Yeni müdavim mekânımız Lucca ya da Gizli Kalsın değil, Houseparty. Yatağınızdan pijamalarınızla katılabildiğiniz partilerde kendinizi hiç tanımadıklarınızla da aynı odada bulabiliyorsunuz. Sevdikleriniz ise kimlerle sosyalleştiğinizin peşinde
Yeni hayatımızın en büyük eğlencesi hiç şüphesiz Houseparty. Evet, Zoom’da toplantı, Facetime’da spor yapıyor, Skype’ta Whatsapp’ta görüntülü konuşuyoruz. Ama hiçbiri Houseparty’nin yerini tutmuyor; Houseparty İstanbul’un ve daha birçok metropolün yeni Lucca’sı haline geldi.
Houseparty’ye belli bir saatten sonra katıldığımızda bir Gizli Kalsın gecesi gibi uykusuz kalacağımızı biliyoruz. Üstelik uykusuz kalırken kendimizi birdenbire hiç tanışmadığımız, tanıdık simalarla da aynı partide bulabiliyoruz. “E, her parti böyle değil mi?” derseniz hayır yanılıyorsunuz derim. Çünkü her partiye yatağınızdan pijamalarınızla katılmıyorsunuz. Sadece saçınız makyajınız değil en doğal halinizle, evinizde sevdiklerinizle konuşurken grupta tanımadığınız birileri olsa bile bu ruh haliyle dökülüyor, en büyük endişelerinizi en içten halinizle anlatabiliyorsunuz.
Houseparty sadece eğlence değil, samimiyeti de getiriyor beraberinde. Zaten telefonu elinizde tutarken birdenbire biri karşınıza çıkabiliyor ekranınızda; üstelik telefon çalması da, “Merhaba, müsait misin?” falan da yok.
Yeni nezaket kuralları
Hiç ummadığınız isimlerden arkadaşlık teklifi de alıyorsunuz, normalde telefonda konuşmadığınız sadece karşılaştığınızda selamlaştığınız kişilerin bile oturma odasında, yatak odasında bulabiliyorsunuz kendinizi. Tabii bunun için ortak arkadaşlarınız olması gerekiyor, bir de parti odasının kilitlenmemiş olması gerekiyor.
Aslında yeni nezaket kurallarını da getiriyor beraberinde bu partiler. Yakın bir arkadaşınızın tanımadığınız arkadaşlarıyla sohbetine çatkapı girebilir misiniz, yoksa davet mi beklemelisiniz? Doğrusu herkesin tek sosyalleşme alanı bu olduğu için kimse nezaket kurallarına dikkat etmiyor.
O yüzden özel bir şey konuşacaksanız, kapınızı mutlaka kilitlemeniz gerekiyor, hem sürekli “ya biri gelirse” korkusu yaşamamak için hem de dedikodu yaparken yakalanmamak için. Tabii kilit de çözüm değil, meraklı arkadaşlarınız hemen sonrasında “Kilitli bir odadaydın, kiminleydin?” diye sorguya çekmeye başlıyor. İşte o aşamada, ne diyeceğinizi şaşırıyorsunuz. Herkese her şeyi anlatmalı mıyız, artık hayat böyle mi, kendi kamuoyumuzdan habersiz başka bir arkadaşımızla görüşemeyecek miyiz?
Güvenlik açığı var mı?
İşte Houseparty de Lucca ya da Gizli Kalsın gibi bir müdavim mekânı oldu çıktı son günlerde. Salı gecesi ise büyük bir panik yaşandı. Çok sevdiğim bir arkadaşımdan Whatsapp’tan gelen mesajla sarsıldım. Sanki bir yakınıma bir şey olmuş gibi.
Oysa mesajda yazan cümle şu: “Houseparty hacklenmiş, çabuk sil!” Arkadaşımın sildiğini gördükten sonra bile elim gitmedi silmeye. İnternette biraz araştırma yaptım, bu konuyla ilgili tüm ciddi makaleleri okudum. Houseparty’deki kullanıcı adı ve şifrenizi çalıp Netflix hesabınızdan banka hesabınıza kadar özel bilgilerinizin ele geçirilebileceğini anlatıyordu makaleler. Birçok Houseparty kullanıcısı Twitter’da şikâyetlerini sıralarken, Houseparty’ciler ise “Kesinlikle böyle bir güvenlik açığı yok” diyordu. İşte bu noktada son derece pimpirikli bir arkadaşıma sordum, “Sence ne yapmalıyız, bilgilerimiz çalınır mı, silmeli miyiz Houseparty’yi?” diye. Cevap şuydu: “Çalınırsa çalınsın ne yapalım, tek eğlencemiz o kaldı, onu da silecek değiliz.”
Bilmem anlatabildim mi?