2023 yılının aralık ayında yüzde 49 zamla asgari ücret 17 bin TL olarak belirlendi. Ancak yılbaşında yapılan yüzde 49’luk zam enflasyonist baskı içinde giderek eridi.
2022 ve 2023 yıllarında yılda iki kez asgari ücret zammı yapılması ve fiyat artışlarının devam etmesi sebebiyle 2024 temmuz ayında yeni bir zam talebi doğal olarak çalışanlarda ortaya çıktı. Ne var ki mevcut durumda böyle bir gelişme yaşanmadı.
Buna rağmen ülke genelinde halen 7 milyonu aşkın asgari ücretliyi ilgilendiren asgari ücret ara zammı talebi hiç şüphesiz gündem olmaya devam edecektir. Sendikalar da bu yöndeki taleplerini daha güçlü bir şekilde duyuracaklarını geçtiğimiz günlerde yaptıkları toplantılarla kamuoyuna açıkladılar.
Asgari ücretin artmaması sadece çalışanları olumsuz olarak etkilemedi, ayrıca birtakım sektörler özellikle bu durumdan olumsuz etkilendi. Bu sektörler genellikle hizmet sektöründe bulunan, daha çok insan gücü kullanan ve müşterileriyle yıllık sözleşme yapmış olan firmaları içeriyor. Nitekim yılbaşında bağlanan ücret seviyesiyle çalıştırılan kişiler asgari ücretin artmamasıyla beraber refah seviyelerinde çok ciddi aşınma meydana geldiği için firmalarından ücret artışı talep etmekte, bu talebi karşılayan firmalar ise bu artışları yansıtamadığı için ya istihdamı azaltmakta ya da yeni projelere girememekte.
Nitekim son açıklanan istihdam verileri çerçevesinde işsizlikte yaşanan artışın önemli bölümünün bu durumdan kaynaklandığı açıktır.
Özel güvenlik örneği
Diğer uyandan bu olumsuz ekonomik durum işsizliğin yanı sıra istihdamı artırmak endişesinde olan firmaları da çaresiz bırakmaktadır. Örnek vermek gerekirse, özel güvenlik sektöründe düşük ücret politikaları ile özel güvenlik görevlisi istihdamında sorunlar olmakta, personel teminindeki güçlüklerin yanı sıra sürekli iş değiştirme ve hızlı sirkülasyon sektörde nitelikli insan gücünün oluşmasına mani bir husus olarak ortaya çıkmaktadır.
Ülkemizde 375 bin kişinin üzerinde özel istihdam görevlisi var. Bu sayının 187 bini özelde istihdam edilirken 183 bin özel güvenlik görevlisi kamuda çalışıyor. Gerçi kamuda çalışan özel güvenlik görevlilerinin nispeten bazı ilave ödemeler ve yan haklardan istifade ederek asgari ücret ile çalışanlara nazaran bir nebze durumlarının daha iyi olduğu gözleniyor. Ancak özel sektörde çalışanlar açısından aynı şeyi söylemek mümkün değil.
İşsizliğin arttığı bu dönemde sektörleri kendi özel şartları içinde değerlendirmek gerekir. İstihdam deposu olabilecek sektörler itinayla korunmalıdır. Örneğimizden devam edecek olursak özel güvenlik görevlilerine bağlı olduğu özel güvenlik şirketleri tarafında yapılabilecek ilave iyileştirmeler müşteri tarafının bağlayıcı talepleri / asgari ücret skalasında kalması nedeniyle gerçekleştirilememekte. Bu ise özel güvenlik sektöründe iş gücü açığının kaçınılmaz olmasına neden olmaktadır.
İstihdam artırıcı etki
Nitekim özel güvenlik şirketlerinin doğal olarak hizmet verilen asıl işverenden özel güvenlik görevlileri için enflasyon baskısını gidermek amacı ile hizmet karşılığındaki ücretlerinin fiyatlamasında artış talepleri yapmaları kaçınılmaz olmuş ve taleplerinde hizmeti alan tarafından olumlu bakılması beklentisine girilmiştir.
Sonuç olarak asgari ücrette beklenen artışın yapılmaması firmaları karşı karşıya getirmiş, sorun çözülemediği için ya istihdam azalmış ya da verilen hizmetin kalitesi düşmüştür.
Sonuç olarak istihdam artırıcı etkisi düşünülerek hizmet sektöründe sözleşme koşullarına ilişkin kamu otoritesinin kararlar alması, bunların bağlayıcı olması gerekiyor.