Neredeyse her gün ülkemizin çeşitli yerlerinde çıkan yangın haberleriyle uyanıyoruz, içimiz cız ediyor. Tıpkı dün saat 13.30’da Çanakkale’de başlayan yangın gibi... Sosyal medya ve ana haberlerde Çanakkale’deki yangın ilk sıraya oturdu, çünkü çok büyük idi. Düşünün o kadar büyük ki, Gelibolu’ya 35 kilometre uzaklıktaki yangının dumanlarını belirli yerlerden görüyorduk, varın büyüklüğünü anlayın.
Tam eve girmek üzereyken, değerli meslektaşım Milliyet Haber Araştırma Müdürü Pınar Aktaş, Çanakkale’ye gitmemi istedi. Durur muyum, daha sırt çantamı indirmemiştim ki, buradaki yakın dostlarımı aradım, Beşiktaşlılar Derneği Başkanı Hakan Pehlivan, aile dostumuz Kazım Karababa ile birlikte bastık gaza, arabalı vapuru beklemeden, köprüden Çanakkale’ye vardık. Hakan Pehlivan cep telefonuyla çok harika fotoğraflar çekiyor, ondan destek istedim, sağolsun Kazım kardeş özel aracıyla bizi yangın yerine ulaştırdı.
Yüreğim yandı
Çanakkale merkezine yaklaşık 10 km. kala otobanda aracımızı durdurduk, karşımızda cayır cayır yanan ormanları içimiz acıyarak izlerken, bir yandan da o görüntüleri fotoğrafladı Pehlivan. Yaklaşık bir saat o korkunç manzarayı izledim, inanın kahroldum... Çünkü o bölgelerde yerleşim yerleri, yani köyler, insanlarımız ve sessiz canlarımız var. İnanın o manzarayı izlerken içim acıdı, yüreğim yandı. Helikopterlerin birini gidiyor biri geliyor, neredeyse 24 helikopter yangını söndürmeye ve yayılmasını önlemeye çalışıyor. İtfaye ve ambulans sirenleri karanlıkta çınlıyor, ‘İnşallah can kaybı yoktur’ diye dua ettim. Hızı 70 kilometreyi bulan lodos, zaman zaman anafora dönüşürken, onca çalışmaya karşın, yangının büyümesine malesef engel olunamadığını gözlemledim, bir heliktoperler suyu boşaltıyor, tam söndü derken, bu kez lodos nedeniyle yangın başka bir yere sıçrıyor, büyüdükçe büyüdü.
Zor günlerin insanıyız
Çanakkale Devlet Hastanesi’nde de ilgililer olası yangının buraya ulaşması halinde gerekli tedbirleri aldılar, güvenlik güçleri itfaye ve ambulansların rahat çalışması için tüm yolları trafiğe kapattılar. Çanakkale’deki büyük yangın burada yaşayan halkı paniğe sürüklerken, vatandaşlar, yoğun dumandan etkilenen insanlara bol su ve ayran taşıdı. Onları izlerken, bir kez daha gurur duydum ülkemiz insanından, zor günlerin insanıyız biz.
Çanakkale’yi İzmir’e bağlayan ana arterden yol alırken, yangını gören insanlar araçlarını durdurarak uzaktan da olsa çalışmaları yaşlı gözlerle izledi. Yangın bölgelerine yaklaşmak istedik ancak güvenlik çemberine takıldık. Valla, polisler doğru yaptılar, çünkü o bölgelere gerekli araçların gitmesini sağladılar. Lapseki - Çanakkale arasında sürekli ambulanslar mekik dokurken, şimdilik can kaybının olmaması sevindirici.
Sorumlu davranmalıyız
Yaklaşık beş saat Çanakkale’deki yangınları uzaktan izlerken, yangının nereden ve nasıl başladığını henüz öğrenemedik. Bakın eyyy güzel insanlar, özellikle ormanlık bölgelerinde piknik yaparken, arkanızda fitili ateşleyecek objeler bırakmayın, yani pet şişe, hatta plastik olsa da fark etmiyor. En ufak bir dikkatsizliğiniz ve de sorumsuzluğunuz yüzlerce yeşil alanların yok olmasına neden oluyor, ciğerimiz yanıyor, ciğerimiz! insanlarımız hayatını kaybediyor, artı oralarda yaşayan yüzlerce sessiz dostlarımız, canlarımız telef oluyor!