Haberin Devamı

Ole Gunnar Solskjaer’e artık kızamıyorum. Eleştirirken, ellerim geri gidiyor artık! Savunma bloğu darmadağın... Biri düzeliyor, biri sakatlanıyor. Emirhan ve Uduokhai sakat, Tayyip Talha kırmızıdan tribünde! Ole’nin elinin altında alternatif yok. Norveçli hoca, düşünün Svensson’u Paulista’nın yanına çekti, Chamberlain sağ bekte... Olacak iş mi bu? Olur, olur, ne yapsın? 
İşin özeti, kadro derinliği sıfır ötesi... Bir de sakatlarla boğuşuyor. Benzetme yerindeyse, “Denize düşen, yılana sarılır” misali! Dünkü tek doğrusu, haftalardır formsuz olan Immobile’nin yerine Mustafa Hekimoğlu’nu on birde sahaya sürmesiydi.
Kupayı kaçıran Beşiktaş, üç haftadır ayağına gelen klasman fırsatını elinin tersiyle itiyor. Ne güzel, Galatasaray, Samsunspor’u yenmiş, alın bir üçüncülük şansı daha... Nitekim, eksik kadrosuna karşın Kartal, maça istekli, baskılı ve arzulu başladı. İlk yarıya iki net pozisyon sığdırdı. Gelin görün ki Rashica, fırsatları golle taçlandıramazken, Brniç’in sert şutunda kaleci Mert tecrübesini konuşturdu, köşeye giden topu kornere tokatladı.
Beşiktaş artık, “Görünen köy, kılavuz istemez” misalidir. Yahuu, 62 dakika neredeyse tek kale oyna, üret, atama! Şanssızlık mı, beceriksizlik mi, adını siz koyun, üstüne gol de ye... 
Eee, böyledir bu oyun... Atamayana, atarlar arkadaş! Nitekim ele-avuca sığmayan, kontrol edilemeyen Yusuf Sarı, 62’de önce perdeyi açtı, 76’da muhteşem frikik golüyle farkı ikiye çıkardı, Kartal’ı kaderiyle baş başa bıraktı.
Valla, Kartal’ın şu anki fotoğrafı beni asla şaşırtmıyor. Kısacası sürpriz değil... Bu negatif fotoğrafa birçok faktör sıralayabiliriz. Yönetimde yaşanan krizler, teknik kadroda gelgitler, yanlış transfer politikaları ve de bitmek - tükenmek bilmeyen sakatlıklar serisi...
Ben alıştım, siz de alışın eyyy Beşiktaş sevdalıları... Kızıyorsunuz ama eldeki malzeme bu... Demem o ki, yuhalamak yerine, sahip çıkma zamanıdır. Kartal’ı yalnızlığa mahkum etmeyin emi!