"Karımla dört yıldır evliyiz. Birbirimizi severek evlendik. Üç yaşında bir de kızımız var. Ailemi daha iyi yaşatabilmek için gece gündüz çalıştım.
Kendi işimi kurdum, maddi hiçbir sıkıntımız yok. Eşim,son iki aydır benimle birlikte olmak istemiyordu. Ben de bunu gayet normal karşıladım.
Ancak, son zamanlarda odasının kapısını kapatıp uzun uzun telefon konuşmaları yapması dikkatimi çekti.
Bir akşam eve bilerek erken geldim. Kendi anahtarımla kapıyı açıp içeri girdim. İçeriden gülme sesleri geliyordu.
O benim eve geldiğimin farkında değildi. Birisiyle telefonla konuşuyordu. Telefon konuşmalarında, ‘Canım, seni çok özledim,’ gibi konuşmalar yanında müstehcen sözler de geçiyordu.
O an yıkıldım. Hızla odaya girip elinden cep telefonunu aldım. Telefondakine, ‘Sen kimsin ulan,’ dedim. Karşıdaki telefonu kapattı.
Mesajlara baktım. Tamamını okuyamadım. Birbirlerine neler yazmışlar neler? Beni aldattığını açıkça anladım.
‘Sen bir annesin, utanmadın mı?’’dedim.
“Eşimle 3 yıldır evliyiz, ama ben mutlu değilim. Bir davete gittiğimizde veya birisi bize geldiğinde, eşlerine değer verenlere imrenerek bakıyorum.
Maddi yönden hiçbir sıkıntımız yok, ama sevgi sözcüklerine hasretim. Sabahları ‘günaydın,’ akşamları ‘hoş geldin,’ dememe bile cevap alamam.
‘Seni seviyorum’ veya ‘seni özledim’ dediğimde, bırakın cevap vermeyi beni azarlayarak, susturuyor.
‘Biz artık evliyiz, bunları konuşmak ayıp,’ diyor, Benden bir şey isterken bile, kaba hatta küfürlü sözler kullanıyor.
Bir kadın ve bir eş olarak eşimden güzel sözler duymayı beklemek hakkım değil mi? Sadece bu nedenle boşanacağım.”
***
Değerli okurum, aslında eşiniz, sözcüklerin ne kadar değerli olduğunun farkında olsa inanın bu şekilde davranmaz. Bu nedenle bu yazıyı lütfen eşinize de okutun.
***
“Eşimle 2 yıl önce evlendik. Evlendiğimizden itibaren, eşim eve gelir gelmez yemek yer ve sonra bilgisayarı açar.
Gece yarılarına kadar cinsel içerikli sitelerde gezinir durur.
Son zamanlarda, kendisiyle birlikte benim de cinsel içerikli siteleri izlememi istiyordu. Ben de buna direnmeye çalışıyordum. Bazen de olay çıkmasın diye yanına oturup izlemek zorunda kalıyordum.
Geçen akşam, bana yine zorla porno izletmeye çalıştı. Kendisine karşı çıkınca bana küfretti.
Benim verdiğim karşılıktan hoşlanmayınca da tekme tokat vurarak, ağzımı burnumu kan içinde bıraktı.
Bana karşı yaptıklarının tümünü sizinle paylaşmam mümkün değil.
Üzüntümden sabaha kadar uyku uyuyamadım.
Aklı fikri cinsellikte olan bir adamla evli olmanın zorluğunu anlatamam. Boşanabilir miyim? Haklarımı öğrenmek istiyorum.”
“Eşimle bundan sekiz ay kadar önce severek evlendik. Şu anda 5 aylık hamile…İlk zamanlar her gün defalarca telefonla konuşurduk. Sesini duymak bile beni mutlu ederdi.
Son zamanlarda eşimden soğuduğumu hissediyorum. Eski heyecanımı kaybettim. Bunun için bir neden de bulamıyorum.
Bundan iki hafta önce kararımı verdim. ‘O boşanmam,’diye ağlayıp, duruyor. Bu nedenle kaç kez onu, hakarete varan sözlerle kırmak zorunda kaldım. Bir kez de tokat attım.
Boşanmak zorundayım. Bunun için ne yapmalıyım?”
***
*Evlilik ciddi bir kurumdur. Basit bir hevesle yapılan evlilikler sadece eşleri değil, çocukları da sıkıntıya sokar.
