kilo alımı ile paralel olabilen çatlaklar, cilt sarkmaları, varisler veya dolaşım problemleri olmaktadır.
Hamilelik sırasında vücut, bebek ve anne için kendinde bir takım değişiklikler yapmak zorundadır. Bu sırada kan dolaşımı hızlanmakta, ilk 3 ayda bile kan hacminde 1-1.5 litre artış olmaktadır. Bu durum, hamilelerde baş dönmesi olarak ve bazen de çarpıntı şikayetleriyle kendini belli eder. Dolaşımın hızlanması, ciltte bazen flushing dediğimiz kızarma ataklarını tetikleyebilir, ancak geçicidir. 8-9. haftalara doğru artan hormonlarla doğrudan ilişkili olarak akne benzeri sivilcelerde artış olabilir, çoğunlukla bu da geçicidir.
Hamilelik süresince değişen hormonlara bağlı olarak genetik olarak yatkınlığı olan kişilerde vücutta tuz tutulumuna bağlı ödem olabilmekte bu da selülitli görünüme neden olmaktadır. Selülitin tedavisi için ilk 3 aydan sonra bazı peeling etkili ürünler ile duşta lifle masaj yapılabilir. İçilen su oranını arttırmak ve yürüyüş yapmak da iyi gelecektir.
Bu dönemde ister istemez kilo alınmaktadır. Ancak hamilelik bir hastalık değildir, aksine vücut için
BOTOX (BOTULİNUM TOKSİN) UYGULAMASI
Kırışıklıklar nasıl oluşur?
Mimik hareketleriyle yüzdeki çeşitli kaslar sürekli kasılır, kasılmanın olduğu bölgelerde kırışıklıklar görülür. Zamana bağlı olarak cildin azalan hücre üretimi, azalan savunma durumu, kollajen ve elastik liflerde azalma ve de sürekli yapılan mimikler yüzümüzün kırışıklığının temel nedenidir.
Botulinum toksin tip A nasıl etki gösterir ?
Botulinum toksin tip A, kas hareketlerini belirleyen sinir iletisini geçici bir süre durdurarak kasları gevşeten saflaştırılmış protein yapıda bir ilaçtır. Mimik kaslarına uygun olan dozlarda yapılan bu enjeksiyon uygulamasında, kasın kasılmasına neden olan asetilkolin isimli maddenin salınımı sonrası kasları uyarması engellenebilmekte, dolayısıyla uyarının iletilmesi engellenerek kasın “kasılma” olarak vermesi gereken cevap geçici olarak durdurulabilmektedir. Kas kasılamadığı için üzerindeki ilşkili olduğu cildi de daha pürüzsüz ve gergin gösterebilmektedir. Bu sayede yüz ifadesi daha dingin ve daha rahat bir görünüme kavuşabilmektedir.
Botulinum toksin tip A güvenli midir?
Cildiniz uyarılmazsa yaşlanır! Erkeklerin her gün traş oldukları için yaşıtları bayanlara göre her zaman daha canlı, daha gergin ve parlak bir cilde sahip olduklarını biliyor muydunuz?
*Kadınlar, ciltlerinin üst tabakalarını düzenli olarak mekanik veya medikal yollarla soyup; cildin alt tabakalarını hücre üretimi için uyararak canlandırabilir.
Cildi uyarmak ne demektir?
Cildi uyarmak demek, cildin üretken olan hücrelerini (fibroblastlar) çalışmaları için teşvik etmek, belli bir zamandan sonra azalan kapasitelerini arttırmak yeniden yapılandırmak demektir.
Çocuklar düşe kalka büyür demiş büyüklerimiz, o kadar doğrudur ki, bugün menapoz döneminde azalan kemik yoğunluğunun düzelmesine destek olmak amacıyla kalsiyum- D vitamini veya ilaçlar ile beraber mutlaka yürüyüş tavsiye ediliyor. Neden mi? Çünkü yürüyüş sırasında kemiklere mikro-travmalar olmakta bu sayede kemik üretimi tetiklenmektedir.
Cildimize de mikro-travmaların faydası vardır. Küçük parmak darbelerinin bile. Çünkü en azından bu bölgenin o anda mikro-dolaşımını canlandırmış, hücrelere giden oksijen miktarını arttırmış olmaktayız. Hücreler kendi oksijenini rahatça aldığında fazla enerji harcamadan daha güçlü
Akne, cildimizin gözeneklerinin üzerinde yerleşen, kırmızı renkte, ciltten kabarık olarak görülen, zaman zaman içi iltihaplı olabilen sivilcedir. Genellikle yüzde, daha sonra sırtta, omuz başlarında ve göğüs V bölgesinde görülür. Buna benzer görünümde her sivilce akne değildir. Bazen folikülit denilen kıl dönmeleri de akne gibi görünebilir.
