AK Parti’nin 7. Olağan Kongresi’nin izleyenlere anlattığı ilk şey hemen başlangıçtaydı...Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın genel başkanlıktan ayrılmasını ‘daha doğru bulanların’ özellikle fark etmesi gereken bir resim vardı ortada. Yeni olmayan ama sağlam hatırlatma yapan bir resimdi. Erdoğan’ın kongreye katılan illeri tek tek onlara özgü hitaplarla selamlaması, ona “bir şarkısın sen” diye seslenen gençlere “sizler zaten hepiniz birer şarkısınız” diye cevap vermesiydi bu resim. Erdoğan bir kez daha tabanıyla, delegesiyle, seçmeniyle etkileşimi sevdiğini, önemsediğini, ondan beslendiğini ve bundan vazgeçmeye de niyeti olmadığını gösterdi sahnede.
Bir manifesto olacağı önceden açıklanan konuşma için uygun başlıklardan biri “Taviz verilmeyecekler manifestosu” olabilirdi. Konuşmanın bütününde, AK Parti’nin 18 yıllık birikiminden hareketle, gelecekte taviz vermeyeceği, vazgeçmeyeceği, ikna etmeye çalışacağı, çabalayacağı alanlar vurgulandı. Notlarım arasına şunlar girdi:
Özellikle 2013’den bu yana Türkiye’nin önüne tuzaklar kurulduğunu aktardı. Kovid-19 salgının siyasi ve ekonomik sistemi bir kez daha kökünden sarstığını, yeni arayışların filiz verdiğini, Türkiye’nin “bu kez” değişimin dışında tutulamayacağını söyledi. Türkiye’nin önüne demokrasi ve kalkınma hamlesine her girişinde içerden ve dışardan engeller çıkarıldığını bir kez daha anlattı, ama “bu defa başaramayacaklar” vurgusu yaptı.
İnsanlık için bir “medeniyet nöbetini” devralmaktan bahsederek, “21. yy’ın kapılarını, hem milletimiz, hem tüm insanlık için açmak için yola çıkıyoruz” ifadesini kullandı. Yeni bir başlangıca işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tıpkı geçen hafta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin partisinin kurultayında yaptığı gibi, konuşmasında Cumhur İttifakı’na atıfta bulundu, desteği için MHP’ye ve liderine teşekkür etti. Ancak konuşmada, ittifak ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Bahçeli’ninkinde olduğu kadar geniş yer kaplamadı. Erdoğan’ın daha çok partisine ve seçmenine odaklanmayı tercih ettiği söylenebilir. Eğitimden, sağlığa, güvenlikten spora çeşitli alanlarda AK Parti iktidarı döneminde yapılanları anlattı.
Yerli yatırımcıya teşekkür
Erdoğan’ın konuşması aynı zamanda, Merkez Bankası başkanlığındaki son değişikliğin ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin ardından yapılan ilk değerlendirme niteliğindeydi. Bankadaki değişiklik ardından piyasadaki dalgalanma için “Türkiye ekonomisinin temellerini, gerçek dinamiklerini, taşıdığı potansiyeli ve yarınını kesinlikle yansıtmıyor” derken, özellikle “yerli yatırımcıya teşekkürü” dikkati çekti. Erdoğan “İktisadi temeli olmayan hareketlere karşı ülkesinin yanında yer alarak, güven ve istikrar mesajımıza sahip çıktıkları için milletimizin tüm fertlerine ayrıca teşekkür ediyorum” dedi. Yastık altı döviz ve altının sisteme kazandırılması çağrısını yinelerken de, “Finans kuruluşları, özellikle de katılım finans şirketleri bu altın ve dövizler için müşterilerine, onları memnun edecek getiri sağlayabilecek alternatifler sunuyor” cümlesini kurdu.
Cumhurbaşkanı’nın dış politika mesajını da özellikle not etmek gerek. Yeni ABD yönetimine de gönderme vardı, bölge ülkelerine de ve aynı zamanda dış politikadaki “güncellemeye” işaret ediyordu. “Önümüzdeki dönemde dostlarımızın sayısını artırıp, husumetleri gidererek bölgemizi bir huzur adasına çevirmekte kararlıyız” ve “Birbiriyle rekabet, hatta gerilim halinde olan ülkelerle aynı anda dengeli, tutarlı ve uzun vadeli işbirlikleri geliştirmenin kolay olmadığını elbette biliyoruz. Ancak Türkiye, hem coğrafi konumu, hem ekonomik çıkarları hem de kuşatıcı dış politika vizyonuyla, bunu başaracak güce ve dirayete sahiptir” ifadeleri dikkat çekiciydi.
Yeni Anayasa için tarih
Yeni Anayasa’yı “ruhunda millet, yani insan olmalıdır” diyerek tarif eden Erdoğan ilk kez tarih verdi ve metin haline gelişi için 2022 yılının ilk yarısına işaret etti. Burada diğer partilerin çalışmalarına da vurgu yaparak “önce ilkeler, sonra somut metinler düzeyinde belirli bir olgunluğa geldiğinde bir araya getirilecek ve milletimizin gözü önünde tartışmaya açılacaktır” ifadesini kullandı.
Bundan sonra kamuoyunun yakından izleyeceği alan ise konuşmanın son bölümünde, aile, eğitim ve kültür başlığı altında yer aldı. İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin bakışın anlatıldığı bu bölümde Erdoğan “önce aileyi sağlama alacağız” dedikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü: Bugüne kadar gerçekten çok çalışarak, ülkenin dört bir yanını okullarla, hastanelerle, yollarla, köprülerle, barajlarla, parklarla donatmayı başardık. Şimdi muhatabı doğrudan insanın kalbi ve aklı olduğu için çok daha zor, çok daha hayati bir vazifeye talibiz.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024