Kadınların çalışma hayatında yarattıkları farklar, başarılar giderek daha görünür hale gelmeye başladı. Cam tavanların kırılmasından halen uzak olsak da bu tür başarıların gelecek nesiller için örnek olacağı ve giderek daha da fazlalaşacağı ortada. Cam tavanların kırılması ve çalışma yaşamında cinsiyet eşitliğini sağlanması, birçok etkene bağlı olmakla birlikte kadınlara yüklenen sosyal yüklerin, koruyucu mekanizmalarla dengelenmesine de bağlı. Fakat bu koruyucu mekanizmalar, kadınların bugüne kadar kabul edilmiş toplumsal rollerini esas alan düzenlemeler. Ebeveynliğe bağlı kısmi çalışma dışında sosyal yüklerin kadın ve erkek arasında dengeli dağıtılmasını amaçlayan bir yapıda değil. Daha çok doğum ve doğum sonrası sürece yönelik haklar tanımlanmış durumda. Bunun için aşağıda sayılan doğuma bağlı düzenlemelere ek olarak destekleyici kuralların kabul edilmesi şart.
Gebe veya emziren çalışanın sağlık ve güvenliği için tehlikeli sayılan kimyasal, fiziksel, biyolojik etkenlerin ve çalışma süreçlerinin çalışanlar üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi zorunludur. Bu bağlamda, gebe veya emziren çalışanın çalışma saatleri ve ara dinlenmeleri geçici olarak yeniden düzenlenmeli, söz konusu çalışanların çalışma saatlerinin gece süresine ve gebe çalışanların çalışmalarının günün erken saatlerine rastlamaması için gereken önlemler alınmalıdır. Bu çalışanların çalışma şekilleri duruş problemlerini ve kaza riskini azaltacak şekilde yeniden düzenlenmeli, mümkün olduğu durumlarda oturarak çalışmaları sağlanmalıdır. İşveren gebe ve emziren çalışanlarının çalışma koşulları, çalışma saatleri, müşterilerle ve üçüncü kişilerle ilişkiler, iş yükü, işini kaybetme korkusu gibi stres faktörlerine yönelik koruyucu önlemler almakla yükümlüdür.
Fesih nedeni olamaz
Yargıtay önüne gelen bir olayda (Y9HD, 17.09.2015, 18355/26031), davacının 7 aylık hamile olduğu sırada işyerinde üretim elemanı olarak çalışırken işten çıkarılmasını geçersiz fesih olarak kabul etmiştir. Yargıtay kararında; davacının iş sözleşmesinin davalı işverence feshedildiğini belirttikten sonra, feshin davacının hamileliği nedeni ile gerçekleştirildiğini, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18/3-d bendinde işçinin hamileliğinin fesih için geçerli neden oluşturmayacağı düzenlendiğini, feshin salt bu nedenle geçerli nedene dayanmadığının anlaşıldığını, mahkemece feshin geçersizliğine karar verilmesinin isabetli olduğunu vurgulamıştır. Bu kararını verirken davacı ile birlikte 3 hamile kadının iş akdinin de feshedildiğini ve o dönemde başka işçi çıkarımı da olmadığını, iş akdinin sonlandırılmasından sonra davalı işverenin eleman almaya devam ettiğini de dikkate almıştır.
Çalışma süresi sınırlı
Gebe, yeni doğum yapmış ve emziren çalışanların günde 7.5 saatten fazla çalıştırılmaları yasaklanmıştır. Yeni doğum yapmış çalışanın doğumu izleyen bir yıl boyunca gece çalıştırılması yasaktır. Bu sürenin sonunda sağlık ve güvenlik açısından sakıncalı olduğunun sağlık raporu ile belirlendiği dönem boyunca da gece çalıştırılmaz.
Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı haftalık süre için çalıştırılmaları yasaktır. Fakat sağlık durumu uygun olduğu takdirde, doktorun onayı ile kadın işçi isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, kadın işçinin çalıştığı süreler doğum sonrası sürelere eklenir. Çoğul gebelik halinde doğumdan önce çalıştırılmayacak sekiz haftalık süreye iki hafta süre eklenir. Ne var ki bu süreler gelişmiş dünya ülkelerinin oldukça gerisinde kalıyor, ücretli doğum izni süresinin artırılması gerekiyor. Bunun da sosyal güvenlik sistemi içinde çözülmesi en etkili yol olacaktır. Bu konuya devam edeceğiz...
Yarım çalışma ödeneği
Kadın çalışan isterse analık izninin bitiminden itibaren çocuğunun bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla birinci doğumda altmış gün, ikinci doğumda yüz yirmi gün, sonraki doğumlarda ise yüz seksen gün süreyle haftalık çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin verilir. Çalışmadığı sürenin ücreti asgari ücretle sınırlı olmak üzere işsizlik sigortası fonundan karşılanır. Çoğul doğum hâlinde bu sürelere otuzar gün eklenir. Çocuğun engelli doğması hâlinde bu süre üç yüz altmış gün olarak uygulanır. Kadın çalışan bu hakkın yerine isterse altı aylık ücretsiz izin de alabilir.