Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Koronavirüs melaneti dünyayı kabuğuna çekilmeye zorlarken, en güvenli yol evlerde kalmak ve hayatı olabildiğince dijital dünyanın sunduğu nimetlerden faydalanarak sürdürmek. Cephede sağlıkçılar ve güvenlik kurumları var ve en zorlu performansları sergiliyorlar. Ancak hem evlerdeki, hem de cephedeki aktörler aynı zamanda, farkında olmadan,  ortaklaşa bir başka alan için çalışıyor ve inanılmaz veri üretiyorlar: Medikal İstihbarat.

Kovid -19  dünyada tıp literatürüne olağanüstü kazanımlar sağlarken,  dolaşıma sokulan bilgi ve veriler istihbarat teşkilatlarına (en az onlar kadar devlet dışı aktörlere de)  küresel ölçekte veri çekme imkanı sunuyor.  Hastaların kişisel sağlık durumları, sağlık çalışanlarının hastaneler ya da ülkedeki tablo konusunda  paylaşımları; devlet, hükümet yetkililerinin demeçleri,  sosyal medya, görüntülü görüşmeler, ilaç ve sağlık ekipmanı üreticilerinin açıklamaları “medikal istihbarat” için veri sağlıyor. Bilgileri toplayan ve doğru şekilde işleyebilen istihbarat kuruluşları için de haritalama, kompozisyon, raporlama mümkün hale geliyor.

Haberin Devamı

Stratejik İstihbarat ve Ulusal Güvenlik kitabının yazarı Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Merve Seren yakında  Milli Savunma Üniversitesi’nden bir tez öğrencisiyle birlikte, yaklaşık bir yıldır üzerinde çalıştıkları, Türkiye’deki medikal istihbarat üzerine ilk tezi savunacak.  Seren, Kovid-19 süreci için  “İstihbarat ve güvenlik unsurları eğer bu süreci verimli değerlendirebilirlerse, önümüzdeki dönemlerde ellerinde sivil ve askeri istihbarat için farkındalık ve hazırlıklılık açısından kullanmaya müsait pek çok veri olacak” diyor.

Medikal istihbaratın önemi ve en verimli dönemi

CIA tıp ve bilimi yakından izliyor

Medikal istihbarat kavramı İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ortaya çıktı. ABD bu alanda öncü rol üstlendi. Virüs, salgın hastalık ve toplumu geniş ölçüde etkileyecek her şey ile ilgili istihbarat toplanmaya başladı. CIA bugün de genetik mühendisler, biyologlar, virologlar gibi geniş yelpazedeki tıp ve bilim insanlarını yakından takip ediyor. Örneğin 2018’de dünyaya genetik çalışmasını duyuran bilim adamı He  Jiankui , CIA’in yakın merceğindeydi.

Haberin Devamı

Seren, ABD Savunma Bakanlığı’na bağlı  ve  yüksek araştırma bütçeleriyle finanse edilen bir Kanser Araştırma Enstitüsü olduğuna da dikkat çekiyor ve bunun çok önemli olduğunu vurgulayarak örnekliyor, “Mesela meme yahut prostat kanserine yakalanma  sıklığı, yaş aralığı, riskin boyutu gibi unsurlar, ABD askerlerinin muharip görevi, rütbesi ve emeklilik yaşı gibi durumlarda karar verilirken dikkate alınan faktörler arasındadır. ABD’de cilt kanserini saymazsak, prostat kanseri erkeklerde en sık tanı konulan kanser  türüdür. Araştırmalarla, Amerikan askerlerinin risk skalası, korunması ve ölüm oranlarının düşürülmesi hedefleniyor. Keza ABD’de meme kanseri, kadınların kanser kaynaklı en fazla ikinci ölüm nedeni. Bunun için askeriyede de önleyici politikalar geliştiriliyor”. Seren’in aktardığına göre; sadece ABD’de değil, Rusya, İngiltere, İsrail, Fransa ve hatta Fas ile Cezayir medikal istihbarat alanında ciddi çaba sergileyen ülkeler olarak öne çıkıyor.  Ancak zamanla ortaya şöyle bir sorun beliriyor; tıpçılar istihbarattan, istihbaratçılar da tıptan anlamıyor. Seren, “iki farklı bilim dalının arasındaki bariyerin nasıl kaldırılabileceği üzerine kafa yorulması gerekiyor” diyor.

