Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

ABD Başkanı Joe Biden, eski Arizona Senatörü Jeff Flake’i Ankara Büyükelçisi olarak aday gösterdi. ABD Senato’su onay verirse, Flake, ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi olacak. Üstelik bu isimle birlikte Washington yönetimi ilk kez bir siyasiyi, yani “kariyer diplomat” olmayan bir kişiyi büyükelçi olarak Türkiye’ye yollamış olacak. Elbette bu tercih akıllara şu soruyu getirdi:

Bu karar, Türkiye’nin yine ‘kariyer diplomat’ olmayan Murat Mercan’ı Washington’a büyükelçi olarak atamasına karşı hamle mi?

Haberin Devamı

Konuştuğum Türk yetkililer bu tercihi öyle yorumlamıyor. Flake’in ne kadar siyasi bir atama olursa olsun, nihayetinde makul bir isim olduğunu söylüyorlar. Üstelik bu ismin, ilişkilerin bundan sonraki seyri açısından avantajları olabileceğini de düşünüyorlar.

Kongre geçmişi avantaj mı?

Flake, Cumhuriyetçi Parti’den olmasına rağmen seçim döneminde Donald Trump karşıtlığı ve Biden’a desteğiyle göze çarptı. Bu anlamda Biden’ın kendisini seçmesi şaşırtıcı değil. Türk yetkililer Flake’i, Kongre’de Rahip Brunson ile ilgili karar hariç, Türkiye’ye dönük diğer olumsuz kararların altında imzası olmadığı için “makul çizgide” bir isim olarak tanımlıyor.

Hali hazırdaki Büyükelçi David Satterfield, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın en kıdemli diplomatlarından, Türkiye’yi iyi bilen biri ve kariyer diplomattı, ancak siyasi gücü yoktu. Flake’in ise Türkiye ve bölge konusunda pek bilgi sahibi olmadığı, aksine uzmanlık alanının, geçmişte Mormon misyoner olarak da görev yaptığı Afrika bölgesi olduğu biliniyor. Ama bununla birlikte Flake’in Kongre kökenli bir isim olması, bir avantaj olarak görülüyor. Zira Türkiye’nin kendisini anlatmakta en çok zorlandığı kurum ABD Kongresi.

Türk yetkililer, çoğu zaman olumsuz kararların çıktığı Kongre’yi bilen bir ismin Ankara’da bulunmasını önemsiyor. Elbette Ankara açısından bakıldığında, Washington S-400, F35, YPG, Gülen’in iadesi gibi temel başlıklarda pozisyon değiştirmedikçe ilişkilerde sıkıntı yaşanma ihtimali hep var. Ancak Flake’in gerek Beyaz Saray’a erişimi gerekse Kongre üyeleriyle irtibatı sebebiyle, Türkiye’nin buralardaki olumsuz imajının giderilmesinde etkisi olabileceği düşünülüyor. Bu sebeplerle Jeff Flake ismi Ankara’da olumsuz karşılanmadı.   

Haberin Devamı

Diplomat olmayan ilk isim

‘Büyükelçinin Gözünden...’

Suriye krizi 10. yılını doldurup, Türkiye’de de hala iç siyasetin önemli bir gündem maddesi olayı sürdürürken, Türkiye’nin son Şam Büyükelçisi Ömer Önhon’un “Büyükelçinin Gözünden Suriye” kitabı piyasaya çıktı. 2011’de başlayan Suriye krizini bizzat yaşamış bir ismin, görevden ayrıldıktan sonra o döneme ait hatırlarını yazması önemliydi.

