Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın da aralarında bulunduğu bazı avukatlar gözaltına alındılar. Gerekçe; “Ergenekon davasını sanıklar lehine etkileme, engelleme ve yargıyı baskı altına almak” şeklinde açıklandı.
Oktay, arama sırasında fenalaşmış ve yükselen tansiyonu nedeniyle İbni Sina Hastanesi’nde tedaviye alınmış. “Yaşamım boyunca demokrasi için mücadele ettim. Yargı olaya el koydu, ona saygılı olacağım” diye konuşmuş.
Seyfi Oktay’dan beklenecek olgunlukta bir yanıt. Bir hukuk adamı olarak, en sıkıntılı anında bile “yargıya güvenini” ifade ediyor. Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ı SHP’de siyaset yaptığı 1980’lerden bu yana tanırım, “darbe organizasyonları”na sapmayacak ölçüde sağlam bir demokrattır. İnsani gerekçelerle ve mesleği olan avukatlığı nedeniyle kimi davalarla ilgileniyor olması, Ergenekon’la ilişkilendirilmesi için ne ölçüde yeterlidir.
Türkiye Cumhuriyeti’nde 5 yıl Adalet Bakanlığı yapmış ve adı bugüne dek gizli kapaklı hiçbir olaya karışmamış bir insanı, ifade için Beşiktaş Adliyesi’ne davet etmek yerine “gözaltına almak” ağır bir uygulama değil midir? Üstelik artık yapılmayacak denilen, polis aracına bindirilirken “başı çarpmasın” diye eğilerek... Taciz edilerek!
Seyfi Oktay, Adalet Bakanlığı yaptığı 5 yıl boyunca, Türkiye’de artık insan hakları ihlali olmasın diye yasalar çıkartmış, 1990’larda Demirel-İnönü Koalisyonu’nun “demokratikleşme” programını yürütmüş, Gümrük Birliği sürecinde Türkiye’ye gelecekte AB müzakerelerinin yolunu açacak reformlara imza atmış, adı “CUMK Seyfi”ye çıkmıştı.
CMUK, açık adıyla Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’ndaki değişiklikle, işkenceyi önlemek için, gözaltında avukat bulundurma olanağı tanınmıştı. Seyfi Oktay’ın bu değişiklik için Meclis’te nasıl gece gündüz ter döktüğüne tanığız.
Demirel’in vaadi “karakolları camdan olan” bir Türkiye’ydi. Bu vaadi hayata geçiren hükümet üyelerinin başında da Seyfi Oktay geliyordu. Alevi kökenli olan Seyfi Bey ve SHP’li bakanların o dönemde yaşadıkları en büyük acı hiç kuşkusuz, “Sivas katliamı” olmuştur.
Oktay’ın gözaltına alınması sırasında CHP’li milletvekilleri evine gelerek dayanışma göstermişler. Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız’ın da Oktay’ın yanında olması anlamlıydı. Balkız, Ergenekon örgütünün “suikast” yapacağı öne sürülen isimlerden birisi. Alevi kökenli eski Adalet Bakanı için, “O bizim dedemiz” diyen Balkız’ı öldürmeye çalışan bir örgüte, Seyfi Oktay arka çıkar mı?! Umarız gözaltılar, referandum öncesi HSYK ile “hesaplaşma operasyonu” değildir!