İntibakta umutlar davalara endeksli

24 Mart 2015

Emeklilik bütün çalışanların hayalini kurduğu, daha çalışırken ne yapacağını planladığı güzel bir dönemdir. Pek çok çalışan, emekli olma hayaliyle çalışırken pek çok şeye katlanıyor. Amirinin davranışlarına tahammül ediyor, her sabah erkenden işine gitmek için trafiğe sabrediyor... Bunların tamamı emeklilik döneminde rahat etmek için katlanılan şeyler.
Ancak Türkiye’de emeklilik döneminde düşük gelir yüzünden hayat standardı da bir anda düşüyor. Özellikle 2008 sonrasında düşen “emekli aylık bağlama oranları” sonucunda pek çok emekli, geçmiş döneme göre çok daha düşük emekli aylıkları almaya başladı. Böyle olunca da, çalışırken kurulan hayaller maalesef emeklilik döneminde gerçeğe dönüşemiyor.

2000 öncesine uygulandı

Emekli aylıklarında oluşan hesaplama farklılıkları, en çok 2000 yılı sonrasında emekliye ayrılanları etkiliyor. Çünkü bu tarihten sonra aylık bağlama oranının düşmüş olması, daha düşük emekli aylığı anlamına geliyor. Ayrıca 2000 yılı öncesi emekliler için intibakın hayata geçirilmesi de, 2000 yılı sonrasında emekli olanlar için mağduriyetin artmasına neden oldu.
2000 yılı öncesi emekli olanlara intibak yapılmasıyla, emeklilerin aylık hesaplamalarından

Yazının Devamı

Sosyal yardımlar çığ gibi büyüyor

22 Mart 2015

Sosyal güvenlik sisteminin 3 ayağı var... Sosyal sigorta, sosyal hizmet ve sosyal yardım. Sosyal sigorta sistemi, prim ödeme ve karşılığında bazı hizmetlerden yararlanma esasına dayanıyor. Çalışanların emeklilik hakları gibi... Sosyal hizmet, sigorta sisteminin dışında kalmış kişilere doğrudan yardım yapılmaması ve bu kişilere belirli hizmetlerin sağlanması anlamına geliyor. Örneğin, yaşlılara yönelik bakım ve ulaşım hizmeti sağlanması... Sosyal yardım ise doğrudan gerekli koşulları sağlayan kişilere parasal veya ayni şekilde yardım yapılması anlamını taşıyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 2014 verilerine göre, 3 milyon haneye 20.4 milyar TL sosyal yardım yapılmış. Yapılan sosyal yardımların gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 1.38. Türkiye’de yaklaşık 19.4 milyon hane var. Bu iki rakam birbirine oranlandığında hanelerin yaklaşık olarak yüzde 15’ine sosyal yardım yapıldığını söylemek mümkün. Ortalama hane halkı büyüklüğünün 3.8 olduğunu ortaya koyan istatistiklere göre toplamda 11.5 Milyon kişiye sosyal yardım yapılması söz konusu.
Sosyal yardım alan 3 milyon hanenin 2 milyon 274 binine sosyal yardımlar düzenli olarak yapılıyor. Yani, söz konusu hanelerin

Yazının Devamı

Ücret Garanti Fonu’yla ilgili merak edilenler...

19 Mart 2015

Soru: İşverenim iflas etmek üzere. Ücret Garanti Fonu diye bir şey duydum. İşverenim iflas ederse, ben de bu fondan maaşımı alabilir miyim? Daha önce bu fona prim ödemedim...

CEVAP: Ücret Garanti Fonu, İşsizlik Sigortası Kanunu kapsamında kurulan ve işçi ücretlerinin belirli bölümünü garanti altına alarak, işveren iflas etse de ücretlerin bir süre daha ödenmesini sağlayan sistemdir. Bu fondan yararlanmak için bazı koşullar gerekiyor.
Öncelikle bir işçinin Ücret Garanti Fonu’ndan yararlanabilmesi için işvereninin konkordato ilan etmesi, aciz vesikası alması, iflas veya iflas ertelemesi kararı aldırtması, bu durumlar nedeniyle ödeme güçlüğüne düşmesi gerekmekte. İşçinin kendi kusuru olmaksızın, yalnızca işverenin batması ve işyerini kapatacak olması nedeniyle mağduriyetini önlemek amaçlı kurulan fon, bu anlamda işçilerin ücretlerini, işverenin kötü yönetimine ve ekonomik kriz koşullarına karşı korumakta.

