Cengiz Hortoğlu

“35 yaşında 13 yıllık evli, iki çocuk annesi bir kadınım.

Eşim bir yıldan bu yana, benden boşanmak istediğini söylüyordu. İki haftadan beri de eve gelmiyor.

Sonunda iki gün önce boşanma dilekçesi bana ulaştı. Dilekçede ‘Eşimin şiddetli geçimsizlikten boşanmak istediği,’ yazıyordu.

Ben, eşimin beni aldattığından eminim. Çünkü bundan bir ay kadar önce o uyurken onun cep telefonuna bakıp, onun gönderdiği ve ona gelen mesajları okumuştum. Oradan aldatıldığımı kesin olarak öğrendim.

Öğrendiğime göre her delil mahkemeye sunulamıyormuş. Ben, sizden hangi delilleri mahkemeye sunabileceğimi öğrenmek istiyorum.

***

Değerli okurum, sizin davanızı hangi delillerle kanıtlayabileceğinizi bilemem.

Ancak, bu konuda daha önce de yazdığım gibi bu davalarda hangi delillerin sunulabileceğini sizinle paylaşabilirim.

Yıllar çok hızlı geçiyor, bir gün bakıyorsunuz ki annenizin Anneler Gününü kutlama şansınız kalmıyor.

İşte o zaman geriye dönüp kendinizi sorgulamaya başlıyorsunuz; “Acaba anneme gereken değeri verdim mi? Onun için daha neler yapabilirdim?” Soruları birbirini izliyor.

Ben artık annemin Anneler Gününü kutlayamıyorum. Çünkü onu bundan 5 yıl önce kaybettim.

Hiç okula gitmemiş olmasına rağmen en büyük ideali bizi okutmaktı.

Biz daha uyanmadan erkenden kalkar, metrelerce uzaktaki kuyudan su taşır, sonra da buz tutmuş elleriyle sobayı yakmaya çalışırdı.

Soğuk kış günlerinde okula giderken buz gibi havada ayakkabılarıma dolan sulara onun bana olan inancıyla katlanırdım.

Üniversitede okurken O, Gaziantep’te ben İstanbul’a olduğum halde, ne zaman bir şeye üzülsem bunu ana yüreğiyle hisseder ve arardı.

Sonra da içine gömdüğü gözyaşlarıyla, ”Üzülme, sen bunu da yenersin,” derdi.

“Karımla 3 yıldır evliyiz. Onun her şeye karışması, geceleri geç gelmemden bile rahatsız olması nedeniyle aramızda sık sık kavga çıkıyor.

Geçen hafta yine tartıştık. Ben de kendime hakim olamayıp birkaç tokat attım. Bunu yapan sen misin?

Evi terk edip, annesinin evine gitmiş, bir de darp rapor almış. Tepem attı.

Defalarca arayıp, ‘evine dön beni kızdırma,’ dedim. Ama anlatamadım.

‘Sen benim karımsın, iki tokat atsam ne olacak? Bugün döverim yarın severim,’ dedim.

Yok efendim bana güvenmiyormuş, yok efendim daha önce de dövmüşüm.

Şimdi eve gelmiyor. Sinirlerim çok bozuk. O benim karım, arada bir iki tokat atsam ne olacak?

Ben artık kararımı verdim. Boşanacağım, nafaka falan da vermeyeceğim. Onu süründüreceğim.

“Eşimle 2 yıldır evliyiz. 3 aylık bir bebeğim var. Her şey gül gülistanlık değilse de evliliğimiz yürüyordu.

Eşim bundan bir süre önce bir akşam yanında bir kadınla geldi. ‘Bu benim eski bir arkadaşım buraya yeni taşınıyor, ev bulamadığı için birkaç gün bizde kalacak,’ dedi.

Bunu bana daha önce söylemediği için çok bozuldum. Ama yine de sesimi çıkartmadım.

***

Eşim işe gittiğinde kadınla baş başa kalıyorduk. Kadın bana her şeyi anlattı. Meğer daha önce eşimle çıkmış, hatta evlenmeyi dahi düşünmüşler.

Bu durum canımı daha da sıktı. Aradan 2 hafta geçtiği halde kadının hiç de gitmeye niyeti olmadığını anladım.

Eşime ‘Bu kadın ne zaman gidecek?’ diye sorunca, ‘Ev arıyor bulunca gidecek, misafiri kovacak değiliz ya,’ dedi.

Kadının eşime çok yakın davranması, el şakaları yapması endişelerimi daha da arttırdı.

“25 yaşında evli bir kadınım. Eşimin zengin olmaması nedeniyle, annemin karşı çıkmasına rağmen bundan 8 ay önce birbirimize aşık olarak evlendik.

