Kıdem tazminatı tavan tutarı, normal şartlarda, yılbaşında ve Temmuz ayı başında olmak üzere, yılda iki defa değişmektedir. Ancak bu yıl Eylül ayından itibaren geçerli olmak üzere yayımlanan bir kararname ile kıdem tazminatı tavanı ikinci kez yükseldi. Kararname ile en yüksek devlet memurunun emeklilik ikramiyesinde dikkate alınan emeklilik keseneği ve kurum karşılığı oranını %200’den %215’e çıkarıldı. Kamu personelinin maaşlarının hesabında dikkate alınan kurum karşılık oranlarının değişmesi, kıdem tazminatı tavanı tutarını da değiştirdi.
Kıdem tazminatı tavanı neye göre belirleniyor?
İlgili kanuna göre, iş sözleşmeleri yasal koşullarla sona eren işçilere ödenecek kıdem tazminatının bir yıllık miktarı, en yüksek devlet memuru olan Başbakanlık Müsteşarına ödenen bir yıllık emeklilik ikramiyesi tutarı ile sınırlandırılmıştır.
Bu nedenle, memur maaş katsayısına bağlı olarak kıdem tazminatı tavan tutarına ilişkin oranlar sürekli değişmektedir. Kıdem tazminatı tavan hesabında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi memurlar arasında en yüksek devlet memuru olan Başbakanlık Müsteşarına uygulanan 8000 ek gösterge esas alınmaktadır.
27.08.2015’de Resmi Gazete’de yayımlanan 2015/8047 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, kıdem tazminatı tavanına esas olan 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun mülga ek 70’inci maddesinde düzenlenen “ek göstergeye göre tazminat” oranları değiştirildi. Buna göre, ek göstergesi 7600 (dahil) - 8400 (hariç) arasında olanlarda oran yüzde 215 olarak belirlendi.
Bakanlar Kurulu kararıyla gelen değişiklik nedeniyle, kıdem tazminatı tavanı da değişti ve yeni hesaplamaya göre kıdem tazminatı tavanı 1 Eylül 2015 tarihinden itibaren 3.828,37 TL’ye yükseldi.
‘Sınırlama yok’
4857 sayılı İş Kanunu’na tabi işçiler ile 854 sayılı Deniz İş Kanunu’na tabi gemi adamları için, kıdem tazminatı tavan tutarında sınır var.
Yani bir sigortalı ayda ister 4 Bin TL ücret alsın isterse 10 Bin TL ücret alsın, bu sigortalıya ödenecek yıllık kıdem tazminatı tutarı 1 Eylül 2015 ile 31 Aralık 2015 tarihleri arasında en fazla 3 Bin 828 TL olacaktır.
Diğer yandan, bu sınırlama 5953 sayılı Basın İş Yasası’na tabi gazeteciler için geçerli değildir. Basın kartı sahibi gazeteciler için kıdem tazminatında herhangi bir tavan tutarı sınırlaması bulunmamaktadır.
Peki kıdem tazminatı tavanı bir şekilde aşılabilir mi?
Kıdem tazminatı ödemesi yapılırken bazı işyerlerinin tavanı aşan ödeme yaptıklarını görmek mümkün. Bu uygulama tamamen işverenin inisiyatifinde olan, çalışanını koruyucu bir davranış.
Kanun, tavanı aşan ödemeler konusunda daha önce yasak ve ardından cezai şartlar öngören bir hüküm içermekteydi. Ancak daha sonra bu hüküm yapılan değişiklikle yasadan çıkarıldı. Ancak bu yasak ortadan kalktı diye işverenin kıdem tazminatı tavanı üzerinde ödeme yapması zorunlu değil, ayrıca buna da zorlanamaz. Çalışanların da bu konuda herhangi bir itiraz hakkı bulunmamaktadır.
Kesinti olacak mı?
Gelir Vergisi Kanunu’nun 25. maddesine göre, 1475 sayılı İş Kanunu’na ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu’na göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 5953 sayılı Basın İş Kanunu’na göre ödenen kıdem tazminatlarının 24 aylığı aşmayan miktarları gelir vergisinden müstesnadır. Yani, kıdem tazminatı hesabında gelir vergisi kesintisi yapılmaz; diğer yandan, sadece damga vergisi kesintisi yapılmaktadır.
Eğer işveren çalışanları için olumlu düşünüp, tavanı aşan ücret tutarları üzerinden kıdem tazminatı ödemek isterse, tavanı aşan miktar vergilendirme açısından kıdem tazminatı sayılmaz ve ücret olarak değerlendirilir. Yani, işveren işçisine ödediği kıdem tazminatı tavanını aşan kısım için gelir vergisi ödemek zorunda kalır.
Kıdem Tazminatı Hemen mi Ödenir?
Uygulamada kıdem tazminatının ne zaman ödeneceği konusunda kafa karışıklığı vardır.
Aslında bu karışıklığa sebep olan da kanunun kendisidir. Nitekim kıdem tazminatının ne zaman ödenmesi gerektiğine dair bir hüküm İş Kanunu’nda bulunmamaktadır.
Hemen ifade etmek gerekir ki, bu yasal boşluğa rağmen, çalışanın iş sözleşmesinin sona ermesiyle kıdem tazminatına hak kazanılır.
Tazminatın bu tarihten itibaren makul bir sürede ödenmesi gerekiyor.
Yargı kararları ve oluşan içtihat bunu emrediyor. Ayrıca, ödeme süresine ilişkin herhangi bir anlaşmazlık durumunda, iş mahkemeleri, tazminatın geç ödenmesi nedeniyle dava açılması halinde, gecikilen süre için geçerli olan en yüksek mevduat faizinin ödenmesine hükmediyor.