Çocuk kalpli büyük kral

26 Haziran 2024

Bir bayram daha geçti işte!

Hafta arasına denk gelip aradaki 2 gün de birleştirilince koca bir 9 gün geçirdik ailemizle sevdiklerimizle! Ne kadar yoğun çalışırsam çalışayım, tatile ne kadar hasret kalmış olursa olayım, bayramın en güzeli ailemle! Çoluk çocuk çombak, anne- anneanne- baba, hep birlikte!

Evde çocuktan ergene, ergenden gence muhtelif yaşlarda çocuklar olunca, dans ve müzik de kaçınılmaz oldu bayram boyunca! E tabi dans müziğin tartışmasız kralı kimdir diye sorduklarında tek bir cevap geliyor akla; Micheal Jackson!

15 sene geçti ölümünün üzerinden ama şarkıları hala zirvede, değil yeri doldurmak, yanına yaklaşan olmadı bile! Tüm zamanların en çok satan albümü Thriller’ı dinlerken çocuklarla birlikte, trajik hayat hikayesiyle üzüldüm yine!

9 çocuklu bir ailenin 7. çocuğu olarak dünyaya geliyor Micheal Jackson! Babası Joseph, müziği çok seven, amatör olarak gitar çalan, soğuk, şiddet uygulamaya çekinmeyen, despot ve çapkın bir işçi.

Yazının Devamı

Deliye her gün bayram

14 Haziran 2024

Bilmem bana mı öyle geliyor da ne hızlı geçmiş zaman ya!

Daha dün yılbaşıydı, senenin yarısı bitmiş- gitmiş bile! Gerçi ömür geçiyor, sene bitse n’olur deseniz, haklısınız bence de!

Bir bayram daha geldi çatı bile! ‘Sana kurban olurum diyen aslan yüreklileri görelim işte!

Günümüzde et yemek, kavurma pişirmek, tatilin 9 güne çıkarılmasıyla ifade edilse de mevzunun önemi, hayli derinlerde! Kurban, derin bir adanmışlık, Allah için fedakârlık, ona teslimiyeti ve şükürdür islamiyette! 

Kurban Bayramının tarihi, Hz. İbrahim’in hikayesi ile başlıyor malum! Hz. İbrahim’in oğlunu kurban etmeye razı gelmesi, Allah’a tamamen teslim oluşun en özel örneği!

Hz. İbrahim Aleyhisselam’ın bir türlü çocuğu olmuyor. O da ellerini kaldırarak Allah’a ona hayırlı bir evlat vermesi için dua ediyor ve bir çocuğu oluyor. Adı İsmail olan bu çocuk büyüyüp de delikanlı olduğu zamanda Hz. İbrahim bir gece rüyasında oğlunu Allah’a kurban ettiğini görüyor. Tekrar tekrar

Yazının Devamı

Tanrı'nın insanoğlundan intikamı

7 Haziran 2024

Geçtiğimiz haftaya damgasını vuran olaylardan biri, ünlü manken Deniz Akkaya ile kızı arasında yaşananlardı! Akkaya ile 15 yaşındaki kızı Ayşe arasında yaşanan kavga ve akabindeki gelişmeler, sosyal medyada en çok konuşulan konulardandı. Deniz Akkaya’nın kızını polise şikâyet etmesi ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, Akkaya’nın kızını koruma altına alması halkı ikiye böldü; Olaya yorum yapanların bir kısmı Deniz Akkaya’yı haklı bulurken bir kısmı da ünlü mankeni suçladı!

Polemik yaratan olay şöyle gerçekleşti; Akkaya, sosyal medya hesabından açıklama yaparak kızının telefonunu incelerken kendisinden habersiz yurt dışı planları yaptığını ve başka uygunsuz yazışmalara rastladığını öğrendiğini ve bu sebeple telefona el koyduğunu, kızının da kendisine saldırarak 1,5 saat boyunca balkona kilitlediğini ve polis çağırdığını duyurdu. Bu açıklamanın ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı harekete geçerek 15 yaşındaki kız çocuğunu koruma altına aldı ve kıza psikolojik destek verilmeye başlandı! Anne Akkaya, olaya ilişkin sorulan sorulara karşı; "Burnu

Yazının Devamı

Temiz delirdik

30 Mayıs 2024

Merkür geri gidiyor, Plüton burç değiştiriyor, dolunay çıkıyor, ay tutuluyor, dünya bir türlü ekseninde kalamıyor! Herkeste bir mutsuzluk, umutsuzluk, yahu yaz gelmiş kimse farkında değil- bir durgunluk bir uyuşukluk!

Bundan yaklaşık 10 sene önce tanışmıştık o sendrom ile, Hürrem Sultan sayesinde!

Kariyerinin zirvesindeyken, dizisi reyting rekorları kırıyorken, bol sıfırlı paralar kazanıyor, hayranları onun için çıldırıyorken tası tarağı toplayıp terk etmişti Türkiye’yi, Meryem Uzerli!

‘Dayanamıyorum!’ artık demişti; ‘Nefes alamıyorum, ölmek istiyorum, tükendim- hiçbir şeyden mutlu olamıyorum!’

Kocası cihan padişahı olan sultan bile yakalanıyorsa bu sendroma, biz nasıl kurtulacağız acaba?

Hürrem sultanımızdan sonra şimdi de kan kusup ‘Kızılcık Şerbeti’ içen Alev Alev kızımız Müjde Uzman da maalesef bu sendroma yakalandığını açıklamış. Uzman, sosyal medyada şöyle bir paylaşım yapmış; “Dünyanın en boş en işe yaramayan cümlesi, 'Halledersin yaparsın, aslan kaplansın' minvalindeki cümleler! Bir şey söylemeyin

Yazının Devamı

Kimler geldi kimler geçti

23 Mayıs 2024

Son haftaların üzerinde en çok konuşulan dizisi ‘Kimler geldi kimler geçti’ hakkında ben de bir-iki kelam edeyim bari! Dizinin esas kızı avukat olunca, bir avukat olarak benim de bir şeyler söylemem gerekir sanki!