Onu çok sevdiğim için kıskanıyorum. Geç kaldığında ‘Birisiyle mi birlikte,’ diye şüpheleniyorum.

Bundan bir ay kadar önce bir akşam yine geç kalmıştı. Ben ‘Neden eve zamanında gelmiyorsun?’ diye bağırınca, O da ‘Bana neden güvenmiyorsun? Trafiğin ne kadar tıkalı olduğunu bilmiyor musun?’ dedi.

Aramızdaki tartışma uzayınca evden çıkıp gitti. Birkaç saat sonra da geri döndü.

Annem ‘Bu adam sana nasıl böyle bir saygısızlık yapar? Kapıyı çekip gitmekle çok büyük kabalık yapmış. Bu adamdan boşanacaksın,’ deyip duruyor.

Ona ‘Neden kapıyı çekip gittin?’ diye sorduğumda ‘Aramızdaki tartışma büyümesin, diye gittim. Yoksa birbirimizi kıracaktık,’ dedi.

Annem bu olaydan dolayı eşime bağırarak ‘Kimse bizim kızımıza saygısızlık yapamaz. Sen kimsin ki böyle davranıyorsun? Benim kızım gibi bir kızla evlendiğine şükret,’ gibi konuşmalar yaptı.

Eşim, ‘Siz benim büyüğümsünüz. Ne derseniz haklısınız,’ dedi. Ancak, her geçen gün benden uzaklaştığını hissediyorum.

“29 yaşında bir kadınım. Eşimle 5 yıllık önce evlendik. Sürekli şiddet görüyordum ve de aldatılıyordum.

Boşanma davası açtım. Ayrıca tazminat ve nafaka istedim.

Bu nedenle de bir süredir ayrı yaşıyorduk. Bundan 3 ay kadar önce yurtdışına ailemi görmeye gittim.

Döndüğümde bana bir tebligat geldi. O da bana boşanma davası açmış. Davayla birlikte tazminat da istiyor.

Dilekçeyi okuduğumda beynimden vurulmuşa döndüm. Ben güya onu aldatmışım. Buna delil olarak da maillerimi koymuş.

Birden fazla mail adresim vardı. Bunlarda birini nadiren kullanıyordum. Ancak maillerime girmeye çalıştığımda giremedim.

Ne olduğunu merak ediyordum. Ama aklıma eşimin böyle bir şey yapacağı asla gelmedi.

Eşim meğer hesabımı, mail şifremi ve de gizli sorumu ele geçirmiş. Ele geçirdiği mail adresimle sadece arkadaşım olan birisine benim adıma ilanı aşk yapmış.

“Eşimle bundan 4 ay önce evlendik. Evleninceye kadar ona aşık olduğumu sanıyordum.

Evlendikten sonraki ilk 2 ay fena geçmedi. Ama bir gün eski nişanlım işyerime geldi.

Onunla o akşam buluşup bir yerlere gittik. İşte o akşamdan itibaren eşime karşı öyle büyük bir sevgi hissetmediğimi anladım.

Aradan geçen zaman içinde de eski nişanlımla arada bir buluşmaya başladık.

Ben açıkçası aslında eski nişanlımı sevdiğimi geç de olsa anladım. Artık eve gitmek bile istemiyorum.

Ona boşanmak istediğimi söyledim. ‘Bunu nasıl söylersin, ben 2 aylık hamileyim,’ dedi.

Ben de 'O çocuğu doğuramazsın, ben artık seninle yaşamak istemiyorum,’ dedim. Aramız çok kötü… Ağlayıp duruyor.

Ama ben boşanmak istiyorum, o çocuğu da istemiyorum.

“Eşimden ayrıldıktan bir yıl kadar sonra internet üzerinden bir adamla tanıştım. Bir süre arkadaşlık yaptık. Sonra beni evine davet etti.

Birkaç kez de birlikte olduk. Bir hafta sonu yine buluştuk ve evine gittik.

Eve geldiğimizde ona bir telefon geldi. Bana ‘Sen keyfine bak, ben hemen döneceğim,” dedi

Ben de bu arada bir film izlerim diye sehpada duran CD’leri karıştırdım.

Sonra da televizyonun yanındaki bir dolap gözüme çarptı. Dolapta da bazı CD’ler vardı.

Üç CD’nin üzerinde benim ismim ve soyadımın baş harfleri vardı. Pek bir anlam veremedim. Bilgisayara takıp açtığımda az daha çıldıracaktım.

Meğer sevgilim yatak odasına gizli kamera koydurmuş ve sevişmelerimizi kaydetmiş.

Kendimden utandım. Benimle ilgili CD’leri alıp, kapıyı çekip çıktım. Beni defalarca aradı.