Ergenlik döneminin sorunu olduğu için 12-25 yaş arasında sık olarak görülür. Günümüzde bu yaş aralığı bazen özellikle kızlarda 9-10’lu yaşlara kadar inmiştir. Ergenlik döneminde olmasına rağmen genellikle kan hormon düzeyleri normaldir. Ancak androjen hormonlar denilen baskın olan hormonlar cilt üzerinde sebum üretimini arttırarak, cildi parlak ve yağlı, gözenekleri genişlemiş, içleri siyah nokta (komedon) ile dolmuş hale getirebilir. Hatta bu hormonlar geçici olarak ciltte tüylenme de yapabilir. Bununla birlikte kızlarda daha şiddetli tüylenmeler varsa ve beraberinde adet düzensizliği de görülüyorsa polikistik over denilen (yumurtalıklarda kistik yapı) durum açısından bir jinekoloji uzmanı tarafından değerlendirilmekte fayda vardır.
Yağlanan cildin gözeneklerinin tıkanması daha kolaydır, tıkalı gözenekler bakteriler için güzel bir yaşam
CİLDİN GENETİK ŞİFRESİ ÇÖZÜLDÜ
Dünyada cihaz yatırımı cep telefonundan sağlığa her alanda çok yüksek miktarlarda yapılmaktadır. Ancak sağlık sektörü bu konuda daha seçici olmak zorundadır. Bu nedenle her geçen yıl yeni bir cihaz piyasaya sürülememektedir. Çünkü yeni bir cihaz ya da ürünün insan bedeni üzerindeki etkilerinin tam olarak ne olduğu ortalama 10 yılda ortaya çıkmaktadır. Bu durumda estetik tıp alanındaki gelişmeleri daha fazla mercek altına almalıyız.
Cildin fizyolojisi, anatomisi çok iyi biliniyor. Artık en basit kremlerde bile ürünün cilde daha iyi nüfuz etmesi için nano-teknoloji kullanılıyor. Cilde uygulanan iğneli ve iğnesiz her tür işlem, tecrübeli, etik doktorlarca yapılmalıdır.
Cildin temelinde yatan gerçek; cilt hücrelerinin her gün dökülmesi, yenisinin üretilmesi ve sürekli çoğalma eğiliminde olmasıdır. Kaliteli üretim ve üretimin hızı ne yazık ki belli bir yaştan sonra azalmaktadır. Bu nedenle cildimizi ve üretimini tetiklemeliyiz. Erkeklerin yüzleri yaşıtları kadınlara göre neden daha geç sarkar? Çünkü erkekler her gün tıraş olurlar! Yani hücrelerini uyarırlar. Cildinizi uyarmazsanız yaşlanır.
Cilt bakımı ve yaşlanmayı önlemede mucizelere yer
Her gün kaç saç telinin döküleceği, kişinin toplam terminal saç sayısı, saçlarının yaşam döngüsünün ortalama süresi, genetik özelliklerimiz, metabolik özelliklerimiz ve yanı sıra, saçlarının maruz kaldığı fiziksel etkiler (şampuanlama, fırçalama) gibi faktörlere bağlıdır. Kopan ve kırılan saç telleri de dikkate alınmalıdır, çünkü bunlar görünürde dökülen saç sayısını arttırmaktadırlar. Aslında, döküldüğü sanılan saçların çoğu bazı sebeplerden ötürü kırılmış olan saç telleri olabilmektedir.
Bazen özellikle vücudun stres altındayken gösterdiği tepkiler dışında, saçlarda aşırı dökülme tariflenir. Bu durum kadınlarda erkeklere göre daha sık görülebilir veya kadınların saçlarına olan ilgisi yüzünden daha fazla göze çarpabilir.
Kadınlarda saç dökülmesi aylık periodları ile ilişkili olarak, adetten hemen önceki günlerde, menapoz dönemlerinde, hamilelik bitiminden 4-6 ay sonrasında görülebilir. Bu tip hormonlara bağlı dökülmeler de fizyolojik sınırlar içindedir. Mevsim döngülerinde, ateşli hastalıklar sırasında, psikolojik stres durumlarında, tiroid (guatr) hastalıklarında, çeşitli ilaçların kullanımına bağlı olarak, demir eksikliğine veya vitamin ya da folik asit eksikliğine