Çetin Altan

Çetin Altan

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Giovanni Papini diye ünlü bir İtalyan yazarı vardır. Rahmetli Fikret Adil, Papini’nin “Gog” adlı bir yapıtını çevirmişti Türkçeye.
“Gog” devletler satın alacak kadar zengin bir adamın akıl hastanesine düştükten sonra yazdığı anılarıdır.
-
Yapıtın mülti milyarder kahramanı, çağın tüm konularına karşı zapt edilmez bir merak duymakta ve etek dolusu paralar vererek, çeşitli düşünce akımlarıyla, geliştirilmek istenen yeni kuramları, bunları yaratan ve öncülüğünü eden kişilerin ağzından öğrenmeye çalışmaktadır.
Bu arada aklını Einstein’ın “Görecelik Kuramı”na da takar ve bunun ne menem bir şey olduğunu anlamak için Einstein’la görüşmeye gider.
-
Einstein, zengin deliye, bir hayli karmaşık olan “Görecelik Kuramı”nı üç beş sözcükle nasıl özetleyebileceğini biraz düşünür. Sonra da:
- Bakın, der, bizim bulduğumuz gerçek, sizin anlayacağınız dille şudur: “Bir şey kıpırdıyordu...”
-
Deli zengin:
- Nasıl, nasıl, der, binlerce yıllık insan düşüncesinin vara vara sonunda vardığı doruk bu mu? Bula bula bunu mu buldunuz siz: Bir şey kıpırdıyordu...
Einstein:
- Evet, der, sonunda bu gerçeği saptadık. “Bir şey kıpırdıyordu...”
-
Deli zengin, biraz kazık yemiş gibi hisseder kendisini ama üstünde durmaz.
Fizik ve felsefenin erişebildiği en tepe noktanın “Bir şey kıpırdıyordu...”dan ibaret olmasına şaşarak geçip gider.
-
Uzun bir yaşamdan sonra insanın bazen vardığı gerçekler de “Bir şey kıpırdıyordu” türünden olağanüstü bir basitlik taşıyor.
Örneğin on binlerce yazıdan sonra sezebildiğim tek doğru ne oldu biliyor musunuz?
Kimsenin kendi toplumunu doğru dürüst tanımasına olanak bulunmadığı doğrusu...
-
“Biz şöyleyiz, biz böyleyiz” deyip duruyoruz ama gerçekten öyle miyiz, değil miyiz, bilmiyoruz.
Örneğin Tanzimat’tan bu yana söylenip yazılmış olanların, toplum üstündeki etkileri ne olmuştur?
Kestirmek kolay değil.
-
Tanzimat’tan bu yana yetişen yazarlar, ozanlar, sanatçılar, düşünürler, bilim adamları bize kendimizi tanıtacak kadar birikimi sağlayamamışlar.
Gösterdikleri çabalar da dar çevrelerde şöyle bir esinti yaptıktan sonra uçup gitmiş.
-
İnsanlık düşüncesinin vardığı son nokta, “Bir şey kıpırdıyordu...”
Bizim de yıllar sonra gelebildiğimiz yer, “Kendimizin ne olup olmadığını” yeterince bilmediğimiz...
-
Bu kadar engin bir bilgisizliğe erişebilmek için, ne kadar çok çalıştık, tahmin edemezsiniz...