Haftalardır devam eden koronavirüs melaneti doğal olarak kendi gündemini oluşturdu. Her şeye onunla bakıyoruz. Gündelik ve sosyal hayat, iş, sağlık, eğitim, spor, kültür, sanat, diplomasi onun çizdiği sınırlara göre şekilleniyor. Hem bireyler, hem de kurum ve kuruluşlar için, tüm bu alanlarda hiçbir şey yapmamakla, pek çok şey yapabilmek arasında seçenekler ortaya çıktı. Her şeyin geçmesini öylece beklemek de mümkün, krizi fırsata çevirmeye çalışarak üretmek, değerlendirmek, değişerek dönüşerek uyum sağlamak da...
Misal; tüm faaliyeti yurt dışı ile ilgili, bağlı, bağlantılı olan bir kurum ne yapar, yapabilir? Sınırlar kapanmış, uçaklar uçmuyor, gelmek yok, gitmek yok...
Diasporada gençleri yakalamak
Faaliyet alanı yurt dışında yerleşik yaklaşık 7 milyon Türkiye vatandaşı, soydaş ve akraba topluluklar ile Türkiye’de eğitim gören binlerce yabancı öğrenciden oluşan Yurtdışı Türkler Başkanlığı’nın (YTB) başındaki isme, Abdullah Eren’e sordum bunu. “Her şeyi ‘online’a taşıdık. Alt yapımız çok iyiydi o yüzden çok sağlam girdik bu sürece” dedi.
Diaspora kurumu olarak salgın süreci başlar başlamaz yurtdışı yerleşiklerle ilgili, “Bu insanlar ne yapacaklar ve biz onlar için ne yapabiliriz diye düşündük” diyen Eren, öncelikle bir fotoğraf çekmek istediklerini söyledi. Bunun için STK’lar ve kanaat önderleri ile bağlantıya geçilmiş. Ülkelerdeki tablo takibe alınmış. Salgın kaynaklı kayıpların özellikle birinci kuşakta göçenlerden, ağırlıklı olarak Fransa, Belçika, İngiltere’de olduğu tespit edilmiş. Vefat edenlerin yakınları ya da tedavi olanlar hemen her gün aranıyor, kendileri için yapılabilecek bir şey olup olmadığı soruluyor.
Bu arada, kapsam alanındaki tüm kitleye moral-motivasyon amacıyla ama özellikle de Avrupa’daki genç Türklere ulaşmak, onlarla “bağlantıda” kalmak için kurumun sosyal medya hesaplarından yararlanmaya karar verilmiş. YTB Başkanı Eren, “Kamu kurumu insanların zihninde işi düştüğünde gideceği veya talebi olduğunda kapısı çalınacak bir yer gibi. Ama YTB öyle değil. Biz aslında vatandaşa dokunabilecek birçok iş yapabilen bir kurumuz. İnsanların bunları bilmesi istiyoruz” dedi. Bu düşünceden hareketle önce sosyal medya hesaplarından günde birkaç paylaşım ile başlayan çalışma, şimdi her gün 13:00-23:00 arasında düzenli yayın akışı çıkan bir etkinliğe dönüşmüş durumda.
Dünyanın dört bir köşesindeki özellikle genç Türklerin, dijital konserleri böyle başlıyor. Hollanda’da yaşayan piyanist Karsu Dönmez de, Almanya’dan Mozart Ödüllü Ali İnsan da, Lübnanlı piyanist Maan Hamadeh de bu şekilde evlere konuk oluyor. Bir kitap veya film tanıtılıyor ya da çocuklar için masallar anlatılıyor. Eren; “İngiltere’den, Fransa’dan, Avusturya’dan örneğin bir hukukçu bağlanıyor o ülkenin salgın ile ilgili aldığı kararlar, sağladığı destekler konusunda bilgilendirme yapıyor. Doktorlar, Türkiye mezunları ülkelerindeki durumu anlatıyor” dedi.
Ağır sorumluluk: 15 bin yabancı öğrenci
Bu arada koronavirüs nedeniyle YTB’nin omuzlardaki bir sorumluluk daha da ağırlaşıyor. Türkiye Bursları ile ülkede bulunan yaklaşık 15 bin uluslararası öğrenci... Salgın sürecine Türkiye’de yakalanan öğrencilerin birçoğu kendi ülkelerindeki önlemlerin buradakinden daha iyi olmadığını belirterek kalmak istemiş. Eren, “Anket yaptık, yüzde 80’i kalmak isterim, yüzde 20’si imkan olursa gitmek isterim dedi” ifadesini kullandı. Öğrencilerin sağlık durumları sürekli kontrol ediliyor, sıkıntı yaşamamaları için de KYK ile sürekli iletişim kuruluyor. Eren, 4 bin öğrencinin katıldığı Uluslararası Öğrenci Akademisi’nin de tamamen “online” hale getirildiğini söyledi. Konuşma kulüpleri, ihtisas çalışmaları hatta ney kursu bile “online”...
YTB Başkanı sonuç olarak, salgına bağlı olarak gelişen bu çalışmalarının kurumu sürecin sonunda başka bir yere, örneğin her gün içerik üretebilecek bir “Youtube” kanalına evrilebileceğini düşündüklerini söylüyor...
Başta da dediğimiz gibi koronavirüs pek çok seçenek sunuyor.
Yurtdışında gönüllülük
YTB Başkanı bu süreçte yurtdışındaki Türk toplumunun dayanışmasına ilişkin çok iyi örneklerin de ortaya çıktığını anlattı. Örneğin, yaşadıkları ülkelerde restoran benzeri işletmeleri olanlar, mekanlarını ücretsiz ya da indirimli sağlık çalışanlarına açmış. Eren “Almanya’da düğün salonu olan bir vatandaşımız onu herhangi bir durumda ‘bilabedel’ vermek istedi. Hollanda’da ev kadınları evlerinde maske yapıp dağıttılar. Bulgaristan’da bir iş adamı otelinden çıkan tüm yemekleri civarda süreçte etkilenen muhtaçlara gönderdi” dedi.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024