Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Rahmetli Erdal İnönü’ye vefatından önce yaptığımız uzun bir söyleşide sormuştum:
“İsmet Paşa’nın Kürt kökenli olduğu konusunda bir söylenti vardır. Öyle mi gerçekten?”
Telaşla soyağacını ortaya serip atalarının Türk oğlu Türk olduğunu kanıtlamaya çalışmadı Erdal Bey...
Şöyle dedi:
“Babamın babası, Kürümoğullarından... Onlar da Kürt olduklarını söylemiyorlar. Ama Bitlisliler... Bitlis’te de tüm Kürtler birlikte yaşıyorlar. Dolayısıyla çok geriye gidilirse belki ortak cet ortaya çıkar.”
İçine girdiğimiz süreçte bu “ortak cet” yaklaşımına çok ihtiyacımız var.
* * *
Aynı söyleşide Erdal İnönü, Kürt sorununa çözüm önerisini de karmaşık formüllerden uzak bir cümlede özetlemişti:
“Kürtlerin kendilerini evlerinde, ülkelerinde hissedeceği bir ortam yaratmak...”
Bu cevabın içinde, sorunun hem nedeni, hem çözümü vardı.
İnönü özellikle 12 Eylül’de getirilen Kürtçe yasağının yarattığı tahribata dikkat çekmiş, “Farklılıkları koruyarak beraber yaşama”nın öneminden söz etmişti.
Bugün çözümün yolunu açacak uzlaşma noktalarından biri de bu formül olmalı...
* * *
1990’da Erdal İnönü SHP Genel Başkanı sıfatıyla Diyarbakır’a gitmiş, bölge siyasetçileriyle temaslar yaptıktan sonra bir “Güneydoğu Raporu” hazırlatmıştı.
DGM’nin dava açmasıyla sonuçlanan o raporun temel saptamaları şunlardı:
1)Türkiye’de Kürtler vardır.
2) Türkiye Cumhuriyeti, bir ırk cumhuriyeti değil, bir siyasal bilinç cumhuriyetidir.
3) Türkiye, asimilasyoncu politikalardan vazgeçmelidir.
4) Kürtler bu ülkenin gerçeğidir, parçasıdır. Kendi dillerini yazarlar, geliştirirler, okul kurarlar, yazılı ve görsel basını kullanırlar.
Bugün girişilen çözüm sürecinde AKP ile CHP’nin bu asgari müştereklerde buluşmaları gerek.
* * *
Ve son olarak Erdal İnönü, çözümün Meclis çatısı altında ve Kürtlerin oy verip parlamentoya yolladığı meşru siyasal temsilcileriyle diyalog içinde çözümünden yanaydı.
Bu iyi niyetli yaklaşımı suistimal edildi, kendisine pahalıya ödetildi, ama sonuçta başka çare olmadığı noktasına gelindi.
Türkiye 20 yıl kaybetti.
* * *
Gelinen aşamada, yukarıda sözünü ettiğim 4 noktanın, yani:
Kürtlerle Türklerin ortak tarihlerinin yarattığı kardeşliğin...
Farklılıkları koruyarak bir arada yaşama kararlılığının...
Asimilasyon politikalarına karşı çıkacak cesaretin...
Kürt halkının çözüm için Meclis’e yolladığı meşru temsilcileri muhatap almanın...
Ve tabii bir de bu sürecin Türkiye’yi bölmesinden kaygılananlara güvence verecek ciddi devlet adamlığının... başlangıç için önemli olduğuna inanıyorum.
Sorun şu:
Ben ortada Erdal İnönü’nün cesaretine, iyi niyetine ve çözücü iradesine sahip liderler göremiyorum.