Ai Weiwei’in Schengen ile sınavı
Çinli sanatçı-aktivist Ai Weiwei’in son sergisinin açılındayız, Londra’da Lisson Gallery’de Ayşe Malhan ile birlikte.
Ai Weiwei’in hayranlarının bağışladığı lego parçalarından yaptığı eserlere 2. Dünya Savaşı’ndan kalma düğmelerle yaptığı eserler eşlik ediyor.
En dikkat çekici olanlar Paul Gauguin ve Vincent van Gogh eserlerini yeniden yorumlaması.
Ai Weiwei sosyal medyayı çözmüş sanatçılardan, hiç bıkmadan hayranlarıyla fotoğraf çektiriyor, hatta telefonunuzu elinden alıp selfie yapıyor.
Bu arada sergi ile ilgili basın bülteninin sanatçının isteğiyle tamamen Chat GPT’de yazıldığını da gururla söylüyorlar.
Daha önceki sergisinin bülteni de yine benzer bir yapay zekâ uygulamasıyla yazılmış ve yazım hatalarıyla dolu.
O yazım hatalarına da dokunmadık diyorlar.
Sergi açılışından birkaç gün sonra Ai Weiwei, İsviçre’ye seyahat ediyor.
Zürih Havalimanı’nda İsviçre’ye girişi reddediliyor, bir bankta sabahlamak zorunda kalıyor ve ertesi sabah ilk uçakla sınırdışı ediliyor.
Ai Weiwei elbette boş durmuyor bunlar olurken, her anı görüntülüyor ve sosyal medyada paylaşıyor.
Pasaport kontrolde görevlinin kendisine söylediği “Burası Portekiz değil, burası İsviçre” notuyla…
Ai Weiwei durumu “mantıksız ve insanlık dışı” olarak nitelendiriyor.
Peki ama haksız mı?
Elbette onu en iyi biz anlarız.
Schengen vizesi konusunda son yıllarda çoğumuz zorluklarla karşılaşıyor, vizelerin süresinden red almaya kadar…
Ai Weiwei son yıllarda Portekiz’de yaşıyor, oturum için de başvurmuş, uzun zamandır bekliyor.
Portekiz’den aldığı Schengen vizesiyle diğer bir Schengen ülkesi olan İsviçre’ye rahatlıkla seyahat edebileceğini düşünürken sınır kapısında reddediliyor.
Dünyaca ünlü bir sanatçı olmasına rağmen.
Bu aslında İsviçre’yle ilk sınavı değil Ai Weiwei’in.
Daha önce de 2021’de bir İsviçre bankası sanatçıya, Çin’deki sabıka kaydı iddialarını gerekçe göstererek İsviçre’deki hesabını kapatacaklarını söyledi.
Sanatçı Çin’de vergi kaçakçılığıyla suçlandı ve 2011 yılında 81 gün gözaltında tutuldu, ancak kendisine karşı herhangi bir resmi suçlama getirilmedi.
Ai Weiwei, Çinli yetkilileri açıksözlü bir şekilde eleştirdiği için bu, muhalifleri susturma girişimi olarak görüldü.
Ai Weiwei’in hayatı 2008 Pekin Olimpiyatları için inşa edilen “Kuş Yuvası” adlı olimpiyat stadına danışmanlık yaparken insan hakları ihlallerine yakından şahit olması ve bu konuda eleştiriler yapmaya başlamasıyla baştan aşağı değişiyor.
İşte şimdi dünya barışının sembolü haline gelen ve tarafsızlığıyla övünen İsviçre’de bile kendisine rahat yok!
