Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İşte bütün mesele bu.

Yıllardır birçok eser için aynı şey konuşuluyor, Jackson Pollock’a ait olup olmadığı anlaşılmıyor.

Pollock eseri olmak ya da olmamak

En çarpıcı örneklerden biri tam 11 yıl önce yeniden gündeme gelmişti.

Uzun yıllar, aynı eser için Jackson Pollock’ın eşi “Gerçek değil”, metresiyse “Son resmini benim için yaptı” diyor ve iki kadın bir eser üzerinden savaşlarına devam ediyordu.

Ruth Kligman daha 26 yaşında bir sanat galerisinde çalışırken güvendiği bir uzmana danışıyor, “Şu anda en iyi ilk üç ressam kim?”

Cevabı alıyor: “Jackson Pollock, Bill de Kooning ve Franz Kline.”

Haberin Devamı

İkinci cümle amacını daha da belli ediyor: “Jackson Pollock’la nerede tanışabilirim?”

Pollock’ın en sevdiği bara (Cedar Bar) hemen akşamında gidiyor ve hemen o gece yakınlaşıyorlar.

Pollock o zaman Lee Krasner’la evli.

Ama Kligman bunu umursamadan Pollock’la ilişkisine devam ediyor.

1956’da Pollock’ın hayatını kaybettiği araba kazasında kendisi de ağır yaralanıyor.
Kligman “Pollock son resmini benim için yaptı” diye ortaya çıkıyor ve ‘Kırmızı-siyah-gümüş’ adlı resmin Pollock’un son eseri olarak kayda geçmesini istiyor, daha sonra da resmi satmak için çok uğraşıyor.

Hatta son nefesine kadar bu resmi saklıyor ve defalarca gerçek olduğuna dair onay almak için uğraşıyor.

Araya birçok tanıdık sokuyor ama Pollock resimlerinin gerçek olup olmadığına karar veren vakfın başında Pollock’ın eşi Lee Krasner var.

Tabii Krasner, Nuh deyip peygamber demiyor.

Resmin gerçek olabileceğine dair birçok kanıt olsa da resmi değerlendirmeye bile almıyor.

“O dönemde Pollock resim yapamıyordu” deyip konuyu kapatıyor.
Krasner’in ölümünden sonra da Kligman’ın savaşı devam ediyor.

Ama bu sefer de Krasner’in dostlarının engeline takılıyor, resim için bir türlü onay alamıyor.

Yalan testlerinden başarıyla geçse de resmin Pollock tekniğine uyduğu kabul edilse de.

Kligman resmi satamıyor ve 2010’da yokluk içinde ölüyor.
Pollock’ın doğumunun 100. yıl dönümünde ise bu resim yine gündeme geldi, çünkü 100. yıl şerefine bir müzayedeye çıkacağı açıklandı.

Daha önce çok uğraşılmasına rağmen hiçbir müzayedeye kabul edilmeyen resim ilk defa New York’ta Phillips de Pury & Company’de satışa çıkacaktı.

Haberin Devamı

Sothebys’de Pollock’ın ‘No. 5’ adlı resminin 140 milyon dolara satıldığını biliyoruz.

O sırada bir resme ödenen en yüksek fiyattı bu.

Ama bu resmin ne kadara satılacağı bilinmiyordu, hatta satılıp satılmayacağı da.

Bu arada hatırlatalım, müzayede evi bu resmi bir şartla kabul ediyor.

Kataloğa ‘Jackson Pollock resmi’ yerine ‘Jackson Pollock’a dair’ yazıyorlar.

İşte bu bir kelime fark, aslında iki kadının savaşından kaynaklanıyor.

Bu savaş olmasa resim belki de çoktan kabul edilecek ve şu anda bir müzenin duvarlarını süslüyor olabilecekti.

Kligman da resimden kazandığı parayla rahat bir hayat yaşayabilecekti.

Buna rağmen müzayede evi son anda eseri açık artırmaya çıkarmaktan bile vazgeçti.

Pollock eseri olmak ya da olmamak

Lauren Bacall’a hediyesi gerçek mi?

Şimdi ise sanat dünyasında “Bulgar polisi daha önce bilinmeyen bir Jackson Pollock eserini mi keşfetti?” diye konuşuluyor.

16 Eylül 1949 tarihli resmin arkasında, Hollywood yıldızı Lauren Bacall’a yazılmış, 25. yaş gününü kutlayan bir not var.

Haberin Devamı

Bulgaristan’da eserin 53 milyon dolar gibi bir değere sahip olabileceği konuşuluyor.

Bulgaristan İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Petar Todorov, yerel televizyonlarda resmin gerçekten de Pollock tarafından yapıldığından emin olduğunu ifade etti. “Büyük bir sevinçle, bu tabloyu kurtarmayı ve korumayı başardık ve şu anda ekspertiz bunun orijinal olduğunu gösteriyor” diye ekledi.

Ancak bu değerlendirme elbette kesin değil.

Pollock-Krasner Vakfı’nın kimlik doğrulama kurulunu dağıttığı 1990’lardan bu yana, sanatçının çalışmalarının meşruluğuna ilişkin sorular yalnızca Uluslararası Sanat Araştırmaları Vakfı’na (IFAR) yöneltildi.

IFAR’ın direktörü Sharon Flescher ise bu tabloyu görmediklerini, incelemeleriyle ilgili bir talep de almadıklarını belirtti.

New York, East Hampton’daki Pollock-Krasner Evi ve Çalışma Merkezi’nin müdürü Helen Harrison da benzer şekilde Bulgar yetkililerin kendisiyle temasa geçmediğini bildirdi ve eserin değeri konusunda da spekülasyon yapılmaması gerektiğini ekledi.

İşte bu durumda, daha uzun yıllar devam etmesi beklenen bir “Pollock mı, değil mi?” tartışması daha oldu.