İşe iade sonucunda işe başlatılmayan işçiye ödenecek tazminat ve ücretler ile bunların tespit edilme yöntemlerini gelin birlikte inceleyelim.
İşe iade sonucunda işverenin işçiyi işe başlatmamayı tercih etmesi halinde ödemesi gereken tutarlar ve bu tutarlara esas olacak ücret konusunda geçmişten günümüze kadar birçok tartışmalı husus olmuştur. Hatta bu tartışmalı durumlar öyle noktalara ulaşmış, yargının yükünü öyle artırmıştır ki, kanunkoyucu 2017 yılında kanunun ilgili maddesinde değişiklik yapma ihtiyacı duymuştur.
Konunun önemi nedeniyle işe iade sonucunda işe başlatılmayan işçiye ödenecek tazminat ve ücretler, bunların tespit yöntemleri bugünkü yazımızın konusu...
Boşta geçen süre
Daha önceki düzenlemede boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı sadece süre olarak belirleniyor, ücretin geçersiz fesih tarihindeki veya işe başlatmama anındaki birtakım koşullara göre taraflarca tespit edilmesi gerekiyordu. Kanundaki değişiklikten önce boşta geçen sürelere ait ücretin hesabında dikkate alınacak ücret, Yargıtay 9. HD’nin 22.03.2010 tarihli 2008/22949 E. ve 2010/7943 K. sayılı kararı uyarınca feshin gerçekleştiği tarihten sonraki 4 aylık sürede alınacak ücretlerdi.
Fesih tarihinden sonraki dört aylık süre içinde, işyerindeki diğer çalışanlara zam uygulanmışsa bu zam oranında ya da asgari ücrete gelen zam oranında bir zam uygulanarak dört aylık ücret hesaplanmalıydı. İş Kanunu’nun 21. maddesinde yapılan değişiklikle “Mahkeme veya özel hakem, ikinci fıkrada düzenlenen tazminat ile üçüncü fıkrada düzenlenen ücret ve diğer hakları, dava tarihindeki ücreti esas alarak parasal olarak belirler” hükmü getirildi. Yapılan değişiklik ile mahkemelere dava tarihindeki ücret üzerinden belirleme yapma zorunluluğu getirildi.
Nasıl hesaplanır?
Boşta geçen süre ücreti giydirilmiş ücret üzerinden hesaplandığından, ticket gibi ek hakların da hesaba katılması gerekmektedir. Ticket dışında yapılan başka ödeme veya yardımlar varsa bunların da hesaplamaya katılması gerekmektedir.
Örneğin ikramiye ödeniyorsa, ikramiyenin dört aya denk gelen tutarı da hesaplamaya katılmalıdır. Bu tür ek ödemelerde temel ücrete göre ödeme yapılıyorsa, zamlı temel ücret dikkate alınarak hesaplanmalıdır.
Hesap çıplak ücretten yapılır
İş güvencesi tazminatı çıplak ücret üzerinden hesaplanmaktadır. Bu nedenle kişinin temel ücreti esas alınmalıdır. Değişiklikten önce, esas alınacak temel ücretin fesih tarihindeki değil, kişiye işe başlatılmayacağının bildirildiği tarihteki ücret olması aranıyordu.
Dolayısıyla iş güvencesi tazminatına esas ücreti hesaplarken işverenin ispatlayabileceği ve uyguladığı zam oranları varsa bu zam oranları üzerinden, yoksa asgari ücrete gelen zam oranları üzerinden ücretin güncellenerek günümüze getirilmesi ve bu ücret üzerinden iş güvencesi tazminatının hesaplanması gerekmekteydi. Değişiklik ile birlikte mahkemelerin dava tarihindeki ücret üzerinden iş güvencesi tazminatını hesaplaması gerekmektedir.
Kıdem tazminatı...
Kişiye geçersiz fesih yapıldığı tarihte kıdem tazminatı ödenmemişse, geçersiz fesih tarihindeki kıdemine dört aylık süre eklenmek şartıyla kıdemi bulunacak, fakat diğer çalışanlara uygulanan zamlarla veya asgari ücrete oranlama ile bugüne getirilmiş ücreti hesaplanacak, bunun üzerine bugüne getirilmiş ücret ekleri (ek ödeme ve/veya ayni yardımlar) eklenecek ve dolayısıyla güncel giydirilmiş ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanacaktır.
Eğer geçersiz fesih tarihinde kıdem tazminatı ödenmişse, yine de hiç ödenmemiş gibi hesaplama yapılacak ve ödenen tutar yeni tutardan düşülerek fark kıdem tazminatı bulunacaktır.
En tartışmalı olanı ‘ihbar tazminatı’
En çok tartışmalı konulardan biri işe başlatmama halinde ihbar tazminatı ödenip ödenmeyeceğidir. Yargıtay’ın yakın tarihli kararına göre; “işçiye geçersiz sayılan fesih bildirimi ile bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse ihbar tazminatının ödenmesi gerekecektir. İhbar öneli verilmiş veya önele ait ücret peşin ödenmiş ise ihbar tazminatının ödenmesi gerekmeyecektir.
Geçersizliğine karar verilen fesih bildirimi ile işçiye daha önce usulüne uygun olarak verilmiş olan ihbar önellerine geçerlilik tanınması İş Kanununun sözü edilen açık hükmü gereğidir. ... Gerçekten mahkeme veya özel hakem tarafından belirlenen tazminatı ödemeyi göze alıp, işçiyi işe başlatmama yolunu tercih eden işverene ihbar öneli tanımasını istemek işin mahiyeti ile bağdaşmamaktadır. İşverence daha önce işçiye ihbar öneline ait ücret peşin ödenmiş olup, feshin geçersizliğine karar verildikten sonra işe başlatılmayan işçiye 4857 sayılı Kanunu’nun 21.maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tekrar ihbar öneli verilmesine gerek olmadığından ihbar tazminatı isteği reddedilmelidir.”
Karar doğrultusunda daha önce ihbar öneli verilmiş veya ücreti peşin ödenmiş ise işe başlatmama halinde tekrar ihbar tazminatı ödenmeyecektir.
Yıllık izin ücreti ne olacak?
İşten çıkarılırken ilk ödenen bakiye yıllık izin süresine ait ücret, bugüne getirilmiş çıplak ücret üzerinden tekrar hesaplanmalı ve ödenen tutar mahsup edilerek fark izin ücreti bulunmalıdır. Buna ek olarak işten çıkarılırken bakiye yıllık izin hakkı ödenmiş olsa bile eklenen dört aylık süre ile kişinin yeni bir yıllık izin hakkı doğuyorsa, yeni izin hakkına ait ücretin ödenmesi gerekmekte.
Örneğin; kişi dört ayla birlikte iki yılı doldurduğundan 14 iş günü yıllık izin hakkı daha elde etmiş olmaktadır. Bugüne kadar güncellenmiş çıplak ücreti üzerinden yeni hak kazanılan yıllık izin hakkının parasının da kendisine ödenmesi gerekmektedir.