Birkaç ay önce Japonya’da ülkenin en güzel ‘shiro’larından (Japon kalesi) biri kabul edilen Nagoya şehrindeki aynı adlı kaleyi gezdim. Kalenin tarihi, önemi, güzelliği, aslına uygun restorasyonu bu yazının konusu değil. Bilinmesini istediğim, başka şehirlerdeki örnekleri gibi kale kentin o denli gurur kaynağı ve varlığına o kadar önem atfediliyor ki, iş güç sahibi insanlar, genellikle de “yaşlılar”, eğer tur aracılığı ile gelmiş turist değilseniz, size gezinizde gönüllü rehberlik ediyor. Üzerlerinde “gönüllü rehber” yelekleri, ellerinde bayrakları ile sorumluluklarının bilincinde ve hiçbir ücret almaksızın bu hizmeti veriyorlar. Tek yapmanız gereken gönüllülerin tur saatine denk gelmek. Öğrendiğim kadarıyla bu “gönüllü hizmet” sadece Nagoya’ya özgü de değil, ülkenin birçok yerinde aynı şey söz konusu...
Peki biz bu bilgiyi niye edindik diye soranlara ve başlıkla ilgisini anlamaya çalışanlara, sosyal medya denilen gayya kuyusundan kafalarını kaldırıp biraz etrafa bakabilenlerin, Türkiye’de de yukarıdaki örneğe benzer bir yaklaşımın görebileceğini söylemek istiyorum. Üstelik de bunu koronavirüs denilen melanet sağlıyor.
İmkanlarını seferber eden bir çok gönüllü, Türkiye’nin dört bir tarafında, hiçbir karşılık beklemeksizin harekete geçerek, ellerinden geleni ortaya koyuyor. Buyurunuz birkaç örnek:
Kayseri’de, Organize Sanayi Bölgesi Teknik Koleji’nde görevli 6 öğretmen eğitime ara verilen okullarında günlük 800 maske üreterek bunları kamu kurumlarına dağıtıyor.
Arsin Organize Sanayi Bölgesi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu’nda görev yapan öğretmenler de okulda ve evlerine götürdükleri 3D yazıcılarda sağlık personeli için yüz koruyucu siperlik üretiyor.
Çorum’da 5 halk eğitim merkezi ve akşam sanat okulundaki usta öğreticiler ve ev kadınları kentteki hastanelerin maske ihtiyacı için üretim yapıyor.
Sosyal medyada bir araya gelen bin 500’ü aşkın firma ve kişi, 3 bin üç boyutlu yazıcıyla, 3 Boyut Destek adıyla kolektif bir üretim hareketi başlattı. Firmalar, mühendisler, tasarımcılar, yazılımcılar 3 boyutlu yazıcılarla ürettikleri koruyucu yüz maskelerini ücretsiz sağlık kuruluşlarına ve çalışanlarına ulaştırıyor. Aralarında öğrenciler ve hobi olarak üç boyutlu yazıcısı olan emekliler de var. Türkiye Motosikletler Platformu da dağıtım konusunda destek veriyor.
Ankara’da Gönüllü Öğretmenler Destek Grubu’ndaki 500’ün üzerinde öğretmen, 65 yaş ve üzeri kronik rahatsızlığı olanların ihtiyaçlarını karşılıyor.
Hastalarından alabilecekleri mikrobu evlerine, ailelerine, çocuklarına taşımak istemeyen yüzlerce sağlık çalışanı için Ankara’da Türk İş ve Türk Metal Sen bünyelerindeki otelleri mesai bitiminde sağlık çalışanlarının konaklamasına tahsis etti. Aynı zincire eski futbolcu Tuncay Şanlı Sakarya’daki oteliyle katıldı.
Kırklareli’nde 55 motosiklet tutkunu evlerinden çıkamayan 65 yaş ve üstü ile kronik rahatsızlığı bulunanların ilaç ihtiyaçlarını eczanelerden alarak ulaştırıyor.
İzmir’de 40 kişilik bisikletli gönüllüler, sokağa çıkması kısıtlanan kişilerin ihtiyaçlarını bisikletleriyle karşılıyor.
Art arda yaşadığımız depremler Türkiye’de gönüllülük esasına dayalı faaliyetleri geliştirdi. Koronavirüs de tüm dünyada sağlığın, imkanların, koşulların, psikolojilerin yönetilmesini zorluyor, zorlaştırıyor. Ama aynı zamanda tıpkı depremler gibi gönüllülük kapasitemizi artırma, çeşitlendirme fırsatı sunuyor. Eğer görmek isterseniz...
Bir günde 6 bin kişi
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun cuma akşam saatlerinde ilk işaretini verdiği şehirlerarası trafiğin sınırlandırılması kararının ardında koronavirüs kısıtlamaları nedeniyle öne çekilen memlekete gidiş haraketliliği olduğu anlaşılıyor. Soylu henüz açıklama yapmadan önce görüştüğüm iki belediye başkanı bunun işaretini vermişti.
İç Anadolu Bölgesi’nden bir büyükşehir belediye başkanı “Türkiye içi göç arttı. Bizim başta İstanbul olmak üzere bir çok kentte hemşehrimiz var. Bunlar her yıl yaz aylarında gelir, bağına, bahçesine gider. Bu yıl koronavirüs nedeniyle kısıtlama olunca memlekete, köyüne gelme alışkanlığını erkene aldılar. Dün (perşembe) benim şehrime dışardan 6 bin kişi gelmiş. Biz de şu anda sınırlı vaka var ama bu hareketliliğin önüne geçilmezse baş edemeyiz” dedi.
Batı Karadeniz bölgesindeki bir başka belediye başkanı da kentinde genel durumun iyi olduğunu belirtti ancak o da, şehirlerarası trafik nedeniyle konaklama tesislerindeki yoğunluktan endişe duyduğunu vurguladı. Belediye Başkanı kentine dışardan gelebilecek hastalıktan endişe duyduğunu, hareketliliğin geçici olarak sınırlandırılması gerektiğini söyledi. Bu görüşler belli ki hükümete de ulaştı ve şehirlerarası trafiğin iyice sıkılaştırılması kararı çıktı.
Bu haftanın fikir verebilecek ajanda notları
31 Mart: Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin ikinci paketi Meclis Adalet Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacak. 63 maddeden oluşan yeni pakette tüketici uyuşmazlıklarına zorunlu arabuluculuk getirilirken, boşanma davalarında aile sırlarının deşifre olmaması, ticari davalarda da ticari sırların açığa çıkmaması için tarafların kapalı duruşma isteyebilmesi sağlanıyor.
Ayrıca bu hafta uzun süredir tartışılan yeni infaz teklifinin de Meclis’e sunulması bekleniyor.