Türkiye ölümden döndü. Evet. Ölümden döndük.
Demokrasinin yok edilmesi, 79 milyonun ölümü sayılmaz mı?
İktidarı beğenelim, beğenmeyelim bunu belirtme yeri, hesaplaşma yeri sandıktır.
Seçim sandığıdır.
Silah değil.
Bunun aksini savunan vatan hainidir.
Bu milletin düşmanıdır.
Milli İrade düşmanıdır. Demokrasi düşmanıdır...
***
15 Temmuz demokrasiye başkaldırı teşebbüsü bize şimdiye kadar düşünmediğimiz bazı şeylerin de gerekli olduğunu gösterdi.
Neydi onlar?
Başkaldırıcılar anladığımız kadarıyla eskiden beri Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yuvalanmışlar.
Okullardan, öğrencilikten paşalığa kadar bir yaşam...
İşte bir örnek.
Bir emir subayı ne diyor: “Dinleme cihazını sabah Genelkurmay Başkanı paşamın odasına koyar, akşam kaldırırdım”.
Sonra “bu cihazı casusluk yaptıklarına verdiğini” de söylüyor bu subay.
Ve komutanın bundan haberi hiç olmuyor.
Orduda bunlar oluyor, ve bu olanlardan Genelkurmay başkanları sorumlu olmayacak da ben mi olacağım?
***
Şimdiye kadar gördüğümüz, geçirdiğimiz darbelerden en teşkilatlısı, en genişi, en acımasızı ve en kanlısı yıllar süren bir hazırlık dönemi geçirerek son noktaya geliyor.
Fakat MİT’in haberi yok.
Öbür istihbarat örgütlerimizin de haberi yok.
Yok, yok, yok.
Olsa zamanında tedbir alınır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyor?
“Başkaldırı haberini eniştemden aldım”.
Bu söz tarihe geçmiştir.
Bu memlekette istihbarat örgütü ve onun başında MİT Müsteşarı var. Ve ona rağmen Cumhurbaşkanı “Başkaldırı haberini eniştemden aldım” diyor.
En masum müeyyide, en acele müeyyide istifa olmalı.
***
Devletin memurları tayin edildikleri makamlarda padişah değildir. Yani mesuldür. O mesuliyetin gereklerini gerektiği an yerine getirmelidir.
Unutulmasın, istifa görevliyi yücelten tek taraflı bir muameledir.
***
Cumhurbaşkanı kendine düşeni yaptı.
Ve “Dere geçilirken at değiştirilmez” dedi.
Demek ki görevden alma şimdilik yok.
Bekleyelim,
görelim.
TÜRKİYE’DE
Dönüm noktası
15 Temmuz memleketimiz için dönüm noktası oldu.
Başkaldırı teşebbüs halinde kaldı ama iki yüz elliye yakın vatandaşımız öldü.
Yalnız, bu kalkışma “Bir musibet, bin nasihatten iyidir” sözü bir kez daha doğrultulmuş oldu.
Türkiye halkı dostunu ve düşmanını tanıdı, bildi.
Ve yetkililer bazı şeylerin yapılış hatasını gördü,
farkına vardı.
Mesela emir subayları nasıl tayin ediliyor, nasıl tayin edilmeli?
Askeri okullarda giriş sınavlarının yıllarca hileli olduğu söyleniyor. Öyleyse bu okullarda sistem nasıl değiştirilmeli?
İstihbarat zafiyeti nasıl önlenmeli?
Ordunun üst düzey idaresi için yeni düzenleme düşünülmeli mi?
Bugün temizlik günüdür. Ve silahlı kuvvetlerin içi temizlenmeli. Ama nasıl?..
Ordu uzmanlaşmalı ama darbe konusunda değil!
Ve, öyle bir yapı Türkiye’ye hâkim kılınmalı ki yönetim zafiyetlerine artık son verilmiş olsun.
Ve bunlar yapılırken kurunun yanında yaşın yanmamasına dikkat
edilmeli.
Türkiye için, “dönüm noktası” dedik.
Doğru değil mi?
BİLİNMEYEN
Çok olay var
Hükümet 15 Temmuz’da ne olduğunu tam bilemiyor.
Bir sürü karanlık nokta var. Çok anlaşılmayan olay var.
Bekleyip galibe göre taraf değiştirenler bile oldu.
Bütün bunların anlaşılması soruşturmayı bekliyor. Yani soruşturma ilişkilerin, olayların anlaşılmasına da yol açacak, ifadeler ve itiraflar çoğalacak gerçeğin, ne olduğunu herkes anlayacak.
Bekleyelim.
Ama uzun süre olmasın.
YORUMSUZ
Dikkat, dikkat
1960’tan beri Türkiye’de 4’ü başarılı 3’ü başarısız
7 darbe oldu.
Bugün başarısız darbeyi yapanların hepsi Gülenci olamaz, bu bir koalisyon. Atatürkçü gruplar bile var, Tayyip Erdoğan’ı sevmeyenler bile var. Bunları CIA danışmanı Henri Barkey anlatıyor.
***
CIA yöneticisi Henri Barkey: “Yeni darbe olabilir” diyor.
Darbe günü yani 15 Temmuz’da Barkey İstanbul’daydı. Yani darbe girişimini gördü, yaşadı.
Bizim Başbakanımız Binali Yıldırım’ın da bir cümlesi vardı.
O ne diyor?
“Tehlike bitmiş değildir.”
Bunu ne zaman söylüyor?
22 Temmuz cuma günü, yani darbe girişiminden
6 gün sonra.
Öyleyse, dikkat.
