Evet, bu zafer halkın demokrasi zaferidir. Bunu yazdım, başlığı da pazar günü gazetesinde, “Yaşasın halk, yaşasın demokrasi” diye attım. Ama bu medyanın da zaferidir. Onu da vurgulayalım.
15 Temmuz Cuma akşamı TV’lerimiz demokrasi için çok, çok, çok çalıştı.
Ve, medyamız bu darbenin teşebbüs safhasında kalmasında başrolü oynadı.
Halkın, demokrasi uğruna sokaklara dökülmesinde onların yayını başlıca sebep oldu...
Yaşasın demokrasi âşığı Türk medyası...
İYİ GÜNLERE DOĞRU
Türkiye’de huzur. Türkiye’de sulh. Yıllardır bekliyoruz.
Muhalefetle dostluk.
İktidar ve muhalefetin dostluğu.
Rekabet elbet olacak ama dostluk içinde...
79 milyonu rahat ettirecek olan işte bu...
Bu dostluğu da 15 Temmuz darbe girişiminde gördük.
***
Dostluk adımları 15 Temmuz’dan önce de atılmıştı.
Başbakan Binali Yıldırım ne diyordu?
“Dışarıda olan mutabakat içeride neden yapılmasın... İçeride de dostluklarımızı artıracağız...”
Hadi bakalım.
14 yıldır yapılamayan yapılacak, biz de bunu için duacıyız...
Biz, yani 79 milyon...
***
Binali Yıldırım’ın başbakanlığı Türkiye için milat oldu.
Dostluklar artma, düşmanlıklar azalma yoluna girdi.
Bakın bu konularda Binali Yıldırım ne diyor:
“Hiç mutabakat olmayacak ülkelerle bile mutabakat yapıyoruz da kendi ülkemizde neden yapılmasın? Dostluğu muhalefet ile de geliştirmeyi hedefliyoruz. Türkiye için ne yapabiliriz buna kafa yoralım.
Meclis’te işler istediğimiz hızda gitmiyor. İçtüzükle ilgili bir şey yapma zamanı geldi de geçti. Kötü alışkanlıklar, içtüzüğü amacı dışında kullanma aldı başını gitti. Diğer siyasi gruplardan da içtüzüğü daha etkin hale getirerek Meclis’in daha hızlı çalışması, yeni içtüzük yapılması konusunda destek bekliyoruz. Ümit ederiz ki ortak zeminde buluşulur. Dostluğu muhalefet ile de geliştirmeyi hedefliyoruz.”
Bunlar tarihi cümleler sayılabilir.
Söyleyen herhangi bir kişi değil. İktidar partisinin başkanı ve başbakan.
Hadi bakalım.
Bekliyoruz.
İnşallah iyi günler göreceğiz.
Ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında da bunu gördük.
İktidar ve muhalefet işbirliği yaptı.
Temennimiz hep böyle olması.
İKİYÜZLÜ
Avrupalılar
Belçika’nın başkenti Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda, terör örgütü PKK’nın elebaşısı Abdullah Öcalan ve örgütün Suriye uzantısı PYD’lileri gösteren fotoğrafların bulunduğu bir sergi açıldı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın buna sert tepki gösterdi. Kalın şöyle konuştu:
“Avrupa Parlamentosu çatısı altında her gün Türk vatandaşlarını hedef alan bir terör örgütünün propagandasının yapılması kabul edilemez.
Avrupa Parlamentosu’nun bizatihi Avrupa Birliği’nin terör örgütü kabul ettiği PKK’nın organik uzantısını parlatarak neyi amaçladığını anlamakta güçlük çekiyoruz.”
Biz AB Parlamentosu’nun yaptığını anlıyoruz.
Bu onların ikiyüzlülüğüdür.
Bakın Fransa’nın Nice kentinde IŞİD’li bir terörist, bir militan 100’e yakın Fransız’ı öldürdü.
Bunun PKK’dan, PYD’den ne farkı var?
Biz bu IŞİD’liyi ve IŞİD’i lanetliyoruz, ama siz PKK ve PYD’yi binanızda sergi açarak reklam ediyorsunuz.
Bu insanlık mı?
Ha bunları, ha IŞİD’i desteklemişsiniz, farkı ne?
Evet, yine tekrar edeceğiz.
Bu ikiyüzlülükten artık vazgeçin, olmaz mı, ayıp...
PİJAMA
Yorumu siz yapın
Biz gazeteciyiz. Yani halkın avukatı.
Avukatın büyük davası, küçük davası olmaz.
Anladığı, bildiği her şey, her konu onu ilgilendirir.
Gazeteciyi de öyle.
İhtilal içinde yazabilirsiniz, dış politika hakkında da. Aşağıda yer aldığı gibi giyim, kuşam hakkında da. Yeter ki o konuyu bilin. Veya bilenlerden görüş alın...
Bakın gazetelerin magazin eklerinde geçen gün şu haber yer aldı.
“Sık sık aykırı giyim tarzıyla haber olan Asena Atalay, önceki gün Nişantaşı’nda görüntülendi. Pijamayla objektiflere takılan sunucunun, eski şık halinden eser yoktu. Çevredekilerin meraklı bakışlarına aldırış etmeden yürüyen Atalay, telefonunu elinden düşürmedi.”
Sokakta pijama ile...
Yorumu siz yapın...