"Hanginiz Saddam Hüseyin?.."Soru duyulur duyulmaz önce Irak devlet başkanına tıpatıp benzeyen dublörleri, sonra özel muhafızları, derken fedaileri ve nihayet bilcümle halkı hep birden öne fırlayıp avazı çıktığı kadar bağıracak:"Benim, Saddam Hüseyin...""Hayır... asıl benim!.."Çok Türk filmi seyretmişsiniz.***Prof. Dr. Ünsal Oskay Hocam derdi ki;"En büyük ahlaksızlık, yoksuldan ahlak beklemektir".20 yıldır savaşan, 10 yıldır ambargo altında aç yaşayan ve kişi başına ortalama geliri yılda 1000 dolara ulaşamayan bir halk bu...Ölüm korkusuyla, rejim baskısıyla, geçim kavgasıyla feci günler geçirmiş.Öfkelenmiş, bilenmiş, susmuş söyleyememiş.Sonra bir gün işgalciyi görünce süngüyü indirivermiş; yıllar yılı tapındığı heykelleri devirip yağmaya girişmiş.***Şimdi bunlara bakıp "Vay iki yüzlü yamyamlar" diye söylenenlere soruyorum:Siz İstiklal Caddesi'ne, New York 5. Cadde'ye, Champs Elysee'ye çıkıp "Yağma serbest" diye bağırın bakalım neler oluyor. Kimler medeniyet maskesini düşürüp barbarlığa dönüyor.Depremde komşusunun can verdiği enkazda altın diş sökenleri ne çabuk unuttunuz.Çaresiz bir halkı aşağılamak, bombalamak kadar ağır suçtur.Kolu kopmuş Iraklı çocukları izlerken nasıl acı çektiysek, yerden para avuçlayan yağmacıları, Saddam heykelini devirmeye çalışan "tiyatrocular"ı izlerken de öyle sızladı içimiz...Öyle bitap bir halk ki, diktatörüne ilmek takmaktan aciz...Halat bağlıyor, ip sallıyor, balyozluyor... yıkılmıyor."Rejisör" bakıyor ki, böyle olmayacak, "oyuncu" zayıf kalacak, yayın uzayacak; "Uff ya bunu da mı ben yapacağım" kibriyle gelip "Çekilin bakiym" diyor, çelik halat geriyor. Önce şaşırıp kendi bayrağını, sonra uyanıp işgal ettiği ülkenin bayrağını çekiyor. Tankla heykeli devirince de, "Haydi buyurun, tepinin" diye figüranları davet ediyor.Bir yandan da evleri basıp yatakların altında dünyanın en korkulan diktatörüyle onun ölümcül kitle imha silahlarını ve 80 bin kişilik ordusunu arıyor.Savaş değil bu... aşağılık bir orta oyunu...***Bakmayın siz, ağzında sularla "yağmaya katılamadık" diye dövünenlere...Türkiye'nin en büyük kazancı bu utancın dışında kalmış olmasıdır.Şu aralar Kuzey Irak'a büyük ilgi gösteren Ankara, kızı şöhrete ve paraya kavuşunca "Onun asıl babası benim" diye ortaya çıkan ayyaş babalara benzemiyor mu?100 yıl hiç ilgilenmediğin bir halkı, şimdi petrol kuyularına yakın oturuyor, Kürtlerin önünü kesiyor diye ve "Onlar benim soydaşım" yalakalığıyla son anda sahiplenmeye kalkışmak yakışık alıyor mu?Peki Kürtler soydaşınız değil mi?Şimdi ister misiniz, o Kürtler, "sizin" Türkmenlerin çocuklarına Türk ismi takma izni vermesin, "Türkçe yasak" desin, televizyon seyrettirmesin.Seyreyle o zaman gümbürtüyü...Ah Türkiyem!..Sen kendi evini derleyip toparlasan, komşuda kıyamet kopsa umurun olmaz aslında... can.dundar@e-kolay.net Sanıyordunuz ki, Bağdat'ta Amerikan askeri, esir aldığı Iraklılara silahı doğrultup soracak: