Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Es-Sisi bu hafta Ankara’daydı. Varılan noktada iki tarafta da ilişkileri geliştirmek için güçlü bir siyasi irade olduğu açık, 17 ortak imza da bunun göstergesi. Anlaşmalara göre iki ülke ticaretten tarıma, çevreden sivil havacılığa, eğitimden kültüre pek çok alanda iş birliği yapacak. 

Bu durum, iki ülkenin her alanda uzlaştığı anlamına gelmiyor. Ben ortak basın açıklamasını dinlerken, Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Es-Sisi’nin iki konuda vereceği mesajı daha dikkatli takip ettim. Bunlar ki, iki ülkenin de aralarındaki görüş farkını gizlemediği iç içe geçmiş iki başlık; biri doğalgaz güzergâhı diğeri de Libya.

Haberin Devamı

Türkiye Mısır doğalgazının kendi toprakları üzerinden Avrupa’ya taşınmasını istiyor. Kahire ise Türkiye ile ‘Deniz Yetki Alanları’ da dahil olmak üzere yeni bir enerji angajmanına girmeye henüz hazır değildi. Bu konuda ihtiyatlı hareket ediyordu. 

Libya dosyasında ise Mısır doğudaki Halife Hafter’in lideri olduğu orduyla, Tobruk merkezli Bingazi hükümetini, Türkiye ise Birleşmiş Milletler’in tanıdığı batıdaki Trablus merkezli Ulusal Mutabakat hükümetini destekliyor. Sisi’nin Ankara ziyareti bu iki başlıkta tarafları acaba ne kadar yaklaştırdı?

Temel hedef ve nüanslar 

Mısır Cumhurbaşkanı Libya konusunda,  ‘‘Hem başkanlık hem parlamento seçimlerinin yapılması, orada güvenliğin ve esenliğin sağlanması ve silahlı güçlerin ülkeden ayrılmaları Libya’nın geleceği için önemli bir husustur’’ dedi.

Taraflar şu temel hedeflerde mutabık: Çatışmalar dursun, Libya bölünmesin, devlet kurumları birleştirilsin, özgür bir seçimle tek bir meşrû hükümet kurulsun. Teoride sorun yok, sorun pratikte yani bunların nasıl yapılacağında. Zira ordudan, enerji kurumlarına, hazineden, ekonomi yönetimine kadar pek kurum çift başlı ve taraflar arasında büyük çekişme var. Bu çekişme de daha çok petrol gelirleri ve hazinenin kontrolü üzerinden yürüyor. 

Edinebildiğim bilgilere göre, Ankara ve Kahire ‘pozisyonlarını terk etmiş değil’. Özellikle Mısır, coğrafi olarak kendisine yakın olan bölgelerdeki güvenlik ihtiyacına vurgu yapıyor. Bu yüzden de doğudaki müttefiki Halife Hafter’i kısa vadede gözden çıkarması beklenmiyor. Diğer taraftan Türkiye de Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti ile ‘Deniz Yetki Alanları’ anlaşmaları yapmış durumda. Bu anlaşmaları korumaya kararlı. Bunlar Ankara’nın ‘Mavi Vatan’ hedefinin doğal yansıması olan anlaşmalar. İleride yeni bir ‘birlik hükümeti’ oluşacaksa Türkiye haklarını kaybetmek istemiyor. Mısır ise -bazı temaslar olsa da- hâlâ uluslararası toplumun meşru kabul ettiği hükümeti tanıma noktasında değil. Mısır ve Türkiye’nin uzlaştığı konu, ‘temel hedef doğrultusunda diyaloğu güçlendirmek.’ Daha net söylersek, taraflar 2021 sürecine geri dönebilmek ve ülkeyi seçime götürecek bir süreci başlatmak için çalışabilir.

Haberin Devamı

Gazze çıkmazı

Gelelim doğalgaz meselesine. Basın açıklamasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Doğalgaz ve nükleer başta olmak üzere enerji iş birliğini geliştirme arzusundayız” derken, Mısır Cumhurbaşkanı Es-Sisi, saydığı pek çok alan arasında ‘doğalgaz’ ifadesini geçirmedi. Buna rağmen atılan imzalar arasında enerji iş birliği mutabakat zaptı var. Bu, şimdilik yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği konularında.

Haberin Devamı

Ama Konsey Toplantısı’nın sonuç bildirisine baktığımızda ‘iki ülke, enerji geçişinde karşılıklı yarar ilkelerine dayalı iş birliğinin desteklenmesinin öneminin altını çizer’ denildiğini görüyoruz. Mâlûm, Türkiye’nin Libya Ulusal Mutabakat hükümetiyle yaptığı ‘deniz yetki alanı’ anlaşması gibi Mısır’ın da Yunanistan ve İsrail ile benzer anlaşmaları var. Her ne kadar o projede frene basılsa da Türkiye ile yeni bir angajmana girmeleri kısa vadede pek mümkün görünmüyor.

Ama daha önemlisi, bu başlıkta ilerleme sağlanabilmesi için Doğu Akdeniz’de istikrarın sağlanabilmesi gerekiyor. Dahası, kaynakların güvenliği açısından Gazze savaşı ile ortaya çıkmış büyük bir belirsizlik var. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, İsrail-Hizbullah gerilimi, İran’ın adımları bölgeyi kilitlemiş durumda. Bu yüzden de görüşmelerde doğalgaz meselesi öne çıkan bir gündem olmadı, olamadı. Özetle iki ihtilaflı konuda ‘batı yakasında değişen bir şey yok’ ama diyalog sürecek. 

Bu ziyarete dair son bir not daha aktaralım. Ortadoğu’da istikrarı sağlayabilmek için Türkiye’nin Arap dünyası ile teması yoğunlaşacak. Bunun somut yansımalarını gelecek haftalarda görebiliriz.