Önümüzdeki günlerin en ateşli tartışması Meclis gündemindeki fezlekeler olacak. Henüz kaç fezlekenin, hangi kritere göre genel kurul gündemine gelip gelmeyeceği netleşmese de, asıl mesele zaten HDP milletvekillerine ait fezlekelerin akıbeti. Daha doğrusu Cumhur İttifakı dışında kalan partilerin bu fezlekelere karşı sergileyeceği tutum. CHP bu kez ‘yargının mevcut durumu’ gerekçesiyle milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ‘evet’ demeyeceğini açıkladı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in geçen haftaki grup toplantısında sarf ettiği sözler ise, kendisini tanımlarken ‘kalkınmacı’ ve ‘demokrat’ sıfatlarının yanı sıra ‘milliyetçi’yi de ekleyen bir parti açısından bazı siyaset profesyonellerini şaşırttı. Akşener; “İYİ Parti, Türk yargısının hazırladığı fezlekeye bakar, gereği neyse onu yapar. Elbette, vatandaşı iki yumruk arasında sıkıştıran bu utanmazlığa geçit vermeyeceğiz. Elbette, milletimizin hür iradesine saygı duyacağız. Siyasi şovun değil, hakkın ve hakikatin yanında duracağız. Bu kadar basit, bu kadar net”...Kimilerine göre Akşener ‘evet’ dedi, kimilerine göre ise ‘hayır’. İYİ Parti’de fezlekelere karşı tavır konusunda çalışan kurmaylardan birine göre ise Akşener ne ‘evet’ dedi, ne de ‘hayır’.
Partinin fezlekelere yaklaşımı konusunda görüştüğüm kaynak, temel kriterlerini “doğru isnat, doğru delil, doğru fail” olarak açıkladı. Akşener, “İYİ Parti, fezlekeye bakar, gereği neyse onu yapar” derken kastedilen bu. Yani, her bir dosyada bu üç temel unsurun olup olmadığı test edilecek. Parti yetkilisi, “Yani terör örgütüne üye olan bir kişi için, ‘terör örgütünün propagandasını yapmak’ suçlaması ile gelinmemesi gerek. Ya da terör örgütü propagandası yapan için ‘terör örgütüne üyelik’ ile gelinmemesi gerek. İhbar mektubu üzerinden bir fezleke hazırlandıysa biz buna ‘hayır’ deriz. Doğru isnat, doğru delil, doğru fail tespitiyle gelen bir konuya ise ‘hayır’ demek mümkün değil. Ama keyfi olarak hazırlanmış bir fezlekeye, siyasi baskı emareleri olan bir fezlekeye ‘evet’ denildiğinde, hem hukuk, hem yargı, hem de kamuoyu vicdanı yıpratılır. İYİ Parti burada ‘check balans’ yeri olmak zorunda” dedi. Bir başka ifade ile, İYİ Parti söz konusu ettiği kriterlere uygun olan dosyalar için ‘evet’, buna uyulmadığını düşündükleri için ‘hayır’ deme kararında. Parti yetkilisi, “Körü körüne ‘evet’ de demeyiz, körü körüne ‘hayır’ da demeyiz. Biz yargının ve siyasetin dönemsel ihtiyaçlarına cevap veren bir mekanizma haline gelmeyiz.” ifadesini kullandı.
Ayrıca, partinin ‘hayır’ denilen dosya olursa, bunların gerekçelerini de kamuoyuna açıklayacağı anlaşılıyor.
Görüşmelerimden edindiğim izlenim, fezlekelerin tartışılması ve oylanması sürecinde, hükümete dönük bir söylem hazırlığı yapıldığı. Buradaki çıkış noktasının da 16 Temmuz 2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 6551 sayılı Kanunu olacağı. Söz konusu düzenlemenin adı “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun”. Kamuoyunda ise Çözüm Süreci’nde görev üstelenen kamu görevlilerine ‘yargılanmama’ garantisi getiren kanun olarak da biliniyor. İYİ Parti, bu yasanın çıkmasının ardından, 6-8 Ekim 2014 Kobani olayları başta olmak üzere Çözüm Süreci boyunca gerçekleşen belli başlı olaylarla ilgili bir ‘takvim’ çalışması yapmış. İşte bu takvimdeki özellikle bazı olayları gündeme tekrar getirerek, fezlekelere yaklaşımına dayanak yapacak.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024