Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

KÖTÜLÜKLE UZATMALI SINAVIMIZ

Ayşe Arman’ın Şeyma Subaşı’yla yaptığı 3 günlük röportajda dönüp dolaşıp aynı noktaya geliniyor, herkes Şeyma’yı yerden yere vuruyor ama takip etmeden de duramıyor.

Şeyma ise durumu özetliyor, düşüşümü, mutsuzluğumu görmek istiyorlar diye.

Hadi Şeyma uç bir örnek olabilir, gösterişli yaşantısını, bu yaşantıyı fazlasıyla paylaşmasını eleştirebilirsiniz, onu beğenmek ya da takip etmek zorunda da değilsiniz.

Ama tabii bu demek değildir ki kendinizde onun kötülüğünü isteme hakkını görebilirsiniz.

Bu, sadece Şeyma için geçerli değil, herkes için geçerli.

Haberin Devamı

Ne zamanki başkasının kötülüğünü isteyecek duruma geliniyor, işte o anda durup bir silkelenmek gerekiyor.

Daha çok yakın bir süre önce Ayşen Gruda’nın cenazesinde yaşananları da gördük.

Cenazede bile ünlülerle selfie peşinde olanlar Demet Evgar fotoğraf isteklerine cevap vermeyince kendisini hayranlarına saygısızlıkla suçlayıp üste çıkmaya çalışacak kadar şuursuzlaştılar.

Üstelik bunu yapan ünlü oyuncuyla fotoğraf çektirecek kadar kendisine hayran olanlar...

Sadece Türkiye’de değil, dünyada da şuursuzlaşma ve tanıdığı tanımadığı, hayran olduğu olmadığı, takip ettiği etmediği birçok kişi hakkında sosyal ağlarda sonsuz atıp tutma ve kötülüğünü isteme var.

En yeni çarpıcı örneklerden biri Kensington Sarayı’nın Düşes Kate ve Düşes Meghan için yazılan cinsiyetçi ve ırkçı mesajları temizleme çalışması.

Nefret mesajlarının ürkütücü bir boyuta geldiğini açıklıyor Kensington Sarayı.

Hatta düşesleri birbirine düşürmek için yazılanlardan da ayrıca ne kadar rahatsız olduklarını ekliyorlar.

Bunun üzerine İngiliz Hello! Dergisi bu hafta yeni bir kampanya başlattı: ‘Hello to Kindness’ başlığıyla.

İyilik, naziklik kazansın diye.

İşte hepimizin ihtiyacı olan şey de bu aslında, iyilik, naziklik ve tabii beğensek de beğenmesek de, eleştirsek de eleştirmesek de kimsenin kötülüğünü istememek...

KÖTÜLÜKLE UZATMALI SINAVIMIZ
Kaç kişinin daha başına geliyor?

Dünyada iyiliğin, hoşgörünün giderek kaybolmasının son örneklerinden biri de Oscarlar’da tam 10 dalda aday olan ‘Roma’ filminin başrol oyunculardan Jorge Antonio Guerrero’nun ABD tarafından vize başvurusunun reddedilmesi.

Haberin Devamı

Hem de üç kez başvurmuş olmasına rağmen, hem de yapımcılardan ve Netflix’ten Oscarlar’a katılmak üzere ABD’ye gelmek istemesine dair evraklar almasına rağmen.

Bir kere değil, üç kez art arda reddedilmiş.

Hangi gerekçeyle, neden reddedildiğini anlamak mümkün değil.

O anki görüşmeyi yapan memurun inisiyatifine kalmış bir durum sonuçta söz konusu olan.

Ee, Meksika’ya karşı da ABD’de nasıl bir ön yargı olduğunu biliyoruz.

Guerrero ise durumu kabullenmiş, “Bu kaç kişinin daha başına geliyor!” diyor.

“Hem de kırmızı halıya çıkmak, ödül törenine katılmak için değil, ABD’ye gerçekten gitmek için hayatını riske atıp ağır şartlarda çalışmak zorunda kalanları unutmamak gerek” diye de ekliyor.

Haksız mı?