Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen cuma günü, 21 Ağustos 2020’de, Karadeniz’de 320 milyar metreküplük doğalgaz keşfini daha açıklarken konu tartışılmaya başlandı. Ortaya atılan bir çok soru ve iddia, anlaşılmaya çalışılan bir o kadar teknik tanımlama var. Sorular ve iddialar, “Yıllardır yabancı şirketler o kadar aradılar bulamadık dediler, yalan mı söylediler?”den başlıyor, “yeterince yerli ve milli bir keşif değil”, “maliyeti çok, değmez. Astarı yüzünden pahalıya mâl olur”, “hani 800 milyar metreküptü?”, “sevinelim de, o kadar da büyük bir şey değil”, “2023’e yetişmesi mümkün değil” diye devam ediyor.

Haberin Devamı

Açıklamanın yapıldığı andan itibaren ortaya çıkan bu ve benzeri soruları alt alta yazıp, planlama ve keşif sürecinde yer alan kurumlardaki kaynaklarla konuştum. Aktarılan bilgi ve tespitler özetle şöyle:

Yabancı şirketler 2004’den, 2018’e kadar Karadeniz’de 6 noktaya baktı. Bu 6 noktadan, 320 milyar metreküplük keşfin yapıldığı Sakarya Gaz Havzası’na en yakın olanı yaklaşık 110 km. ötede. Dolayısıyla burası tamamen yeni bir saha.

Bu keşif, 2018’den itibaren Türk mühendis, ekipman ile derin denizde yapılan 9. arama (8’i Akdeniz’de, 1’i Karadeniz’de )sonucunda ortaya çıktı. Şansın denendiği ilk kuyu değildi.

Lokasyon tespitinden, gaza ulaşılmasına ve sonrasındaki testlere kadar tüm aşamalar, uluslararası bir şirket, örneğin Exxon, BP ya da bir başkası nasıl yaparsa o şekilde ve prosedürde yapıldı. Kestirme ya da hızlandırılmış bir sürece başvurulmadı. 

Kuyu bitmeden keşfin açıklanması sorgulanıyor ama ilk andan itibaren 3 bin 500 metrede elde edilen sonucun açıkladığı söylendi. 320 milyar m3, 3 bin 500 metrede derinlikte elde edilen sonuçtur. Hedef; 4 bin 500 metreye ulaşmak. 

Tam bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine toplantısından sonra sarf ettiği “Müjdenin devamı gelecek” ve Enerji Bakanı Fatih Dönmez’in “Açıkladığımız keşfi yukarı yönlü revize edeceğiz” cümlelerini hatırlamakta fayda var. Her iki cümlenin kurulmasına neden olan detayın yukarıdaki bilgi olduğu anlaşılıyor. Sakarya Gaz Havzası’nda şimdiye kadar 2 bin km2’lik bir alanın sismik çalışması yapıldı. Elde edilen sonuç bu alanın ilk aşaması. Bölgenin tamamı ise 8 bin km2’den oluşuyor.

Haberin Devamı

Bir ajansın geçtiği 800 milyar m3 bilgisinden sonra 320 milyar m3’e küçümsemeyle yaklaşıldı ancak bu miktar, BAE’nin keşfettiğini ilan ettiği ancak teyide muhtaç rezerv dışarda bırakıldığında, 2020 yılında offshore da tespit edilmiş en büyük keşif. 320 milyar m3, Türkiye’nin bugüne kadar keşfedilmiş toplam rezervinin 200 katı. Ayrıca bu rezerv Türkiye’nin günlük 55 bin varillik üretiminin 300 bin varile, yani 6 katına çıkması demek. Bilgiyi aktaran uzman şu cümleyi ekledi “Bu kadar ciddi bir keşif neden açıklanmasın?”

2023 yılında gaz verilmeye başlandığında en yüksek seviyede olmayacak. Plato değerine 5 yılda ulaşacağı hesaplanıyor. 2025 -2026 yıllarında ulaşılacak seviyede 20 yıl boyunca gaz servisi yapılmaya devam edilecek.

TPAO 2017’de yeniden yapılandırılırken, diğer ulusal petrol şirketlerinin yapısına ve güncel duruma bakıldı. Diğer ulusal şirketlerin arama ve üretime yoğunlaştıkları tespit edildi. TPAO ise bir sondaj ve servis şirketine dönüşmüştü. “Sondaj ve kuyu tamamlama grupları kapatıldı” denilirken bunlar tamamen ortadan kaldırılmış gibi aktarılıyor. Bu birimler alındı ve BOTAŞ’ın bir alt şirketi olan ve milli servis şirketi olarak yeniden yapılandırılan %100 devlet şirketi TPIC bünyesine geçirildi. Artık servis hizmetini TPIC veriyor. TPAO sismik dataya, lokasyon tespitine, yani arama ve üretime odaklandı.

Haberin Devamı

2023’e yol haritası çalışılıyor

Habercilerin ve enerji profesyonellerinin cevabını aradığı sorulardan biri de gazı çıkarmanın ve tüketiciye ulaştırmanın maliyeti. Üst düzey bir kaynak “Aslında herhangi bir şirket için en önemli ticari sırrın cevabı aranıyor” dedi. Bir takım hesaplar zikredilse bile konuştuğum kaynaklar, “Maliyet kaldırılamayacak düzeyde olsa müjde açıklanmazdı” demekle yetindi.

Bu arada gazı 2023’e yetiştirmek için TPAO’nun takvimlendirilmiş bir yol haritası üzerinde çalıştığı kaydediliyor. Bir çok faaliyetin eş zamanlı yürütüleceği vurgulanarak tespit kuyularının nerede ve kaç tane açılacağından, boru hattının bir tane mi iki tane mi olacağına, dış finansmana ihtiyaç duyulup duyulmayacağına dair bir dizi sorunun yanıtlanmasına paralel bu planın da şekilleneceği belirtiliyor.  

Bu arada aktivasyon çalışmaları devam eden Kanuni sondaj gemisi de yakında Fatih’e eşlik etmeye hazırlanıyor.