Türkiye'nin ilk paparazzileri oradan yetişti.İstanbul, Hilton zincirinin ABD dışında açtığı 3. oteldi.Şimdiki gençlerin daha çok torunu Paris'i tanıdığı Amerikalı milyarder Conrad Hilton, önemli Avrupa başkentleri dururken, o zamanlar pek de adı sanı duyulmayan İstanbul'a otel açmıştı.Acaba neden?* * *"Hilton'un açılışındaki sır"rı yıllar önce işitmiş, zamanında yazamamıştım. Şimdi Hilton, yarım asrını kutlayıp yeni patronuna hazırlanırken bu ilginç öyküyü paylaşmak istiyorum sizlerle...İstanbul Hilton'un açılışını bir aşk hikayesine borçluyuz.Kahramanımız bir Tatar kızı...Adı "Ja Ja"...Budapeşte'de kalabalık bir ailede doğmuş. O kadar güzelmiş ki daha 13 yaşında Macaristan güzellik kraliçesi olmuş.Ailesinin Türk büyükelçiliğinde "Burhan" diye bir dostu varmış.1930'ların ortalarında savaş kapıya dayanınca aile Burhan'dan Ja Ja'yı Türkiye'ye götürmesini rica etmiş.Ja Ja, kendisinden 28 yaş büyük Burhan'la Türkiye'ye göçmüş.1930'lar Türkiye'sinde orta yaşlı bir adamla alımlı küçük bir kızın beraber yaşaması dedikodulara yol açacağından evlenmeye karar vermişler. Ama Burhan, Ja Ja'ya eşi gibi değil babası gibi davranmış hep...* * *O küçük kızla yıllar sonra Hollywood'da tanıştım.Dünya çapında bir yıldız olmuştu.Artık adı Zsa Zsa Gabor'du.Beverly Hills'deki muhteşem villasında bana Türkiye yıllarını, Atatürk'ü, Matbuat Umum Müdürü Burhan Belge'yi, İsmet İnönü'yü, Mevhibe Hanım'ı özlemle anlatmış, "Mevhibe Hanım'ın küçük oğlu Erdal nasıl?" diye sormuştu."Burhan çok iyi bir insandı. Beni okula gönderdi, dişlerimi yaptırdı, Türkçe öğretti" demişti.Sonra bir gün Karpiç'te Atatürk'le tanışmış, -kendi deyimiyle- "ilk görüşte vurulmuş, o gece onunla dans etmiş ve bir süre sonra da ilişkiye girmişti".İddiasına göre bu ilişki 6 ay kadar, haftalık buluşmalarla sürmüştü.Ben, verdiği bilgilerin biraz hayal koktuğunu söylediğimde hatırladığı kadarıyla buluştukları köşkü ve içindeki eşyaları tarif etmeyi denemişti.Muhtemelen Atatürk, kendisine hayran bu küçük kızdan, eve gelip giden muhaliflere ve kendisi hakkında söylenenlere dair bilgi alıyordu.Atatürk ölünce o da boşanmış ve 1939'da Türkiye'yi terk etmişti.* * *Söyleşimiz boyunca Atatürk'ü övdü bana..."Onu nasıl tanımlarsınız?" dediğimde alışılmadık üç sözcük sıraladı:"Maço... maço... maço..."Asıl ilginç itiraf şuydu:"Daha sonra evlendiğim bütün kocalarımda onu aradım".Az da değil, ben gittiğimde 8. kocasıyla evliydi.Geldik yazının başlığındaki sırra...Gabor, cebinde Türk pasaportuyla Amerika'ya gittikten sonra ünlü otel zincirinin sahibi Conrad Hilton'la tanıştı. 1942'de evlendiler. Söz, yine Gabor'da:"Hâlâ Türk vatandaşıydım. Türkiye'ye hayrandım. Conrad ise haritada İstanbul'un yerini bile gösteremezdi. 'Türkiye'yi tanımalısın, İstanbul'a bir otel açmalısın' diye beynini yedim. Ve sonunda kabul ettirdim".Zsa Zsa ve Hilton 1946'da boşandılar.Ama Türkiye bir otel kazandı.Hilton muhabirleri, otele gelen Hollywood yıldızlarının aşk hikayelerini yazarken otelin temelindeki asıl aşk hikayesini atladı.85'lik Gabor bugünlerde ölüm döşeğinde... "Ben öldükten sonra yazarsın" dedikleri ise hâlâ belleğimde... can.dundar@e-kolay.net Bu yıl İstanbul Hilton'un 50. kuruluş yıldönümü... Bu ay el değiştiren Türkiye'nin ilk 5 yıldızlı oteli 1955 yazında 5 gün 5 gece süren gösterişli bir törenle açılmış, açılışa Hollywood yıldızları da katılmıştı. İzleyen yıllarda her gelen önemli konuk orada kaldığından gazeteler özel "Hilton muhabiri" tahsis etmişti.