Bir kere dizide olduğu gibi öyle parti ortamında hukuk ofisleri yok bizim memlekette, en azından ben görmedim- duymadım- bulunmadım böyle bir yerde! Ofis ofis değil cafe sanki, ellerde kahveler, dilde gıybetler, kim kiminle ne zaman- nerede fingirdedi konulu muhabbetler! “Eh madem buraya kadar geldik, arada bir- iki dava dosyası bakalım”cı zihniyetler!

 Modern çağda ilişkiler üzerine bir güzelleme diyebiliriz dizi için! ‘Lovebombing’ , ‘Ghosting’ , ‘Submarining’ gibi ilişki temalı tabirlerin hayatımıza girdiği günümüzde, bu tabirlerin somut halini görebiliyoruz dizide! Birbirinden yakışıklı adamlar, fıstık gibi kızlar, tek derdi kimi sevsem- kiminle sevişsem olan insanlar arasında hızla ilerleyen dizi, vakit geçirmek için iyi fikir gibi! Dizide sınıf çatışması yok, değil fakir orta sınıf bir karakter bile

Yazının Devamı

Demir Leydi

10 Mayıs 2024

Efendiiimmmm; Geldi bahar ayları, gevşedi gönül yayları da bünyeler buna pek ayak uyduramadı!

‘Nerede o eski bayramlar’ pardon, ‘Nerede o eski baharlar!’

İçimizin içimize sığmaz olduğu o baharlarda, güneşle vuslatımız, yeşil çimenlerde kahkahalarla yuvarlandığımız, hayatı ağır çekime aldığımız o ılık baharlar, çiçek kokarken üstümüz başımız!

Bu aralar sadece biz değil, hava da şaşkın! Kendini kış zannetmekten kurtulamadı, hastanelerinde acil servisleri, sayesinde bir türlü boşalamadı!

Hayatın çılgın temposuna ayak uydurma telaşında, koştururken oradan oraya, bu aralar dilinde aynı replikle yaşıyor bendeniz; “Hayaller Paris, gerçekler ofis!”

Son zamanlarda hafta sonları da çalışmak zorunda kalınca, tabi başka ne diyeceğiz! Ama şimdi gerçekleri olduğu yerde bırakıp hayallerin peşinden gidiyorum ve Paris’in Demir Leydi’sinin yaş gününü kutlamak istiyorum;

‘Bir dakika ya! Bir yanlışlık olmasın, İngiltere’nin Demir Leydi’si var- Margaret Thatcher, Fransa’nın yok ki, karıştırdın sanki’

Yazının Devamı

En kanlı silah

3 Mayıs 2024

Dünya karışık, piyasalar tarumar, psikolojiler altüst!

Önceden, gece yattık da sabaha nasıl kalkacağız acaba derken şimdi her an bir şeyler oluyor, bir şeyler değişiyor. Dünya daha mı hızlı dönüyor, bana mı öyle geliyor?

Önümüz- arkamız, sağımız- solumuz sobeyken pardon savaşırken, Ukrayna’da siviller ölürken, Gazze’de can pazarı yaşanırken biz de hayat pahalılığı ile canımızın sağlığı arasında yaşam mücadelesi verirken biri çıktı ve dikkatimizi dağıttı. Üstelik sadece dikkatimizi değil, yöneticisi olduğu markanın itibarını da dağıttı, ortalığı karıştırdı!

Evet tam da tahmin ettiğiniz gibi, “Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu”ndan bahsediyorum! Bir tüketicisinin olumsuz paylaşımı karşısında kendini kaybederek kibirli ve tehditkar bir tutumla ülkenin tepkisini çeken Patiswiss” markasının CEO’sundan!

Bir müşteri satın aldığı çikolatanın küflenmiş olduğunu, markanın CEO’su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu’nu da etiketleyerek sosyal medyada paylaşıyor. Tunaoğlu’da; “Bu ürünler asla küflenmez biliyor musun! Haklısın

Yazının Devamı

Kutu kutu pense

25 Nisan 2024

Bu hafta özel bir hafta!

Pamuk prenseslerin, küçük prenslerin ve içimizde yaşayıp da dışarı çıkmak için fırsat kollayan tüm çocukların, çocukluğumuzun günü var bu hafta!

Aradan yüzyıllar geçmiş olsa, içimizde aynı coşku aynı heyecan;

Bugün 23 Nisaaaannnn, neşe doluyor insaannn !

Yukarıda ‘mola’dan bahsettik ya, yaşamdaki en keyifli mola çocuk olmaktır aslında! Tabi hayatın başında olduğu için sözlük anlamıyla mola sayılmasa da büyüyünce arada geri dönüp içine girmek isteyince, sığınınca çocukluğun o kaygısız zamanlarına, molanın hası oluyor valla!

Çocukken bir an evvel büyüme telaşına girmek, büyüyünce de çocukluğa dönmek istemek, tuhaf bir ironi değil mi sizce de?

Düşünüyorum da ne acele etmişiz büyümek için, hayır yani ne olacaksa büyüyünce! Hadi büyüdün işte, değdi mi uğruna saf mutluluğunu, ağız dolusu kahkahalarını, içten gözyaşlarını kurban ettiğine! Tek derdinin dışarıda biraz daha kalabilmek,

Yazının Devamı