Haberin Devamı

Önde giden istihbarat teşkilatlarının doktorlarla interaktif veri alışverişinde olduğunu ve bilgilerini kıymetlendirdiğini, süreçlere dâhil ettiğini belirten Seren’e,  bunlar arasında saydığı ABD, İngiltere ve Fransa’daki mevcut tablonun nasıl açıklanabileceğini sordum.  Seren’e göre suç istihbarat teşkilatlarının değil, yönetim kadrolarının riskleri göz ardı etmesi. Teşkilatların risk ve tehdit hakkında farkındalık oluşturarak seçenek sunduğunu vurgulayan Seren, “ABD başkanı bunu önemseyip sağlık sistemine yatırım da yapabilir, önemsemeyip silaha da para ayırabilir. Burada önemli olan önceliklendirme. Trump’a CIA tarafından ocak ayında rapor sunulmuş. İngiltere’de de sunulmuş birçok rapor var ama Boris Johnson yoğun bakımda. Burada “önceliklendirme” ve “istem dışı körlük” denilen unsurlardan bahsedebiliriz. Sürekli önünüze bir rapor geliyor, pandemi riskinden bahsediyor ama pandemi bir türlü ortaya çıkmıyor. Tam siz onu göz ardı ettiğiniz anda pandemi ortaya çıkıyor ve çok kısa bir süre içerisinde tüm dünyaya yayılıyor... İstihbarat teşkilatları her konuda o kadar çok uyarı yapıyorlar ki, bu durum ister istemez karar alıcılar üzerinde bazı konulara ilişkin baskıya,  bazen istem dışı körlüğe, bilinç dışı göz ardı etmeye neden olabiliyorlar” diyor.

Pandemide öne çıkan casusluk alanları

Pandemi süreçlerinde ekonomik, endüstriyel ve medikal casusluk faaliyetlerinin yoğun ve dolayısıyla mücadele edilmesi gereken alanlar olduğuna dikkat çeken Seren’e göre, bir ülkede geliştirilebilen aşının bir doktor tarafından başka bir ülkeye satılmayacağının garantisi yok.  Medyaya maske savaşları olarak yansıyan, ülkelerin birbirlerinin tıbbi malzemelerine el koyması da endüstriyel casusluğa basit bir örnek.  Zamanında yetenek kazandırılmış sektör, pazar, endüstri istihbaratı analistlerinin  pandemi sürecinde de önemli olduğunu vurgulayan Merve Seren’in medikal istihbarat alanındaki bir başka uyarısı ilaç sanayi konusunda: Silah sektörü kadar önemli. Savunma endüstrisine yönelik istihbarat toplama yeteneği gelişmiş bir ülkenin, medikal endüstri alanındaki istihbarat toplama yeteneği de gelişmek zorundadır.  Nasıl ki, yeri geldiğinde  cezalandırmak için nerede savunma ve güvenlik açığınız olduğunu bilerek,  istediğiniz silah tedarikini yapmazlar, aynı şey medikal sektör için de geçerli.  İlaç stokunuz, alternatifiniz yoksa zor durumda kalırsınız. Oysa hazırlıklı olanın elinde mutlaka yabancı ve yerli geniş bir data seti bulunur.  Milli istihbarat teşkilatlarının farkındalık ve hazırlıklılık kazandırması gereken alan sadece terörle mücadele, savunma değildir; sağlık ve medikal sektör de hayatiyet arz eden bir güvenlik mevzusudur.

Elbette istihbarat teşkilatlarının bunları tek başına yapması gerekmiyor. Teşkilatların tıp, endüstri, bilim, teknoloji gibi alanlarda verileri tek başına toplaması anlamlı değil. Seren’e göre; yük bile... Seren, bunun yerine teşkilatların sağlık, bilim teknoloji, enerji gibi alanında uzman kurumlarla bilgi alışverişinin olabildiğince iyi olmasının yeterli olduğunu belirtiyor  ve  diyalog  ne kadar iyi işlerse,  kurumlar o oranda birer istihbarat üreticisi haline gelirler” diyor.