Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hep genç kalmak istesek de yaşlanma kaçınılmaz bir gerçek. Peki ülkemizdeki yaş durumunu biliyor musunuz? Türkiye İstatistik Kurumu, 2018 yılına ilişkin “İstatistiklerle Yaşlılar” çalışmasının sonucuna göre yaşlı nüfus oranı son beş yılda yüzde 16 artmış. Hatta öyle ki 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus, 2014 yılında yaklaşık 6 milyon iken son beş yılda yüzde 16 artarak,
2018 yılında 7 milyon olmuş.
Bir de ölüm nedeni istatistikleri var. Onda ise durum şöyle, 2017 yılında ölen yaşlıların yüzde 45.1’i dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetmiş. İkinci sırada yüzde 16.2 ile iyi huylu ve kötü huylu tümörler, üçüncü sırada ise yüzde14.2 ile solunum sistemi hastalıkları yer almış. Bugün ise dikkatinizi çekmek istediğim konu; alzheimer hastalığı... Çünkü yine aynı raporda bu rahatsızlıktan ölen yaşlıların oranının arttığı belirtilmiş. Ölüm nedeni istatistiklerine göre, alzheimer hastalığından hayatını kaybeden yaşlıların sayısı,
2013 yılında
8 bin 797’yken
2017 yılında 13 bin 601’e yükselmiş.
‘Demans’, halk diliyle ‘bunama’ yaşlanmayla birlikte görülme sıklığı artan ciddi bir sağlık sorunudur ve tüm demans tipleri arasında en sık görülen şekli alzheimer hastalığıdır.
Alzheimer hastalığında en temel sorun bellek bozukluğunda görülür. Hastalar günlük rutin işlerini yaparken problemler yaşayabilir. Hatta hastalığın ileri evresinde bilişsel ve motor işlevlerde bozukluklar; çiğneme ve yutma gibi beslenme güçlükleri de sıklıkla yaşanır.

ALZHEIMER HASTALIĞINA  KARŞI KORUYUCU ÖNLEMLER



Sosyalleşmeyi ihmal etmeyin
Bu hasta grubunda sosyal temas son derece önemli. PLOS Medicine’da yayınlanan bir çalışma, erken yaşlarda sosyalliğin, demansın üstesinden gelmede önemli role sahip olabileceğini söylüyor. University College London’da yayımlanan yeni bir çalışma, 60 yaşında sosyal temasın artmasının, yaşamın ileriki yaşlarında bunama gelişme riskini düşürebileceğini söylüyor. Çalışma sonucu, 60 yaşında neredeyse her gün arkadaşlarını gören birinin, birkaç ayda sadece 1-2 dostunu gören birine kıyasla demans gelişme olasılığı yüzde 12 daha az olduğunu gösteriyor.

Egzersizin gücü!
Alzheimer hastalarında önemli olan bir diğer konu ise; egzersiz yapmak. Yapılan araştırmalar fiziksel aktivitenin diğer tüm hastalıklarda olduğu gibi alzheimer hastalığının gelişmesinde de koruyucu olduğunu gösteriyor. Geçtiğimiz şubat ayında Columbia Üniversitesi Irving Tıp Merkezi’nde yapılan bir çalışma, egzersizin hafızayı güçlendiren ve alzheimer hastalığına karşı koruyabilecek başka bir hormon ürettiğini vurguluyor. Geçtiğimiz yıllarda, araştırmacılar fiziksel aktivite sırasında dolaşıma salınan irisin adı verilen bir hormon keşfetti. İrisin, temelde enerji metabolizmasında rol oynasa da son yapılan araştırmalar bu hormonun hipokampüste nöronal büyümeyi teşvik ederek öğrenme ve hafıza konularında öneme sahip olduğunu gösteriyor. Alzheimer hastalarında ise bu irisin seviyelerinin düzeyi daha az gözlemlenmiş. Araştırmacılar daha sonrasında egzersizin irisin ve beyin üzerindeki etkisine bakmış ve her gün yüzen deney hayvanlarda bellek bozukluğu gözlemlenmemiş. Bir diğer Clinical Rehabilitation’da yayımlanan çalışmada, Alzheimer hastalığı olan bireylerde egzersizin denge ve hareket performansını iyileştirmeye ve düşme riskini azaltmaya yardımcı olabileceği sonucuna ulaşılmış. Dünya Sağlık Örgütü, 65 yaş üzeri bireyler için de haftada en az 150 dakika orta şiddette fiziksel aktivite öneriyor. Eğer egzersiz yapmanıza engel olacak herhangi bir sağlık sorununuz yoksa, egzersizi hayatınıza dahil etmenin tam zamanı...

ALZHEIMER HASTALIĞINA  KARŞI KORUYUCU ÖNLEMLER