Cem Kılıç

Cem Kılıç

cem.kilic@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kamuda çalışan taşeron işçileri için kadro elde etme umudunun üzerinden tam bir yıl geçti. Taşeron işçileriyle ilgili yasa tam bir yıldır yürürlükte olmasına karşın kadrolar alınamadı.
2014 Eylül’de yürürlüğe giren Torba Yasa, taşeron işçilerinin hakları açısından önemli düzenlemeler getirmişti. Bu yasa ile taşeron işçisi olup da kamuda çalışan işçilerin kıdem tazminatı hakları, yıllık ücretli izinleri ve mesai hakları gibi pek çok ihtilaflı konu çözülmüş oldu. Ayrıca taşeron işçilerinin aynı işyerindeki sendikanın sağladığı haklardan yararlanabilmesinin de önü açıldı.
Bütün bu gelişmelere karşın asıl işte çalışan taşeron işçilerinin kadrosu gerçekleştirilemedi. Sadece karayollarında çalışan yaklaşık 6 bin 700 işçi, ellerinde yargı kararı olduğu için kadrolarına atanmaya başladı. Yeni hükümet kurulur kurulmaz somut adım atılacaktır. Bütün partilerin seçim beyannamelerinden taşeron işçilerine kadro verilmesinde bir mutabakat söz konusu.
650 bin taşeron var
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın rakamlarına göre, 2015’te kamuda istihdam edilen yaklaşık 650 bin taşeron çalışanı var. Bu çalışanların, 200 bini kamuda asıl işlerde çalıştırılıyor. Yardımcı işlerde çalışması gereken 200 bin kişi aslında devletin işçisi veya memurunun yapması gereken işleri yapıyor.
Taşeron çalışanları, İş Yasası’na göre sadece yardımcı işlerde çalıştırılabilir. Örneğin, Karayolları Genel Müdürlüğü bünyesinde taşeron işçisi varsa, bu işçiler sadece temizlik, güvenlik, servis, yemek vb. işlerde çalışabilir.
Gidip de asfalt dökme işinde çalıştırılamazlar. Oysa ki bugüne kadar kamudan ihale alan taşeronlar işçilerini hep de asfalt dökme, yol açma gibi asıl işlerde çalıştırdılar. Ancak bu kanunsuz duruma karşı sendikanın açtığı dava yoluyla işçiler haklarını elde ettiler.
MR çeken taşeron!
Sadece Karayolları’nda değil, akla gelebilecek her alanda taşeron işçi kullanımı söz konusu. Örneğin, Sağlık Bakanlığı hastanelerinde MR çeken taşeron çalışanları var ya da devlete ait enerji santrallerinde mühendis, teknisyen olarak görev yapan taşeron işçileri var.
İşte bu duruma bir son vermek için geçen yıl Torba Yasa, Meclis’ten geçti. Ancak yasada yer almasına rağmen, kadroları garantileyecek düzenleme halen uygulamaya geçemedi.
Çünkü Bakanlar Kurulu yetkiyi bugüne kadar kullanmadı. Yasa, Bakanlar Kurulu’na hangi işin asıl iş, hangi işin yardımcı iş olabileceğinin tespitine ilişkin yetki verdi. Yardımcı işler belirlendikten sonra bu işler dışında kamuda taşeron çalıştırılamayacak.
Yetki verildi
Bakanlar Kurulu asıl iş yardımcı iş ayrımını bir yönetmelikle yapacak. Bu yönetmelik hazırlanırken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ve Hazine Müsteşarlığı’nın görüşü alınacak ve Maliye Bakanlığı’nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu bu yönetmeliği yayımlayacak.
Bu yönetmelikle asıl iş yardımcı iş ayrımı yapılmış olacağı gibi taşerona verilebilecek işler de açık olarak ifade edilmiş olacak.
Dolayısıyla taşerona verilemeyecek işler olarak belirlenmiş işlerde çalışan taşeron işçiler için kadro umudu gerçek olacak. Bakanlar Kurulu’nun, ‘bu iş taşerona verilemez’ dediği bir işte çalışan taşeron işçisine kadro hakkı verilmesi için gerekli adımlar da atılmaya başlanacak.
Ancak Bakanlar Kurulu’nun hazırlayacağı liste çok kritik. Bu listede yardımcı iş olarak belirlenmiş ve taşerona verilebilecek nitelikteki bir işte çalışan işçiler için kadro söz konusu olmayacak.
Karayolları işçileri gibi ellerinde yargı kararı olanlar için ise Başbakan Davutoğlu’nun Karayolları işçilerine kadro verilirken açıkladığı gibi yakın zamanda adım atılacak. Bu sayede işçiler arasındaki eşitsizlik de giderilmiş olacak.
Sürekli stres altında
Taşeron işçiler, çalışma hayatının kanayan yarası durumunda. Kamuda aynı işi yaptıkları kişilerden farklı çalışma koşullarına tabi tutulan, en ufak sorunda kapının önüne koyulma tehlikesi ile karşı karşıya olan taşeron işçiler bu yüzden sürekli stres altında.
Bu durum işçilerin ailelerine de yansıyor ve sonuçta huzursuz bir toplum yapısı oluşuyor. Bütün bu nedenlerle taşeron işçilere kadro verilirken ekonomik nedenler değil, sosyal ve toplumsal sorunlar göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılması gerekiyor.