Çetin Altan

Çetin Altan

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Tarlada, pazarda, bahçede, yolda, durakta başınız; düşünceli düşünceli önünüze düşüp duruyorsa, enseniz kararır...
Başınızı dik tutun, enseyi karartmayın.
Ve olup bitenlerle, olup biteceklere de, hiç mi hiç şaşırmayın.
Türkiye’ye de yılda en az 20 milyar dolarlık global sermaye gelinceye dek, birtakım beklenmedik çalkantıların yaşanması doğaldır.
Doğal olmayan, 370 bin resmi lojmanlı ve 150 bin resmi arabalı Türk yönetim kesiminin; yerli yersiz ortaçağdaki "Yüz yıl savaşları" döneminden kalma "hamaset edebiyatı" arkasına sığınıp durmaktan hala vazgeçmemesi...
31 milyar doları aşkın, ödenmesi gerekli faiz borcuyla, öküze özenen bir kurbağaya benzememek gerekir.
***
Ekonomik bir saydamlığı ön plana çıkardığınızda...
Yargıtay’da pul parası bulunamadığından, 200 bin dosyanın işleme alınamadığı ortaya çıktığında...
Bitlis’in köyleriyle Şişli arasındaki "adam başına düşen gelir" farkının, yüzde 2400’lük bir uçurum oluşturduğu kitle bilincine mıhlandığında...
Son 70 yılda Hazine arazilerinin ne kadarının kimler tarafından ve kimler aracılığıyla yağmalandığının dökümüyle; son 70 yılda devlet bankalarından alınıp da geri dönmemiş kredilerin dökümü ve son 70 yılda silah alımlarına kaç milyar dolar ödenmiş olduğu; bunların miadının ortalama ne kadar zamanda dolduğunun dökümü saydamlaştığında...
Kimse ne olup bitenlere şaşırır, ne de olup biteceklere...
***
Bundan böyle Türkiye’nin yönetim kadroları mı olayların üstesinden gelecek, yoksa olaylar mı Türkiye’nin yönetim kadrolarının üstesinden gelecek?
2020 - 30’lara kadar yaşanacak olaylar yanıtlayacak bu soruları...
***
Bush, Irak harekatı nedeniyle tüm dünyanın kendisine karşı çıkacağını hesaplamamış olsa da, geri adım atma olanağından yoksundu...
Şimdi 2 - 3 güne kadar Bağdat’ın bombardımanı başlayacak...
En az yarım milyon insan ölecek...
Şayet Iraklı gariban da, Irak vatandaşı olma yerine, Avrupa vatandaşı olma düzeyine gelmiş bulunsaydı; 21. yüzyılın başında boşu boşuna ölüp gitmeyecekti...
Yeni yüzyıl, çağdışı kalmışlığı affetmeyecekmiş gibi görünüyor.
Geri kalmışlığın ise en somut göstergesi, "mesleksizlik", yönetimde "oligarşik bir yapıyı" değiştirememek ve analitik bir analiz yerine, "hamaset"e abanarak siyasal prim kazanmaya ve sorunları maskelemeye çalışmak...
***
Hazirana kadar kimbilir neler ve neler olacak?..
"Biz bir muz cumhuriyeti değiliz, gereken önlemler alınmıştır, milli çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa onlar yapılmaktadır" türü içi boş teranelerle; ne kış geldiğinde binlerce köyün, karlarla kuşatılarak, her türlü ulaşımdan yoksum kalması önlenebilir; ne arapsaçına dönmüş yolsuzluklar aşılabilir; ne de belediyelerin ulusal gelirden aldığı payın yüzde 8’den, hiç değilse yüzde 20’ye çıkması sağlanabilir...
***
Irak savaşı ve Ortadoğu’nun hızla yuvarlanacağı kanlı ve belalı çalkantı; ABD’nin de içinde tepkiler yaratır, Bush’un savaş harcamalarının eleştirisi azgınlaşırken; Avrupa Birliği, ekonomik açıdan daha parlak bir evreye geçecekmiş gibi görünmede...
Sonunda Rusya da katılacaktır Avrupa Birliği’ne...
***
Türkiye ise, kendi oligarşik yapısından kaynaklanan ve çok kişilerin gözünü kamaştıran "egemenlik saltanatı"nın aşınmasına dek, - 20 - 30 yıl daha - orkestrasız bir sambayı sürdüreceğe benzer...
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yaptırımcılığı da başladığında...
Ne kadar gecikirse geciksin, bir gün gerçekleşeceği kesin bir İstanbul depremi de yaşanıverdiğinde...
Yunanistan "yaşam kalitesi" açısından yarattığı farkı, daha da artırdığında...
Buraları da küreselleşmenin yepyeni dünyasına doğru açar yelkenlerini...
Hiiiç enseyi karartmayın...
Hele sevdiğiniz ve evrensel bir kalitede olmasına özendiğiniz bir mesleğiniz varsa... Beyoğlu’nda Balıkpazarı’ndaki turşucu dostlar gibi...