Londra’da VitrA’nın lansmanı için bulunan Bülent Eczacıbaşı ve misafirleri ile Yeni Soho’da bir araya geliyorum.
Bülent Eczacıbaşı’nın birden çok şapkası var, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı, İstanbul Modern Sanat Vakfı’nın Mütevelli Heyeti Başkanı ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Yönetim Kurulu Başkanı.
Gündüz ana konu Tom Dixon ile iş birliği yaptıkları koleksiyonken, akşam konu Eczacıbaşı’nın yeni kitabına geliyor.
“Aklımızda Bulunsun - İş İnsanları İçin Denemeler”, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı.
Kitabın çıkış noktasını konuşuyoruz.
Bülent Eczacıbaşı önce kitabın formatına karar vermiş, ebadından içinde yer alacak deneme sayısına ve hatta denemelerin uzunluğuna kadar planlamış.
Okuyucuların günümüzde daha uzun süreli odaklanmakta zorluk çektiğini göz önünde bulundurmuş.
4-5 sayfalık 40 denemeden oluşan kitabı tam iki yılda sohbet üslubuyla yazmış, kişisel anekdotlara yer vermiş.
Liderlikten iş ahlakına, şirketlerde mizah kültüründen kapitalizmin geleceğine, karar almada duyguların rolünden özel kesim-devlet ilişkisine geniş bir konu yelpazesi var kitapta.
Bülent Eczacıbaşı, bu yeni kitabında iş dünyası meselelerini, can alıcı noktalarına değinerek tartışıyor.
Konuları hem küresel hem de yerel boyutlarıyla ele alıyor, Hepimizin “Aklımızda bulunsun” diyebileceği düşünce notlarını bugünün ve geleceğin iş insanlarıyla paylaşıyor.
Yarım yüzyıla yakın bir çalışma, okuma ve düşünme serüveninin bir özeti bu kitap aslında, hap bilgilerle okuyanlara hayatta zaman kazandırma amacında.
Bu, Bülent Eczacıbaşı’nın ilk kitabı değil.
Tam dört yıl önce “İşim gücüm budur benim: İş İnsanının Yeni Sorumlulukları” başlıklı kitabını yayımladı.
Farklı kültürlerden insanların hikâyelerine tanıklığını paylaştığı “Yoldan” adlı fotoğraf kitabı ise 2020’de yayımlandı.
Kısa bir süre önce de İstanbul Modern’in Beyoğlu’ndaki geçici mekânında bir fotoğraf sergisiyle karşımıza çıktı:
“Dönüşümden Yansımalar: Yeni İstanbul Modern’e Doğru”, Bülent Eczacıbaşı’nın objektifinden İstanbul Modern’in Renzo Piano imzalı yeni binasının yapım süreci.
Bülent Eczacıbaşı, İstanbul Modern’in yeni binasının “teknolojiyle insan emeğini üstün bir estetikle birleştirerek ülkenin kültür birikimine zenginlik katma” hayalinin ürünü olduğunu söylüyor ve binanın yapım sürecini belirli aralıklarla fotoğraflamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiriyordu.
Bu kadar farklı şapkası olan bir iş insanının bu kadar meşguliyet ve sorumluluk arasında nasıl bu kadar üretken ve yaratıcı olabildiğini soruyorum Bülent Eczacıbaşı’na.
Gülüyor, “Profesyoneller çalışıyor, ben yazıyla, fotoğrafla uğraşıyorum” diyor.
Tabii bunu bir cuma akşamı VitrA’nın basın yemeğinde söylemesi de küçük bir detay.