Tüm işçiler yararlanamaz
Bu 4 durumun yaşanması halinde işçilerin ücret ödemelerinin 3 ay daha sürdürülmesi için bu fon devreye giriyor.

Yazının Devamı

İşsizlik Fonu’ndaki para işsize gitmiyor

17 Mart 2015

İşsizlik her geçen gün artıyor. İşsizlik maaşına başvurular da çığ gibi büyüyor. İşsizlik Sigortası’nın başladığı Mart 2002’den 28 Şubat 2015’e kadar 5 milyon 451 bin kişi işsizlik maaşı için başvurmuş. Bu kişilerden 3 milyon 842 bini işsizlik ödeneği almaya hak kazanmış. Bu sürede toplam 8 milyar 802 milyon TL ödeme yapılmış. Fonda halen 83 milyar 377 milyon TL var.
Şu an itibariyle 3 milyon 145 bin kişi işsiz. İçlerinden 323 bini işsizlik parası alıyor. İşsizlerin yüzde 10’u işsizlik parası alıyor. Almanya’da işsizlik maaşı alanların oranı toplam işsizlerin yüzde 40’ına, İtalya ve Avusturya’da yüzde 25-30’a çıkıyor.

Fondaki para işsize gitmiyor

Türkiye’de işsizlik fonunda toplanan paranın sadece yüzde 9.4’ü işsizlik parası olarak ödenmiş. Bu oran Belçika’da yüzde 71, Fransa’da yüzde 46, İspanya’da yüzde 25, bizden kötü tek ülke Slovakya’da ise yüzde 8.3 düzeyinde.

Şubatta 81 bin başvuru

Son iki yılda işsizlik başvurularının hızla arttığı görülüyor. Sadece Şubat 2015’te işsizlik ödeneğinden yararlanmak üzere 81 bin 338 kişi İŞKUR’a başvurmuş.
Şubat 2013 Şubat 2015 arasında işsizlik maaşı alanların sayısında yaklaşık 88 bin kişilik bir artış var. Bu dönemde

Yazının Devamı

‘Gelir testi’nde borç ödeyen yok!

15 Mart 2015

Milyonları yakından ilgilendiren “gelir testi” için yapılması gereken bulunulan ildeki Sosyal Yardım ve Dayanışma Vakıflarına müracaat etmek ve ilgili testin yapılmasını istemek.

Genel sağlık sigortası 1 Ocak 2012 tarihinde zorunlu hale geldi. Ancak gelir testi uygulaması herkes tarafından bilinmiyor. Çalışıyorken işsiz kalan, 18 yaşını doldurarak bakmakla yükümlü olunan kişi statüsünden çıkan bir kişinin gelir testi yaptırması şart. Gelir testi yaptırması gerektiği halde yaptırmayan kişilere ise en yüksekten prim borcu kesiliyor. Gelir testi yaptırmayan kişiler eğer 31 Mart 2015’e kadar testne girerlerse, borçlarını gerçek gelirleri üzerinden yeniden hesaplatabilecek.
Bu test herhangi bir sosyal güvenceye sahip olmayanların sağlık imkânlarından yararlanabilmesi için aile içerisindeki gelirlerinin ölçülmesini sağlıyor. Özellikle de gençleri ve işsizleri ilgilendiriyor. 1 Ocak 2012’den bu yana teste zorunlu olduğu halde girmeyenlerin sayısı 5 milyon kişiyi aştı. İşte bu durumda olanlar için son tarih 31 Mart.
Son istatistiklere göre 7 milyon 37 bin kişinin prim borcu var. Eylül 2014’te çıkarılan yapılandırma kanunu ile bu kişilere ait 9.1 milyar TL’lik prim borcu