Büyükelçi Önhon kitabından bahsederken, “Öngörülerimizin pek çoğunun maalesef yıllar içinde doğrulandığını gördük. Biz aslında yapmamız gerekeni fazlasıyla yaptık. Beşar Esad’ı ikna etmeye çalışmaktan, muhalefetle olaylar başlar başlamaz temas etmeme, yönetime zaman verme hassasiyetine kadar pek çok şeyi gözettik” ifadesini kullanıyor. Önhon “Yanı başımızdaki krize kayıtsız kalamazdık” derken, zaman zaman Türkiye’den gelen mesajların Şam yönetiminde yarattığı rahatsızlıkları da, Esad’a yakın isimlerden kendisine iletilen mesajlarla aktarıyor. Önhon, Suriye meselesine partiler üstü bakılması gerektiği konusunda da uyararak, “Gelecek yıllarda da bu mesele devam edecek. Suriye meselesine ‘İktidar yapıyorsa doğrudur, muhalefet eleştiriyorsa doğrudur’ perspektifinden, yani bloklaşarak bakmak doğru değil” ifadesini kullanıyor. Kitabı yazmaktaki motivasyonun da, sürecin, kendisinin şahit olduğu bölümlerinde yaşananları objektif şekilde ortaya koymak olduğunu söylüyor.

Haberin Devamı

ABD ile YPG’nin ilişkisi

Kitabın belki de en ilginç noktalarından biri Önhon’un ABD’nin 2014 yılında YPG’ye açıktan silah desteği vermeye başlamasından önce yaptığı değerlendirmelerdi. Önhon kitabında şu satırları yazıyor:

“ABD’nin Suriye’deki Kürtlerle ilişkileri konusunda açık olmadığını düşünüyordum. Bu konuda kendilerine sorular yönelttiğimizde kaçamak yanıtlar veriyorlardı. ABD’nin Suriye muhalefetine yönelik eğitim programını yürütecek olan kuruluşlar arasına ‘European Center for Kurdish Studies’ isimli yapıyı da dahil etmesini dikkat çekici bulmuştuk.”

Washington yönetiminin tam kararlı bir tutum sergilemediğini belirten Önhon’a PYD/YPG’nin tutumunu sorduğumda “Kürtler başından beri, kendi gündemlerini takip etti. Bir devrimden, kendi devrim hareketlerini çıkarma yoluna gittiler. Kürtlerin hepsi ayrılıkçıdır demiyorum ama PYD/YPG çok hızlı organize oldu ve kendi gündemlerini üst noktaya taşıdılar” diyor.

‘Bardak dolmaya başlamıştı’

Önhon, Ankara-Şam ilişkilerinin farklı bir seyre girdiği, Esad yönetimiyle yapılan 7 saatlik görüşme sonrası tarihi Hama’daki ziyaretini sorduğumda “Benim Hama gözlemlerim tek başına politikayı belirlemedi. Biz birkaç kez, rejimin bizi oyaladığını, kandırmaya çalıştığını gördük. Bardak zaten dolmaya başlamıştı. Hama’ya gelindiğinde artık dudak payı kalmıştı” yanıtını verdi. Önhon o ziyaret de dahil, krizin ilk günlerine Suriyeli yetkililerle yaptığı görüşmelerden anekdotlar paylaşarak sürece ışık tutuyor.

Diplomat olmayan ilk isim

Tuz Gölü mezarlığı

Bu hafta Tuz Gölü’nde yavru ve yetişkin flamingoların cansız bedenlerine dair fotoğraf kareleri herkesin içini acıttı. Oysa Tuz Gölü, 2000’li yılların başında 20 binin üzerinde yavru ile Akdeniz Havzası’nda dünyaya gelen flamingo yavrularının yüzde 67’sinin yumurtadan çıktığı yerdi. ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyolojik Bilimler Bölümü Araştırma Görevlisi Kaan Özgencil’in verdiği bilgilere göre 2014’e gelindiğinde göldeki yavru sayısı 3 binin altına düşmüştü.

Sadece flamingolar ölmedi

Özgencil, Tuz Gölü’nün de dahil olduğu Konya Kapalı Havzası’nda geçen 50 yılda sulak alanların yok olduğunu anlatıyor ve bunun sebebini yanlış tarım ve sulama politikalarıyla açıklıyor. Özgencil, “Yüzey suları son 35 yılda neredeyse yüzde 50 oranında azaldı. Yeraltı sularının kaynaklarında da seviye son 50 yıldır düşüyor. Sadece Temmuz’da ölen yavru flamingo sayısı 3 ila 5 bin. Üstelik sadece flamingolar değil. Son 20 yılda 29 tane su kuşu türü yok oldu. Bunlar arasında bizim geleneğimiz açısından önemli turna gibi türler de var” diyor.

Diplomat olmayan ilk isim