KOVID-19 sürecinde birçok şey gibi siyaset yapma biçimi de değişti. Saatler süren toplantıların yerini zaman ayarlı video konferanslar aldı. Parti içi toplantılardan tutun da meslek örgütlerinden, toplumun farklı kesimleriyle yapılacak fikir alışverişlerine kadar her şey ‘online’a taşındı. Bilgisayar ekranları hep açık, telefonlar sürekli meşgul. Parti genel merkezlerinde oturmaya yer bulunamayan heyet ziyaretleri, teşkilat buluşmaları yerini sosyal medya platformlarından interaktif canlı yayınlara bıraktı. AK Parti Ankara Milletvekili Ali İhsan Arslan, ilk örneklerden birine imza attı mesela; salgın ile ilgili görüşlerini yazılı açıklama yerine Instagram hesabından bir video ile paylaştı. Twitter’dan mesaj yayınlamak yakında demode olursa şaşırmayın.
Salgın olmasaydı Ramazan ayı boyunca her akşam en az bir iftar davetine gidilecek, yetmeyecek sahura bir başka yere söz verilecekti. ‘Siyasinin bayramı olmaz’ denir. Bayramda seçim bölgelerinde çayı içilmedik kahvehane, eli sıkılmadık seçmen bırakılmayacaktı. Bu yıl partiler arası bayramlaşma maskeli mi yapılır acaba? Uzunca bir süre kanlı canlı bir mitinge tanıklık edecekmişiz gibi görünmüyor. Sosyal mesafe ayarlı bir mitingi gözünüzde canlandırabiliyor musunuz?
Siyaset rehavete gelmez
Öte yandan ‘olanda hayır vardır’ misali, konuştuğum siyasilerin çoğundan aynı şeyi duyuyorum, “Yıllardır hiç bu kadar uzun süre evde olmamıştım, o ne tempoymuş öyle.” Bir parti yöneticisi şöyle dedi hatta; “7 yıldır ilk kez, üst üste 7 akşam yemeğimi evde çocuklarımla yedim...” Ancak bu tespiti çok da tatlı bir rehavet hali olarak da görmemek gerek. Çünkü özellikle de normalleşme takvimi dillendirilmeye başladığından bu yana bir sonraki safhaya, salgın sonrası döneme siyaseten hazırlıklı olma çalışmaları da hızlanmaya başladı. İktidar partisi açısından baktığımızda Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın MYK üyeleriyle yaptığı son iki toplantıdan yansıyanlar bunun işaretini veriyor. Erdoğan’ın “AK Parti olarak bizim de hem kendi siyasi gündemimiz, hem milletimizin beklentileri doğrultusunda ciddi bir hazırlık yapmamız gerekiyor” cümlesinin altı çiziliyor.
Bu hazırlıklı olma hali için yapılanlardan biri, her zaman olduğu gibi kamuoyu nabzının tutulması. Parti, salgının kapıya dayanmasıyla birlikte ilk etapta uygulamaya konulan kararlarla ilgili etki analizi şeklinde yoklama yaptı. Sokağa çıkma yasağı, sosyal yardımlar, karantina uygulaması, süreç yönetiminin nasıl bulunduğu gibi sorularla memnuniyet ölçümü gerçekleştirildi. Sonuçlara ilişkin değerlendirmelerde “her kesimden destek görüldüğüne” özellikle vurgu yapılıyor. Bu hafta da yeni bir çalışmanın tamamlanması planlanıyor. Bu seferki soru demetinin içinde pek çok genel merkez yöneticisine de şikayet olarak yansıyan maske konusu da var. DSÖ, BM gibi uluslararası kuruluşların başarılı bulunup bulunmadığına kadar geniş bir perspektifle de yoklama yapılması düşünülüyor.
İkinci hazırlık alanı ise yarım kalan ilçe-il kongrelerin tamamlanması. Parti yaklaşık 200 kadar ilçe kongresini tamamlamıştı ki salgın tedbirleri devreye girdi. Kongrelerin tamamlanması için taslak bir takvim hazırlandı. Bir parti yöneticisi normalleşme sağlandığı takdirde iki ay içinde çok hızlı bir şekilde, ilçe kongrelerinin ve il kongrelerinin yarısından fazlasını tamamlanabileceğini söyledi. Ancak bu takvimin gerçekleşmesi de gelişmelere bağlı... İl kongrelerinin bir kısmının ise 2021’e bırakılması ve büyük kongre tarihinin buna göre belirlenmesi söz konusu.
Ekim’e hazırlık
AK Parti ajandasında bayramdan sonra, TBMM’nin gündemine yeni teklifler sunmak da yer alıyor. Gündemdeki konulardan biri Avukatlık Yasası’nda değişiklik. Ankara Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın verdiği hutbe ile ilgili tartışma yaratan açıklamasından sonra, baro seçim yönteminde yapılacak değişiklikle ‘ayar verilecek’ yorumları yapılsa da bu değişikliğin yıllardır gündemde olduğu, konuyu yakından izleyenler tarafından biliniyor. AK Parti daha 2012’de, baro başkanlığından gelen üç milletvekili ile çalışma başlatmıştı. Yıllardır, mevcut yasada aralarında baro seçimlerinde nispi temsili esas alan değişikliğin de olduğu birçok değişiklik gündemde. Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde bir kısmı açıklandı da... Mevcut sisteminin barolarda farklı hiçbir düşüncenin temsiline izin vermediği görüşü uzun süredir dile getiriliyor. Ekim ayında 80 barodan 73’ünün seçimi var. Bu nedenle yasa değişikliği teklifinin bu tarihten önce TBMM’den geçmesi gerektiği belirtiliyor.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024