Yazının Devamı

İstifa eden ihbar tazminatı alamaz

13 Mart 2015

Soru: İstifa ettim, ihbar tazminatı alabilir miyim?
CEVAP: İşinden kendi isteği ile yani istifa ederek ayrılan işçiler kıdem gibi ihbar tazminatlarını da alamaz. Hatta ihbar süresine uymadan işyerinden ayrılan işçi ihbar tazminatı ödemek durumunda kalabilir.
İşveren işçisini işten çıkarmadan önce bunu işçisine bildirmek zorunda. Çalışma süresi 6 aydan kısaysa 2 hafta, 6 ay ile bir buçuk yıl arasındaysa 4 hafta, bir buçuk yıl ile 3 yıl arasındaysa 6 hafta, üç yıldan fazla olursa 8 hafta önce haber vermek zorunda.
5 yıldır çalışan işçiye eşyalarını hemen topla işyerinden ayrıl denemiyor. Sözleşmeyi bugün fesheden işveren 8 hafta daha işçiyi çalıştırmak zorunda. Bu 8 haftaya ihbar süresi deniliyor. İşveren işçisine bu süreyi vermez ve hemen işten çıkarmak isterse, 8 haftalık ücretini işçiye peşin olarak ödemek durumunda kalır. Bu paraya ihbar tazminatı deniyor.
Aynı durum işçi içinde geçerli. İşçi işvereni yüzüstü bırakıp ‘hadi ben gidiyorum’ diyemiyor. İşveren de 1 yıldır çalıştırdığı işçiye istifa ettiği gün ‘yerine adam bulana kadar 4 hafta daha çalış’ deme hakkına sahip. İşçi çalışmak istemezse 4 haftalık ücreti kadar parayı işverene ödeyerek işten ayrılabiliyor.
İsti

Yazının Devamı

İşkur’dan iş kuracak engelliye 36 bin TL

10 Mart 2015

Engellilerin istihdam edilmeleri toplumsal katılımlarının sağlanmasında en önemli noktalardan birisi. Türkiye’de engellilerin istihdamında işyerlerine kota uygulanıyor. 50 ve daha fazla işçisi olan özel sektör işyerlerinde çalışan sayısının yüzde 3’ü kadar, kamu işyerlerinde ise çalışan sayısının yüzde 4’ü kadar engelli istihdam etmek zorunda.
Bu zorunluluğa uymayan işverenler çalıştırmadıkları her bir engelli için çalıştırmadıkları her ay idari para cezası ödemek durumunda. Bu konudaki idari para cezasının yüksekliği işverenleri bu yükümlülüğe uymaya itiyor. Fakat çoğu işverenin engellileri istihdam etmek yerine maaşlarını ödeyerek işyerlerine gelmemesini istediğini görüyoruz. Diğer yandan pek çok işyeri engellilerin istihdamına uygun olmadığı için engelliler istihdam fırsatına kavuşamıyor.
2014 yılında Türkiye’de 50 ve daha fazla işçisi bulunan ve engelli istihdam etmek zorunda olan işyeri sayısı 17 bin 773. Bu işyerlerinde toplam 108 Bin 343 engellinin istihdam edilmesi zorunluluğu bulunuyor. Ancak toplamda 84 bin 706 engelli istihdam edilebiliyor. Dolayısıyla 23 bin 637 engelli, işyerleri tarafından istihdam edilmek zorunluluğu bulunmasına rağmen istihdam edilememiş

Yazının Devamı

Kadın istihdamı kayıtdışı kaldı

8 Mart 2015

Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. IMF’ye göre küresel düzeyde 853 milyon kadın hiçbir iş yapmıyor ve bu kadınların 812 milyonu gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor. Türkiye’de de çalışma çağındaki kadınların sadece yüzde 26.7’si istihdama katıldığından, gerçek büyüme potansiyeli bir türlü yakalanamıyor.
OECD’nin “Eğitimde Cinsiyet Eşitliğinin ABC’si” raporunda vurgulandığı üzere, eşit fırsatlar verildiği sürece, kız ve erkek çocukların ya da kadın ve erkeklerin potansiyellerini kullanmada eşit şansları var. Ancak mevcut sosyo- kültürel yapılar, pek çok toplumda kadın ve erkeklere fırsat eşitliği sağlamıyor ve cinsiyetler arasında uçuruma neden oluyor.

Daha az kazanıyor
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Genel Direktörü Guy Ryder, kadınların işgücü piyasasındaki konumları açısından sınırlı bir ilerleme kaydedildiğini ve bu gelişmelerin de, ne yazık ki beklentileri karşılamaktan uzak olduğunu belirtiyor. Ryder, işgücü piyasasına daha fazla kadını çekebilmek için, her türlü ayrımcılığı engelleyecek şekilde çalışan kadınların haklarının daha iyi düzenlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğine odaklanılması gerektiğini vurguluyor.

Evde ‘kaçak’ çok

Yazının Devamı