*Diyelim ki boşandınız, doğacak çocuğunuz, daha ilk günden baba sevgisini tadamadan yaşama gözlerini açacak. Bu nedenle evliliğe, evlilik hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan, ileriyi düşünmeden bir anda karar verilmemeli.
“32 yaşında evli bir kadınım. Eşim çok iyi bir insan olmasına rağmen, aramızda duygusal bağlar yok denecek kadar az.
Evlendiğimden beri hiçbir gün ondan “Seni seviyorum,” sözünü duyamadım. İçimde bu anlamda hep bir duygusal boşluk var.
Bundan üç ay kadar önce internette bir adamla tanıştım. Başlangıçta çok dostça görünüyordu. Zaman içerisinde arkadaş olduk. Ben, eşimin bana karşı olan olumsuz davranışlarını ona anlatıyordum.
O da bana kendi eşinin aynı şekilde davrandığını anlatıyordu.
Sadece dertleşiyorduk. Bunda bir yanlışlık görmedim. Zamanla da güvenimi kazandı. Eşimden duymadığım, güzel sözleri de hoşuma gidiyordu.
Bir gün bana ‘buluşup bir kahve içelim,’ dedi. Ben de kabul ettim. Dışarıda bir cafede buluştuk.
Sonra da beni işyerine davet etti. Odasında otururken, birden beni öpmeye çalışarak taciz etti. Oradan hızla ayrıldım. Bir daha da kendisiyle görüşmemeye karar verdim.
Şimdi bana şantaj yapıyor. Gönderdiği bir mailde, ‘Odamda gizli kamera vardı. Seninle olan görüntülerimizi kaydettim. Benimle görüşmezsen, ek olarak sana gönderdiğim bu görüntüleri eşine göndereceğim ve internete koyacağım,” diyor.
“27 yaşındayım ve eşimle bir yıldır evliyiz. Evlendiğimizden bu yana eşimle birlikte olamadık. Halen bakireyim.
Defalarca konuşmaya çalıştım. Kaç kez ‘doktora gidelim, sorununun ne olduğunu öğrenelim,’ dedim.
Ama bu konu ne zaman açılsa bağırıp çağırıyor ve üzerime yürüyor, ağır hakaretlerde bulunuyor.
‘Bunu kimseye söylemeyeceksin, söylersen gerisini sen düşün,’ diyerek, beni tehdit ediyor.
Bu durumu aileme de henüz söyleyemedim. Ne yapacağımı bilemiyorum. Acaba bu nedenle boşanma davası açabilir miyim?”
***
Değerli okurum, evlenmenin, aile kurmak, hayatı paylaşmak, acı tatlı günleri birlikte yaşamak, gibi birçok sosyal amacı vardır. Ama evlenmenin, bunlardan başka, cinsel istekleri tatmin etme amacı da yadsınamaz.
Aradan bir yılın geçtiğini söylüyorsunuz. Eşinizin doktora gitmeye niyeti yok gibi görünüyor. Bu durum normal değil.
“Webcam karşısında soyundum başım dertte” işte haklarınız
“23 yaşında genç bir kızım. Şimdi çıktığım arkadaşımla yakında evleniyoruz.
Bundan bir yıl kadar önce, o zaman ki erkek arkadaşımın ısrarı üzerine,
webcam karşısında soyunmuştum
Evleneceğimi öğrenen eski erkek arkadaşım, geçen hafta beni aradı.
‘Soyunma görüntülerimi sadece izlemediğini, aynı
zamanda kaydettiğini, kendisiyle tekrar görüşmezsem, görüntüleri
internete koyacağını,’ söyledi.
“Boşandım bocalıyorum,” boşanana 18 maddelik yol haritası
“Beş yaşında bir kız çocuk annesiyim. Bir hafta kadar önce eşimden ayrıldım. Boşanma nedenim eşimin beni aldatmasıydı.
Ayrılmayı çok istememe rağmen bir burukluk yaşadım. Evdeki her şey anılarımızı hatırlatıyor.
Beni aldatan eşimin iyi taraflarını düşünüyorum. Bocalıyorum ve ne yapacağımı bilemiyorum.
Bu süreci daha kolay atlatabilmek için bana ne önerirsiniz?”
***
Gerçekten de boşanan çiftler boşanmayı ne kadar isterse istesinler, çoğu zaman yüzlerine bir hüzün çöküyor.
Yılların alışkanlığını bir anda silmek kolay değil. Paylaşılan acı tatlı günler bir film şeridi gibi defalarca anımsanıyor.